Mısır`ın Gazze sınırına duvar girişimi Filistin halkına düşmanlık
Son günlerde Mısır yönetiminin Gazze sınırında çelikten duvar inşa edeceği haberinin yayılmasının ardından bu karara tepki gösteren Mısırlı parlamenter Seyyid Asker, kararı Filistin halkına yönelik düşmanlık olarak niteledi.
Son günlerde Mısır yönetiminin Gazze sınırında çelikten duvar inşa edeceği haberinin yayılmasının ardından bu karara tepki gösteren Mısırlı parlamenter Seyyid Asker, kararı Filistin halkına yönelik düşmanlık olarak niteledi.
Seyyid Asker, Kahire yönetiminin Gazze Şeridi’nde mahsur kalan Filistin halkına daha fazla baskı uygulamak için Washington’ın bu projesi ile işbirliği yapmasının Filistin halkı ve Arap milletine düşmanlık olduğunu vurguladı. Mısır yönetimi, Gazze sınırında yer altındaki derinliği 30 metreye varan ve 10 kilometre boyu olan çelikten bir duvar inşa ediyor.
Mısırlı Müslümanlar, siyonist İsrail’le kucaklaşan ve Camp David Anlaşması’na imza atarak Müslüman Filistin halkını, işgalci Yahudi İsrail’e satmaktan utanmayan cumhurbaşkanları Enver Sedat’ı “Çağın Firavunu” olarak tanımlayıp bu ihanetinden dolayı cezalandırmış ve ailesi Türk asıllı olan Şehid Halid İstanbuli adlı bir subay, askeri bir tören sırasında Sedat’ı öldürmüştü. Şehid Halid İslambuli (İstanbuli), bugün Mısır halkı nezdinde en sevilen milli kahraman konumundayken, Sedat’ın izinde yürüyen Hüsnü Mübarek, Mısır halkı tarafından “Sedat’ın tahtına oturan yeni Firavun” olarak tanımlanmakta.
(Kaynak Vakit)
-
HUSEYİN SASMAZ 23-12-2009 01:34
Meydan Okuyan Bu Mücrim Yahudiye Karşı Koyacak Bir Adam Yok mu? Medya organları, gelecekte ordunun girmek zorunda kalacağı bir savaşın Gazze Şeridi'nde olacağı inancını ifade eden ve Yahudi ordusunun saldırılarının daha yoğun yerleşim bölgelerine uzanarak savaşın köylere, şehirlere, mescitlere, hastanelere, anaokullarına ve okullara yayılacağı tehdidinde bulunan Yahudi Ordusu Genelkurmay Başkanı'ndan sadır olan tehdit ve gözdağı haberini aktardılar. Bizler Hizb-ut Tahrir olarak bu açıklamalar bağlamında deriz ki: Yahudi varlığı komutanının bu denli bir taşkınlığı ve kibri, bu mücrim varlıkla müzakere etmek için birbirleriyle yarışan ve sözde barış serapları peşinde soluk soluğa kalan yöneticilerin ve yönetici kılıklı kimselerin suratına atılmış yeni bir tokattır. Bu durum, Mısır rejimi tarafından sıcak bir şekilde karşılanıp Dar-ul Kenane'nin merkezinden Gazze Şeridi'ni ve halkını vurmakla tehdit ettiği eski Yahudi Dışişleri Bakanı Tzipi Levni'nin takip ettiği aynı çizginin devamıdır. Ki o zaman Mısır Dışişleri Bakanı onu dizginleyememiş ve daha sonra Gazze'nin sıkboğaz edilmesini meşrulaştıran bir tavır takınmıştır. Nitekim Levni'nin açıklamaları Gazze Şeridi'ne yönelik son savaşta vahşi eylemlere ve saldırılara dönüşmüştür. Yeni Yahudi Genelkurmay Başkanı'nın açıklamalarına yöneticiler ve yönetici kılıklı kimselerden cevap verecek kimse çıkmamıştır. Eğer Müslümanların orduları bu mücrim Yahudilere gerçek bir karşılık vermiş olsaydı tehdit etmeye ve gözdağı vermeye cesaret edemezlerdi. Çünkü akıbetinden emin olan bir kimse hakaret edebilir. Savaş suçlusu bu Yahudinin bir gurup Yahudi subayının mezuniyet törenindeki bu sözleri, Gazze halkına yönelik bu komplonun Yahudilerin askeri planlama ve eğitim enstitülerinde işlendiğini göstermektedir ki bu da Yahudilerin Gazze halkına karşı tekrar daha fazla cürüm işlemeye ancak daha vahşi ve iğrenç bir şekilde işlemeye niyetli olduklarının bir göstergesidir. Yahudilerin küstahlığına ve cürümlerine karşılık vermek onlarla anlaşmalar yapmak, Güvenlik Konseyi'nin müdahale etmesini istemek, dayanışmaya davet eden protesto ve yürüyüşler düzenleyip sonra da Allah savaşta müminlere yeter diyerek dağılmakla olmaz. Filistin halkına yardım etmek savaşmaksızın dua etmek ve onlara yardımlar gönderip sonra da katletsinler ve kanlarını akıtsınlar diye Yahudi ordusuna terk etmekle olmaz. Bilakis Gazze halkına ve tüm Müslümanlara yardım etmek ancak kana kanla, orduya ve tuzak kuran isyancılara orduyla karşılık verecek bir güçle olur. Bu mücrime verilecek cevap bu mücrimlerden intikam aldıktan sonra livasını sadece Mescid-il Aksa'ya dikecek bir orduyu harekete geçirmekle olur. Filistin halkının lisan-ı hali ve lisan-ı kavli şöyle nida etmektedir: Müslümanların askerleri ve subayları içinde hiç damarlarındaki kanları kaynayan ve Müslümanların beldelerindeki mazarrat yöneticileri alaşağı edip bu misyonu gerçekleştirmek için orduları harekete geçirecek bir Halifeyi nasbetmedikçe sakinleşmeyecek birisi yok mu? Yoksa Filistin halkını zillete gark olmaya ve ciğerlerini ve etlerini beyaz fosforların defalarca yakmasına mı terk edeceksiniz?! Mısır ordusu içinde Halid'in ve Amr İbn-ul As'ın siretini tekerrür ettirecek hiç aklı başında bir adam yok mu? Şam ordusu içinde Salahaddin'in siretini tekerrür ettirecek hiç aklı başında bir adam yok mu? Türkiye ordusu içinde Kotuz'un ve Baybars'ın siretini tekerrür ettirecek hiç aklı başında bir adam yok mu? Pakistan ordusu içinde Ukbe İbn-u Nafi ve Musa İbn-u Nasir'in siretini tekerrür ettirecek hiç aklı başında bir adam yok mu? Yahudi Genelkurmay Başkanı, sizleri uyararak şöyle demiştir: Çocuk, kadın ve yaşlı ayrımı yapmaksızın sizleri topyekun öldürmeye kararlıyım. O halde Allah'ın sizlere, "Ya ona karşı siz ne yaptınız" ey Müslümanların ordusu diye sormasından korkmaz mısınız? يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انفِرُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الأَرْضِ "Ey îmân edenler! Size ne oldu da "Allah yolunda savaşa çıkın!" denildiğinde yere çakılıp kalıyorsunuz?" [et-Tevbe 38]