Kuran`da, duanın yalnızken, yalvararak ve için için yapılabileceğine dikkat çekilir. Dolayısıyla duanın nerede yapıldığı, dua sırasında düzenlenen `tören`in büyüklüğü, katılımın fazla olması ve dua eden şahsın sesinin çok fazla çıkması ölçü değildir.
Dini bir terim olarak dua, kulun bütün benliğyle Yüce Yaratana yönelerek O'ndan dilekte bulunması ve O'ndan bir şeyler istemesidir. Diğer bir deyişle Allah'ın yüceliği karşısında kulun acizliğini itiraf ederek, sevgi ve yüceltme duyguları içinde O'nun lütuf ve yardımını dilemesidir. Ayrıca günlük kullanımda Allah'a sunulacak talepleri içeren ifadelere ve bunların metinlerine de dua denilmektedir. Dua, sadece Allah'a yakarış demek değildir. Dua aynı zaman da Allah ezze ve Celleye olan iman ve teslimiyetin bir ifadesidir. Bu açıdan dua, insanın Allah'a olan güveninin ve bağlılığının bir göstergesidir.
Anlamı: Rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla. Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. O, rahmândır ve rahîmdir. Ceza gününün mâlikidir. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. Bize doğru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
Anlamı: “…Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin.”
Bakara Sûresi: 128. Âyet
“Rabbenâ vec’alnâ müslimeyni leke ve min zürriyetinâ ümmeten müslimeten leke ve erinâ menâsikenâ ve tüb’aleynâ inneke entettevvâbürrahıym.”
Anlamı: “Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.”
Bakara Sûresi: 201. Âyet
Okunuşu: “…Rabbenâ âtina fiyddünyâ haseneten ve fiyl’âhireti haseneten ve kınâ azâbennâr.”
Anlamı: “…Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!”
Anlamı: “…Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.”
Bakara Sûresi: 286. Âyet
Okunuşu: “Rabbenâ lâ tü’âhıznâ in nesiynâ ev ahta’nâ, Rabbenâ ve lâ tahmil ‘aleynâ ısran kemâ hameltehu ‘alelleziyne min kablinâ, Rabbenâ ve lâ tühammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bihî, va’fü ‘annâ vağfir lenâ, verhamnâ ente mevlânâ fansurnâ ‘alel kavmil kâfiriyn.”
Anlamı: “…Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!”
Âl-i İmrân Sûresi: 8. Âyet
Okunuşu: “Rabbenâ lâ tüzığ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledünke rahmeten, inneke entel vehhâb.”
Anlamı: “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.”
Anlamı: “Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimler topluluğunun baskı ve şiddetine maruz bırakma!”
Hud Sûresi: 41. Âyet (Gemiye Binince Okunacak)
Okunuşu: “…Bismillâhi mecrâhâ ve mursâhâ, inne rabbî le gafûrun rahîm.”
Anlamı: “…O’nun yürümesi ve durması Allah’ın adıyladır. Rabbim bağışlar ve merhamet eder.”
Hud Sûresi: 47. Âyet
Okunuşu: “Rabbi innî eûzu bike en es’eleke mâ leyse lî bihî ilm(ilmun), ve illâ tagfirlî ve terhamnî ekun minel hâsirîn.”
Anlamı: “…Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyanat uğrayanlardan olurum.”
Anlamı: “…Başarım ancak Allah’ın yardımı iledir. Ben yalnızca O’na dayandım ve ancak O’na döneceğim”
Yusuf Sûresi: 101. Âyet
Okunuşu: “…Teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn.”
Anlamı: “…(Ey Rabbim!) Beni müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!”
İbrahim Sûresi: 40. Âyet
Okunuşu: “Rabbic’alnî mukîmes salâti ve min zurriyyetî rabbenâ ve tekabbel duâi.”
Anlamı: “Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!”
İbrahim Sûresi: 41. Âyet
Okunuşu: “Rabbenâgfirlî ve li vâlideyye ve lil mu’minîne yevme yekûmul hisâb.”
Anlamı: “Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla!”
İsrâ Sûresi: 24. Âyet
Okunuşu: “…Rabbirhamhumâ kemâ rabbeyânî sagîrâ.”
Anlamı: “…Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!”
İsrâ Sûresi: 80. Âyet
Okunuşu: “…Rabbi edhılnî mudhale sıdkın ve ahricnî muhrace sıdkın vec’al lî min ledunke sultânen nasîrâ.”
Anlamı: “…Rabbim! Gireceğim yere dürüstlükle girmemi sağla; çıkacağım yerden de dürüstlükle çıkmamı sağla. Bana tarafından, hakkıyla yardım edici bir kuvvet ver.”
Kehf Sûresi: 10. Âyet
Okunuşu: “…Rabbenâ âtinâ min ledunke rahmeten ve heyyi’ lenâ min emrinâ raşedâ.”
Anlamı: “…Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır.”
Kehf Sûresi: 24. Âyet
Okunuşu: “…Asâ en yehdiyeni rabbî li akrabe min hâzâ raşedâ.”
Anlamı: “…Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır.”
Tâhâ Sûresi: 25-28. Âyetler
Okunuşu: “…Rabbişrah lî sadrî. Ve yessir lî emrî. Vahlul ukdeten min lisânî. Yefkahû kavlî.”
Anlamı: “…Rabbim! Gönlüme ferahlık ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu çöz. Ki sözümü anlasınlar.”
Tâhâ Sûresi: 114. Âyet
Okunuşu: “…Rabbi zidnî ılmâ.”
Anlamı: “…Rabbim, ilmimi artır.”
Enbiyâ Sûresi: 83. Âyet
Okunuşu: “…Ennî messeniyed durru ve ente erhamur râhimîn.”
Anlamı: “…Başıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin.”
Enbiyâ Sûresi: 89. Âyet
Okunuşu: “…Rabbi lâ tezernî ferden ve ente hayrul vârisîn.”
Anlamı: “…Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın.”
Müminun Sûresi: 26. Âyet
Okunuşu: “…Rabbinsurnî bimâ kezzebûni.”
Anlamı: “…Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!”
Müminun Sûresi: 29. Âyet
Okunuşu: “…Rabbi enzilnî munzelen mubâraken ve ente hayrul munzilîn.”
Anlamı: “…Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen konuk edenlerin en hayırlısısın.”
Müminun Sûresi: 97-98. Âyetler
Okunuşu: “…Rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn. Ve eûzu bike rabbi en yahdurûni.”
Anlamı: “…Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım. Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.”
Müminun Sûresi: 109. Âyet
Okunuşu: “…Rabbenâ âmennâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrur râhımîn.”
Anlamı: “…Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.”
Furkan Sûresi: 65. Âyet
Okunuşu: “..Rabbenâsrif annâ azâbe cehenneme inne azâbehâ kâne garâmâ.”
Anlamı: “…Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helaktir!”
Furkan Sûresi: 74. Âyet
Okunuşu: “..Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zurriyyâtinâ kurrate a’yunin vec’alnâ lil muttakîne imâmâ.”
Anlamı: “…Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!”
Şuara Sûresi: 83-85. Âyetler
Okunuşu: “Rabbi heb lî hukmen ve elhıknî bis sâlihîn. Vec’al lî lisâne sıdkın fîl âhırîn. Vec’alnî min veraseti cennetin naîm.”
Anlamı: “Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat. Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl. Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle.”
Neml Sûresi: 19. Âyet
Okunuşu: “…Rabbi evzı’nî en eşkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele salihan terdâhu ve edhılnî bi rahmetike fî ibâdikes sâlihîn.”
Anlamı: “…Ey Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!”
Okunuşu: “…Rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr.”
Anlamı: “…Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım.”
Saffat Sûresi: 100. Âyet
Okunuşu: “…Rabbi heb lî mines sâlihîn.”
“Ey Rabbim! Bana sâlihlerden (bir oğul) ihsan et!”
Mümin Sûresi: 7-8. Âyetler
Okunuşu: “…Rabbenâ vesi’te kulle şey’in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke ve kıhim azâbel cahîm. Rabbenâ ve edhilhum cennâti adninilletî vaadtehum ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim inneke entel azîzul hakîm.”
Anlamı: “… Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz azîz ve hakîm olan sensin!”
Zuhruf Sûresi: 13-14. Âyetler (Bir Araca/Binite Binince Okunacak Duâ)
Okunuşu: “…Subhânellezî sahhara lenâ hâzâ ve mâ kunnâ lehu mukrinîn. Ve innâ ilâ rabbinâ le munkalibûn.”
Anlamı: “…Bunu hizmetimize veren Allah’ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz.”
Ahkaf Sûresi: 15. Âyet
Okunuşu: “…Rabbi evzı’nî en eşkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhu ve aslıh lî fî zurriyyetî, innî tubtu ileyke ve innî minel muslimîn.”
Anlamı: “…Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardanım.”
Haşr Sûresi: 10. Âyet
Okunuşu: “..Rabbenâgfir lenâ ve li ihvâninâllezîne sebekûnâ bil îmâni ve lâ tec’al fî kulûbinâ gıllen lillezîne âmenû rabbenâ inneke raûfun rahîm.”
Anlamı: “…Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!”
Anlamı: “…Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır. Rabbimiz! Bizi, inkâr edenler için deneme konusu kılma, bizi bağışla! Ey Rabbimiz! Yegâne galip ve hikmet sahibi, ancak sensin.”
Anlamı: “…Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin.”
Kalem Sûresi: 51-52. Âyetler (Nazar Duası)
Okunuşu: “Ve in yekâdullezîne keferû le yuzlikûneke bi ebsârihim lemmâ semiûz zikra ve yekûlûne innehu le mecnûn. Ve mâ huve illâ zikrun lil âlemîn.”
Anlamı: “O inkâr edenler Zikr’i (Kur’an’ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi. Hâla da (kin ve hasetlerinden:) «Hiç şüphe yok o bir delidir» derler. Oysa o (Kur’an), âlemler için ancak bir öğüttür.”
Nuh Sûresi: 28. Âyet
Okunuşu: “Rabbigfirlî ve li vâlideyye ve li men dehale beytiye mu’minen ve lil mu’minîne vel mu’minât(mu’minâti) ve lâ tezidiz zâlimîne illâ tebârâ.”
Anlamı: “Rabbim! Beni, ana-babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla, zalimlerin de ancak helâkini arttır.”
Okunuşu: “…Yahrucu min butûnihâ şarâbun muhtelifun elvânuhu fîhi şifâun lin nâs…” Anlamı: “…Onların (arıların) karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifâ vardır…” (en-Nahl, 69)
Okunuşu: “Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîn…” Anlamı: “Biz, Kur’ân’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü’minler için şifâ ve rahmettir…” (el-İsrâ, 82)
Okunuşu: “Ve izâ maridtu fe huve yeşfîn.” Anlamı: “Hastalandığım zaman bana şifâ veren O’dur.” (eş-Şuarâ, 80)
Okunuşu: “…Kul huve lillezîne âmenû huden ve şifâ’…” Anlamı: “…De ki: O, (Kur’ân) inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifâdır…” (Fussılet, 44)