Bülent Şahin ERDEĞER

30 Ocak 2007

MALCOLM LİTTLE’DAN MALİK EL ŞAHBAZ’A: BUGÜNE DERSLER

MALCOLM LİTTLE’DAN MALİK EL ŞAHBAZ’A:

BUGÜNE DERSLER

 

Malcolm kardeş, hayatı, mücadelesi ve şehadetiyle dönemimizde yaşanan pek çok hastalığın teşhisinde bizlere örnek olmuştur. Malcolm kardeş cahiliyye’den kopuş sürecinin aşamalı olması ile bizlere örnek olmuştu. Onun serserilikten, hırsızlıktan ayrılarak Elijah Muhammed’in sapkın, tepkisel hareketi vesilesiyle İslam kültürüyle tanışması, ardından Hacc vesilesiyle Evrensel sahih İslam ile buluşması ve nihayetinde Amerika’da şehadet şerbeti içmesi birçok dersler barındırmaktadır.

 

1.Ders: Malcolm Little


Malcolm Little, Şirk’in ve cahiliyye’nin pisliğine gırtlağına kadar batmış bir insanın dahi tevbe kapısıyla dönüş yapabileceğini, en kirli insanın bile kalbinin derinliklerinde İslam’ın nurunun sızabileceği bir boşluk olabileceğini göstermiştir. Malcolm Little bu aşamada adı olmayan bir kayıp, Batının sömürerek nesneleştirdiği bir isimsiz olduğunu fark etmiştir. İşte bu noktada Malcolm “X” olmuştur. X’liğinin farkına varış ezilenin ezilmişliğini fark etmesi, ezenlere tepki duymasını sağlamıştır. Bu tepki O’nda yaralı bir bilinç doğurmuştur. Elbette bilinçsizlikten iyi olan bu yaralı bilinç ideal ve doğru bir sonuç ta değildir.

 

2.Ders: Malcolm Little’dan Malcolm X’e

 

Malcolm X hayatındaki cahiliyye kirliliğinden arınma çabasıyla bize ilk dersi vermişti. 2.Ders ise daha zorludur. Arınma süreci başı ve sonu olan donuk bir yolculuk değildir. Bilakis son nefese kadar yapılan sürekli bir dönüşüm ve muhasebe hâlidir. Amerikanizmin köleleştirdiği zencilerin kurtuluşunun zencilerin kendilerine dönmeleri gerektiğini gören Malcolm X arınmaya yönelik en büyük iç tehlike tepkiselliktir.

 

Malcolm ezilmişliğin çözümünün ezenleri ezmek, ezilmişliği ezilenlerin yapacağı eylemlerin tek meşruiyet noktası olarak göstermiştir. Bu tercih ezilmişliğin getirdiği bir öfke halidir ve ilk planda anlaşılabilir. Ancak bu öfkenin temel kriter kabul edilerek intikamın meşrulaştırılması adaletsizliği ve düşmanlaşmayı beraberinde getirir. Zalimin zulmüne engel olmanın yolu Zalim gibi olmak demek değildir. Çünkü zalime karşı zalim olmak adaletsizliği doğurur ve zulme karşı olmayı anlamsızlaştırır. Malcolm’un hayatının ikinci devresindeki tepkiselliği mazlumluğunu zulmün aracı kılmasına sebep olmuştur.

 

Bu paradoks mazlumları zalim eden şeytani bir kandırmacadır. Hristiyan sentezli Beyaz ırkçılığına karşı gelişen tepkisel siyah ırkçılığı/İslam sentezi fikri Ümmet merkezli adil ve dengeli evrensel İslam mesajının örtülmesine, beyazların İslam’la şereflenmelerine siyahların da ümmetçi olmalarına engeldi. İslami kimliği bulandıran bu gibi tepkiselliklerden arınma süreci devam ediyordu.

 

Bugün bizim coğrafyamızda da benzeri sorunlar ve gerilimler yaşamaktayız. Horlandığı, ezildiği için tepkiselleşen bir süre sonra da bu tepkiselliklerini adil olmanın önüne geçiren kimi Müslümanlar dengeli ve olgun bir tavırla kendilerine yapılanı başkalarına yapmama erdeminden uzaklaşmaktadırlar. Ezilmiş olma intikam zaafını beslemekte intikam da karşı olunanın aynısını tekrarlama hatasına düşürmektedir. Bu anlamda Malcolm X’in hayatını konu edinen sinema filmindeki bir sahne akıllardan çıkmamaktadır: Malcolm X adamlarıyla beraber Nation of Islam merkez binasının kapısından içeriye girmektedir. Tam o sırada beyaz genç bir kız karşısına çıkıp siyahların mazlumluğunun farkında olduğunun Amerikada yaşlanılan bu zulme karşı neler yapabileceğini sorar. Malcolm kıza dönerek soğuk ve sert biçimde cevap verir: Hiçbir şey! Ve suratına kapıyı kapatıp içeri girer.” Tutarlı bir temele dayanmayan kompleksli bu ruh hali ancak zulmü zalimi de özgürleştirecek biçimde aşma ve kucaklayıcı bir ferasetle aşılabilirdi.

 

3.Ders: Malcolm X’ten Malik el-Şahbaz’a

 

2.ders bu ferasetin gerekliliğine dikkat çekiyordu. Bir X olan ve hiç sayılmanın intikamıyla zenci ulusçuluğu-İslam sentezini dillendiren Malcolm X Hacc’a gider. Hacc’da kendisiyle aynı hassasiyetleri taşıyan dili rengi farklı kardeşleriyle karşılaşan ve uygulamalı olarak ümmetçiliği yaşayan Malcolm kardeş sahih bir dönüşümle ulus kimlik-İslam sentezinden özgürleşerek Tevhidi İslami kimliğe ulaşmıştır. Amerikalı mazlumların kurtuluşunun beyazlar gibi olmamak olduğunu, onların yaptığı gibi yapmamayı aksine beyazları, hispanicleri, kızılderilileri ve siyahları kuşatan özgürlük ve barış kuşağında olduğunu yani İslami kimlikte olduğunu dillendirmiştir.

 

Bu sonuç onun Malik el-Şahbaz olmasını getirmiş böylece özelde zencilerin uğradığı hakları gözeten ama bu gözetmeyi tek dava edinmeyen siyahların ezilmişliğinin sebebini İslamsızlıkta göre bu ezilmişliğin çözümünün karşı ulusçuluk olmadığını dillendiren tevhid ve adalet ekseni dengeli bir kimlikle sonuçlandırmıştır. Katışıksız saf Tevhid’e ulaşan Malik kardeş bunun bedelini de terk ettiği intikamcı adamlarının namluların çıkan kurşunlarla ödemiştir. Şehadet birbirlerinden beslenen beyaz-siyah ulusçuların işbirliğini ve aslında küfrün tek millet olduğunu göstermiştir. Malik el-Şahbaz kardeşimizin şehadeti bugün bizlere çok şey anlatmaktadır.

 

Selam ve Dua Vasat ümmeti hedefleyen İslami kimliklerine tepkisellik ve intikam karıştırmayan ilim sahiplerinin üzerine olsun…