Küf kokan sokaklarda (Şiir)
Kur'an'ın ve İnancın savaşını verdiği için 18 yıldır Medrese-i Yusufiyede olan ağabeylerim Vahdeddin Edebali ve Beşir Toprak’a...
Küf kokan sokaklarda
Gece olur
Döner evlerine yorgun insanlar
Başlar yalnız şairlerin acı dolu dakikaları
Hasret duyguları eşliğinde
Yakılır bir ağıt
Demlenir kaçak bir çay
Yılların acıları üstüne
Çöker karanlıklara gebe kara bulutlar
Buruk, gönül pencerelerinden
Terk edilmeye mahkûm edilmiş yiğitlerin menziline
Yalnızlık rüzgârları eser
Bükülür yiğitlerin yüreği
Filistin’de bükülen kollar misali.
Elemli bir demin loş ışıklarında
Hasret çeken suskun şairlerin bembeyaz sayfalarına
Dökülür sessizce gözlerden yaşlar
Bir kurşun misali dökülür yaşlar
Hasret, özlem ve acı
Ahtapotlar gibi kuşatır benliği
Yorgun ve yoksul bir bedenle
Bedenler uzanır ranzanın üstüne
Ay görünmez,
Yıldızlarla hasbihal edilmez.
Düşlere düşünce mazideki hatıralar
Uyku girmez özlem çeken gözlere
Zihinlerde bin bir dertle
Dinmez yanlızlığın acısı
Yılmaz bir dirençle geçer su misali zaman.
Toprağa atılan fidanlar misali
Düşer yüreğe acılara direnen umutlar.
Yeşermek için rahmet yağmurlarını bekler
Güneşe hasret kardelenler misali
Güneşi görünce öleceğini bile bile
Yönelir karanlıkları yaran güneşe…
(Şiir: Mehmed Maksut)