28-01-2019 12:04

Mazlum-Der ve Özgür-Der`den nezarethanelerde başörtüsü yasağına kınama

​​​​​​​Mazlum-Der Genel Merkezi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu`nun başörtüsü çıkışını yaptığı yazılı açıklamayla kınadı. Özgür-Der de, nezarethanelerde kadınların başörtülerinin çıkarılmasını “işkence” diye niteleyerek buna derhal son verilmesi çağrısında bulundu.

Mazlum-Der ve Özgür-Der`den nezarethanelerde başörtüsü yasağına kınama

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, "Biz bir tedbir alıyoruz. Nezarethaneye bir kadın veya bir erkek girdiği zaman biz hiçbir şey tutmuyoruz." diyerek kadınların başörtülerinin çıkarıldığını itiraf ettiği söz konusu sözlere tepki gösteren Mazlum Der Genel Merkezi, başörtüsünün güvenlik gerekçesi ileri sürülerek cebren çıkartılmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Açıklamada, "Soylu'nun basına yansıyan, 'Biz bir tedbir alıyoruz. Nezarethaneye bir kadın veya bir erkek girdiği zaman biz hiçbir şey tutmuyoruz. Kadın meselesi biraz daha hassas bir mesele. Kadınları ayrı bir nezarethaneye koyuyoruz. Başörtüleri konusunda bir tasarruf yapmak durumundayız. Başörtülerini alıyoruz, orada hiçbir erkek personel olmuyor. Kadın nezarethaneye girdiği andan itibaren onun başına bir bone veriyoruz.' şeklindeki açıklama,  Adana Şubemizin 23.01.2018 tarihinde yapmış olduğu Mersin Kom Gözlem Raporu ve GYK üyemiz Tevfik Durmaz'ın 24.12.2018 tarihinde yapmış olduğu 'Batman' 'Gözaltında Başörtüsü Çıkarılan Kadınlar Raporu' başlıklı raporlarımızda ortaya koyduğumuz tespitlerle örtüşmektedir." denildi.

"Başörtüsünün cebren çıkartılması olayı asla kabul edilemez"

Suç ve suçluyla mücadelede hukuk kurallarına ve temel haklara riayet edilmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamanın devamında, "Bakan Soylu'nun, 'Tedbir alıyoruz.' gerekçesiyle açıkladığı başörtüsünün cebren çıkartılması olayı asla kabul edilemez. Suç ve suçluyla mücadelede hukuk kurallarına ve temel haklara riayet edilmesi gerekir. Başörtüsünü çıkartma gerekçesi olarak sunulan, 'kendilerine veya birbirlerine zarar vermemeleri' hususu gerçekçi de değildir. Bu mantıkla gidilirse kişilerin gömleği, pantolonu, iç çamaşırı ve diğer kıyafetlerine de müdahale edilmesi gerekir." ifadelerine yer verildi.

"Bu uygulamadan derhal vazgeçilmelidir"

"Soylu'nun sözleri, pratik uygulamalar ve nezarethanelerin fiziki şartlarıyla da örtüşmemektedir." denilen açıklamanın sonunda şunlar kaydedildi:

"Cezaevlerindeki uygulamaların yanında fiziki şartlarında uygulamadaki hukuksuzluğun gözler önüne serildiğini belirten açıklamanın devamında, " Kadınların konulduğu nezarethaneler de birçok hizmetin erkek memurlar tarafından verilmesi, kadınların lavabo ihtiyaçları için erkeklerin olduğu bölümden geçmek zorunda kalmaları, kameraların başında erkek personelin olması, bazı memurların bu konuda gerekli hassasiyeti göstermemeleri gibi birçok gerçekle karşı karşıyayız. MAZLUMDER olarak, bu uygulamayı kınadığımızı ifade eder, temel hakların ihlali anlamına gelen bu uygulamadan derhal vaz geçilmesini talep ederiz." 

Özgür-Der’in konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasının tam metni de şöyle:

Nezarethanede Kadınların Başörtülerinin Çıkarılması İşkencesine Derhal Son Verilsin!

Rıdvan Kaya / Özgür-Der Genel Başkanı / 28 Ocak 2019

Türkiye insan hakları ve özgürlükler noktasında uzun yıllar içinde zor zahmet elde ettiği ilerlemeyi ‘güvenlikçi’ mantığın hortlaması yüzünden son yıllarda hızlı bir şekilde kaybediyor. Altını çizerek belirtelim ki, gözaltında tutuldukları esnasında tesettürlü hanımların başörtülerinin alıkonulmasına yönelik ithamların, söylentilerin en yetkili ağız tarafından kabullenilmesinin şokunu yaşıyoruz!

Ne hazindir ki, AK Parti iktidarının ‘Yeni Türkiye’ söylemiyle geçmişin karanlık sayfalarının mazide kaldığı ve zorbalık uygulamalarının unutulmaya terk edildiğinin sıkça iddia edildiği bir vasatta 28 Şubat’ta bile tevessül edilemeyen bir uygulamanın icra edildiğini bizzat İçişleri Bakanı’nın ifadelerinden öğrenmiş bulunuyoruz!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kendisine yöneltilen bir soruya cevaben gözaltına alınan başörtülü hanımların ‘tedbir gereği’ nezarethanelerde başörtülerinin çıkarıldığını ifade etmiş.

Açıkçası bu açıklamanın anlamsızlığını tartışmıyor, içerdiği had safhada tutarsızlıkları saymaya lüzumsuz addediyoruz. Ayrıca yapılanın neden din ve vicdan özgürlüğü açısından kabul edilemez bir zulüm olduğunu; insan hakları zaviyesinden ne kadar bariz bir ihlal teşkil ettiğini; 28 Şubatçı despotların bile yeltenmediği böylesi bir çirkinliğe başvurmanın nasıl bir çarpık zihin ürünü olduğunu uzun uzadıya sıralamaya da gerek duymuyoruz.

Sadece şunu vurgulamakla yetiniyoruz: En yetkili ağız tarafından itiraf edilen bu uygulamanın ne kadar utanç verici olduğunun görülmemiş, anlaşılmamış olması başlı başına bir suç, kocaman bir ayıptır! Gözaltına alınan mütesettir hanımlara açık ve doğrudan işkence anlamına gelen bu zalimane uygulamaya derhal son verilmelidir!

(İslam ve Hayat / İlkha / H.Söz Haber)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !