15-03-2010 11:20

Mescid-i Aksa için küresel intifada çağrısı

Tepkilere ve her sene 3 milyar dolar yardım aldığı ABD`nin kınamasına bile aldırmayan terör devletine karşı Filistinli direniş grupları, İslam Ümmet`inin küresel bir İntifada başlatmasını istiyor.

Mescid-i Aksa için küresel intifada çağrısı

Türkiye kendi yoğun iç gündemine kapanmış iken, Siyonist terör devleti İsrail, Filistinliler üzerindeki baskısını her geçen gün artırıyor. Mescid-i Aksa'ya saldırılarını artıran terör devleti İsrail'in Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşimci alanını da genişleteceğini açıklaması Filistinlilerin büyük tepkisini çekti. İslam'ın ilk kıblesi Mescid-i Aksa'yı yıkarak yerine sözde Süleyman Mabedi yapmayı planlayan İsrail, işgal topraklarındaki Yahudi yerleşim birimlerinin inşaatına da hız vererek 1600 yeni konutun daha yapılacağını duyurdu. Tepkilere ve her sene 3 milyar dolar yardım aldığı ABD'nin kınamasına bile aldırmayan terör devletine karşı Filistinli direniş grupları, İslam Ümmet'inin küresel bir İntifada başlatmasını istiyor.

Mescid-i Aksâ'da neler oluyor?

28 Şubat Pazar günü sabah saatlerinden itibaren Mescid-i Aksâ'yı abluka altına alan İsrail, aylardır yaptığı gibi yine fanatik Yahudileri Mescid-i Aksâ'ya sokarak, direnen Filistinlileri katletmek istiyor.

Siyonist işgal güçlerine karşı Mescid'i Aksa'nın onurunu ve izzetini korumaya çalışan bir avuç Filistinli ise canları pahasına direnişi sürdürüyor.

Sözde Süleyman Mabedi İçin

İsrail'in geçen yıldan bu yana fanatik Yahudileri kışkırtarak Mescid'i Aksa'yı ele geçirme planı yaptığını ifade eden Filistinliler, çatışmaların büyümesi ile Aksa'yı yıkmayı hedefleyen İsrail'in böylelikle sözde Süleyman Mabedi'ni inşa etmeyi istediğini söylüyor. Geçtiğimiz 28 Şubat günü de basın toplantısı düzenlemek bahanesi ile Mescid-i Aksâ'ya girerek ayin yapmaya çalışan fanatik Yahudiler, Mescid-i Aksâ'da nöbet tutan Filistinli gençlerin direnişi ile geri püskürtüldü.

Amaç Aksa'yı bölmek

Fanatik Yahudi gruplarının Mescid-i Aksâ'ya baskın girişimleri, İsrail'in Kudüs'ü Yahudileştirme faaliyetlerinin bir parçası. Bu baskın girişimleri İsrail tarafından desteklenen planlı bir eylem ve amacı da Yahudilerin Mescid-i Aksâ'da ayin yapmalarını olağan hale getirmek ve daha sonra Mescid-i Aksâ'yı, El-Halil kentindeki İbrahim El-Halil Camisi gibi Yahudiler ve Müslümanlar arasında ikiye bölmek. Nihai hedef ise adım adım Mescid-i Aksâ'ya tamamen el koyup Müslümanların bu mukaddes mekanını yıkarak yerine sözde Süleyman Mabedi'ni inşa etmek. Siyonistlerin bu niyetini bilen Filistinliler işte bu nedenle fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksâ'da ayin yapmasına ne pahasına olursa olsun izin vermiyorlar. Fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksâ'da ayin yapmaya, binlerce İsrail polisi ve askerinin eşliğinde gelmesi de plan hakkındaki düşünceleri doğruluyor.

Aksa'yı korumak için mescidde nöbet bekleyen gençleri göz yaşartıcı bombalar ve plastik mermiler kullanarak, elektrikleri keserek dışarı çıkarmaya çalışan İsrail askerleri, onlarca sivil Filistinliyi yaraladı.

Fanatik Yahudilerin turist kıyafetleriyle ve yabancı ülke bayraklarıyla Mescid-i Aksâ'ya baskın düzenlemeye kalkışmasının İsrail devletince dünya kamuoyunu aldatmaya yönelik bir manevra olduğunu kaydeden Filistinliler, geçen yıl Gazze'de başlayan soykırım girişimlerinin bugün Mescid-i Aksa üzerinden sürdürülmeye çalışıldığına dikkat çekiyor. İsrail polisinin Haremüşşerif'e girişleri 50 yaşla sınırlandırması ve Batı Şeria'ya girişlere tam kapatma uygulaması da çatışmalara neden oluyor. Doğu Kudüs'ün bazı mahallelerinde İsrail polisi ile Filistinliler arasında arbedeler ve taşlı saldırılar devam ediyor. Kudüs'ün mahalle aralarında Filistinli çocukları tutuklama girişiminde bulunan İsrail polisi ile Filistinliler arasındaki çatışmalar da sürüyor. Siyonist işgal rejiminin, Filistin'in değişik bölgelerinden Cuma namazı kılmak için Mescidi Aksa'ya akın edenlerin yüzüne Mescidi Aksa'nın kapılarını kapatması yüzünden her Cuma camiyi dolduran 30 bin kişiden sadece 3 bin kişinin barikatları aşıp Mescidi Aksa'nın içinde namaz kılabildi.  İsrail askerlerinin, Mescid-i Aksa'nın girişinde Filistinlilerin kimliklerine el koymak istemesi üzerine giriş kapılarında ve caddelerde çatışmalar çıktı. Çatışmalarda İsrail askerleri Filistinlilere sopa, dipçik ve plastik mermilerle saldırdı. Filistinlileri Mescidi Aksa'da namaz kılmaktan menetmede ısrar eden İsrail, Kudüs'ü adeta kışlaya dönüştürdü.

El Halil'e ilk Yahudi taşı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Batı Şeria'daki Filistin kentlerinden El Halil'deki Halil İbrahim Camisi ile Beytüllahim yakınlarındaki Raşel'in Türbesini, "İsrail'in korunması gereken Yahudi ulusal kültürüne ait yerler listesine dahil etmesinden bu yana, hem El Halil'de, hem Doğu Kudüs'te sürekli gerginlik yaşanıyor.

16 Mart Salı (yarın) yüzyıllar öncesinden gelen bir inanış doğrultusunda, Yahudilerin Üçüncü Tapınağının inşaatının başlatılacağı ve bu doğrultuda bazı aşırı dinci ve sağcı Yahudilerin camiye girip ilk taşı koyma girişiminde bulunacağı söylentisi ise Filistinlilerin büyük tepkisini çekti.

İsrail yönetimi geçen hafta da, Doğu Kudüs'te Ortodoks Yahudilerin oturduğu Şuhafat mahallesi yakınlarındaki Ramat Şlomo adlı yerleşim biriminde, 1600 yeni konut yapımına izin veren projeyi onayladığını açıklamıştı.

Hamas liderlerinden Halil el Haya:

Aksa'nın yıkılmasını mı bekliyorsunuz?

İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarına ve Kudüs'ü Yahudileştirmesine karşı, Kudüs'teki Filistinliler, ümmetin şerefini savunmaktadır. Diğer ümmet nerede? Mescid-i Aksa'nın yıkılmasını mı bekliyorsunuz? Ey Arap ve İslam ümmetinin liderleri ve halkları, düşmana karşı sizlerin de intifada başlatma zamanı geldi. Ümmetimizi ve onurumuzu koruma zamanı geldi.

Hamas sözcüsü Şeyh Yusuf Ferhat:

Son pişmanlık fayda vermez

Tehlike sirenleri çalıyor. Dünyadaki bütün Müslümanların felaket gelmeden ve Mescidi Aksa cinayete kurban gitmeden harekete geçmeleri gerekir. Harekete geçmezsek Mescidi Aksa'yı kaybederiz. Kaybedince pişman olsak da pişmanlık fayda vermeyecektir. Gazze'deki Filistin Meclisi önünde yarın yapacağımız gösteride, bu ümmetin hâlâ diri olduğunu, Mescidi Aksa'nın iliklerimize kadar işlediğini ve bu uğurda ölmeye hazır olduğumuzu düşmana iletmek istiyoruz.

İslami Cihad lideri Muhammed el Hindi:

İslam dünyası harekete geçmeli

İsrail'in Mescid-i Aksa ve diğer mukaddesatımıza karşı başlattığı saldırılara karşı İslam dünyası acilen harekete geçmelidir. Batı Şeri'adaki yetkililerin İsrail'le işbirliği yapması Mescid-i Aksa'yı kurtarmayacaktır. Halil'ür-Rahman'da ve Aksa'da bulunan kardeşlerimizin bu direnişi elinde tutmaları doğru yolda olduklarını gösteriyor. Bu gün direnişi ayakta tutanların dışındakilere meşruiyet yoktur.

Filistin İslami Hareket lideri Şeyh Raid Salah:

Mescid-i Aksa'yı yıkma provası

1948'de Filistin'i işgal eden İsrail, 2010 yılını hayati öneme sahip görüyor. İsrail bugün Mescid-i Aksa'ya el koyarak yerine sözde Süleyman Mabedi'ni inşa etmek üzere Mescid-i Aksa'yı yıkmanın provasını yapıyor.

The Independent yazarı Johann Hari:

Bağımsız Filistin ilan edilmeli!

Her yıl 3 milyar doları İsrail'e veren Obama yönetimi, İsrail'den artık daha fazla toprak işgal etme arayışına bir ara vermesine ve Filistinlilerle beraber yaşamaya başlamasına yönelik uysal ve çekingen bir ricada bulundu. Netanyahu ise ABD'nin bu ricasına sert bir tokatla karşılık verdi: İşgal altındaki Filistin topraklarında 1.600 yeni evin inşa edileceğini ve bu topraklarda yaşayan Filistinlilerin ise zorla yerlerinden edileceklerini duyurdu. Filistinliler, Batı dünyasının da aktif desteğiyle, daimi bir askerî boyunduruk altında yaşıyorlar. İkiye bölünmüş durumdalar. İsrail kendi yerleşimcilerini korumaya ve Filistinlilerin topraklarını ellerinden alma planlarına devam ediyor.. Filistin, İsrail'in tankları ve silahlarıyla her geçen gün biraz daha haritadan silinmektedir. Neden Filistinliler kendi topraklarına sahip olma hakkını "kazanmak" için suiistimalci bir dış politikaya boyun eğmek zorunda olsunlar? Filistin'in muhtemel bir bağımsızlık deklarasyonu söz konusu ülkeleri, Filistin'e yönelik pozisyonları karşısında çoğunluğunun dehşete düştüğü seçmenlerine hesap vermeye ya da pozisyonlarını değiştirmeye zorlayacaktır. Filistinliler de Yahudilerin bir zamanlar burnunda tüten özgürlüğü tatmak istiyorlar. Filistinliler artık bağımsızlıklarını ilan etmeliler.

Avrupa Filistin İnsan Hakları Derneği:

Yeni inşaatlar savaş suçudur!

Terör devletinin işgal altındaki Filistin topraklarında gaspçılar için yerleşim birimi inşa etmesi bir savaş suçudur. Uluslararası toplumun işgal devletine karşı kararlı bir tavır sergilemesi ve ahlaki, insani ve hukuki sorumluluğunu yerine getirmesi gerekir. Avrupa Birliği, işgal devletinin ürünlerini boykot etmelidir. Özellikle işgal topraklarında yetiştirilen ürünlere karşı kesin bir tavır alınması gerekiyor.

