‘Kurban’ı İbrahim (as) ifa etti.
İbrahim’in (as) sîretinden en büyük hisseyi ise Gazze kapmış bulunmaktadır. İbrahim’in eylemiyle ilgili -varsa- bütün sorular Gazze’de cevabını bulmaktadır. Kurban, Gazzelilerin kurbanıdır. Sevgililer, en sevgililer, ciğer pareleri orada satışa sunulmaktadır; Allah ile yapılan alış-veriş pazarında. “Allah müminlerden canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın almıştır” ayet-i kerimesi Gazze’de her türlü şaibeden uzak bir şekilde hakikate dönüşmektedir. Yeryüzünde, adı Gazze ile beraber yazılmayı hak eden başka mümin topluluklar da bulunmaktadır. Geriye kalan ‘sevâdul azam’ ise içerisi en fazla et dolu sığır ve davar bedenlerini yere devirerek, bir an önce etleri tıkınmaya hazır hale getirmenin verdiği telaş ile sokakları kırmızıya bulamaya hazır haldedirler. Bıçaklar bilendi, baltalar hazırlandı.
Gazze’mizin sokakları ise her daim kırmızı.
“Lebbeyk Allahümme” nidaları İbrahim’in şehri Mekke’nin dağlarını-taşlarını çınlatmaktadır. Lakin bu nidalar sadece İslam beldelerindeki tağutlara ömür tazelemektedir.
Değerli kardeşlerimiz!
Bizler tıpkı, “Ya Fransız kafirini beldenizden def edersiniz ya da Cuma namazı kılamazsınız, kıldığınız namaz namaz olmaz, dağılın, evlerinize gidin!” diyen Rıdvan Hoca’nın nutku gibi bir nutka muhtacız. Bir bilen var mı, İslam beldelerimiz İsrail ve İsrail’ler tarafından işgal edilmişken biz Müslümanların hiçbir şey olmamış gibi bayramlar kutlamamız, ‘kurbanlarımızı’ kesip, etlerini dolaplara doldurmamız Rasulümüz Muhammed (sav)’in siret ve sünnetinin ne yanına düşmektedir?
Uzun lafın kısası, Rabbimiz Allah’tan bizleri içinde bulunduğumuz zilletten kurtarmasını ve bunun için bizleri, gerçek bayramlara kavuşturacak en büyük salih amel olan kayıp ibadetimiz cihadla yeniden diriltmesini niyaz ediyoruz.
Allah’ım! Sen’den, Rasûllerin/Nebîlerin ‘bayram’ını istiyoruz. Amin.