(Kaynak: Milli Gazete)

YORUMLAR
  • HUSEYIN SASMAZ   15-03-2010 14:49

    Yahudilerin Küstahlaşmasının ve Müslümanların Mescitlerine Karşı Cüretkarlaşmasının Sebebi Otoritenin Zavallılığı ve Mazarrat Yöneticilerdir Mübarek Filistin arzını gasp eden Yahudi varlığının beklenen ve alışılmış küstahlığı sayesinde Başbakan Benyamin Netenyahu, dün 21.02.2010 Pazar günü el-Halil'deki Mescid-i İbarahim ile Beytlahim'deki Mescid-i Bilal İbn-u Rebah'ın Yahudi varlığının uzun zamandır dayattığı mevcut durumun ifadesi ve onayı adımı altında "İsrail'in" miras alanları kapsamında sayılması kararını aldı. 25 Şubat 1994'te işlenen ve Rablerine secde eden onlarca Müslümanın ölümüyle sonuçlanan Baruch Goldstein katliamından bu yana Yahudi devleti, biri Müslüman musallilere ve diğeri Yahudilere ait olmak üzere el-Halil'deki Mescid-i İbarahim'i iki parçaya böldükten sonra tamamen kontrolü altında almıştır. Mescit civarındaki arazileri kamulaştırmayı sürdürürken mescide ulaşmalarını engellemek için Müslümanların önüne barikatlar koymasının yanı sıra mescitten ezan seslerinin yükselmesini engellemekte ve önüne demir kapılar koymaktadır. Mescid-i Bilal ise Beytlahim şehrinde adeta Yahudilerin cipi mesabesindedir. Yahudi varlığının attığı bu adım, İslami ümmete ihanette, otoritenin, Arap yöneticilerin ve Yahudilerin tekerrür eden küstahlığı ve kibri karşısında zillet ve dilenci tutumu takınan Müslümanların burnunu sürtmede haddi aşmaktır. Zira Filistin otoritesinin tutumu, barışa uzanan zelil eller karşısında eriyip tükenen kınama sınırının ötesine geçmemektedir. Mazarrat yöneticilere gelince; "onların en cesuru", ümmeti aldatmada ve Yahudilere yaraşır muamele yönteminden saptırmada haddi aşmak ve kabir ehli gibi sessiz sedasız kalmak üzere olayı kınayan ve bunu Yahudilerin barışta samimi olmadıklarına bir kanıt olarak gösteren kimsedir. Her şeye rağmen Filistin ve halkının, Yahudilerin yerleşim birimlerini, ihlalleri ve Yahudileştirme eylemlerini durdurmaları amacıyla onlara tevessül etmeleri için yöneticilere ihtiyaçları yoktur. Bilakis kendilerini ve topraklarını Yahudilerin pisliğinden kurtaracak kimselere ihtiyaçları vardır. Bu da Müslümanların diplomatlarının değil ordularının harekete geçmesini gerektirmektedir. Zira Filistin'deki Müslümanların sorunu, meseleyi aslından uzaklaştıran sınırlar ve tali detaylarda değildir. Bilakis Müslümanların arzını gasp eden, hurumatlarını ve mukaddesatlarını çiğneyen bu kanserli Yahudi varlığıdır. Yahudileri bizlere karşı cüretkarlaştıran şey otoritenin liderleri ile Müslümanların yöneticilerinin Yahudi varlığının ihlalleri ve meydan okumaları karşısında alışkanlık haline getirdikleri itaatkarlık tutumudur. Şayet Yahudi liderleri Müslümanların yöneticilerinden tek bir izzetli tutum görmüş olsalardı kesinlikle ayakları yerden kesilirdi. Ancak Allah'a, resulüne ve müminlere hıyanete aşina olan yöneticiler nerede, şerefli bir tutum takınmak nerede! Şüphesiz bu olay, binlerce kereden sonra İslami ümmetin kendisini Allah'ın bizler için istediği dünyada nusret ve izzete ahirette ise cennete sürükleyecek olan gerçek yöneticilere muhtaç olduğunu bir kez daha göstermiştir. O halde haydi Müslümanların orduları, Filistin'e yardım etmek ve zalimlerin tahtlarını yok etmek için harekete geçiniz. Ve siz ey güç ve kuvvet ehli, sizleri dünyanın ve ahiretin hayrına götürmesi için Hizb-ut Tahrir'e nusret veriniz.