24-03-2009 10:26

Molla Kadirov, Vahhabizm ve direniş ideolojisi

Kadirov, Çeçen-İçkerya cephesinin lider kadrosuna kanca atıp Çeçenya`ya döndürmek suretiyle bu cephenin varlığını bitirmeye çalışırken, Çeçen direnişini de `dini` tabandan mahrum bırakmak için babası eski müftü Ahmed Kadirov`dan miras `molla` tarafını cilalıyor.

Molla Kadirov, Vahhabizm ve direniş ideolojisi

 Kafkasya uzmanı gazeteci Fehim Taştekin, işgalci Rusya'nın kukla Çeçenistan Başbakanı Ramazan Kadirov'un konumu ve yapıp ettiklerini tarihsel bir perspektiften analiz eden bir yorum kaleme aldı. 

'Kadiri' Kadirov'un, panzehir niyetine zikir halkalarını büyütedurduğunu kaydeden Taştekin, "Kadirov tarihten rol çalıp Çeçen direnişinin ideolojik damarlarını kurutmak için sufizmin pasifist yanına sığındı…" diyor.

İşte Fehim Taştekin'in "Molla Kadirov, Vahhabizm ve direniş ideolojisi" başlıklı yorumu:

Molla Kadirov, Vahhabizm ve direniş ideolojisi

Fehim Taştekin / Dünya Bülteni

Yıl 1864. Direnişin imamı Şamil'in teslim olmasının üzerinden beş yıl geçmiş. Nakşi öğretisiyle örgütlenip Rus işgaline kök söktüren imamlar devri kapanmış, 'kaderimize, Rusya egemenliğine razı olalım' diyen Kunta Hacı Kişiyev'in Kadiri halkası kurulmuş. Binlerce Çeçen zikrediyor; Dans ve müzik eşliğinde Allah, La ilahe illallah...

Yıl 2009. 1991'de bağımsızlık mücadelesi, iki savaş atlattıktan sonra liderlerinin bir bir öldürülmesiyle bastırılmış. Çeçenler başkent Caharkale'de Rus ve Çeçen bayrağının gölgesinde zikre koyulmuş. Tefler çalınıyor, takkeli Çeçenler 'Allah' diyerek kendinden geçiyor. Dans ve müzik aynı ama gidişat daha nizami, ve de resmi...

Belli ki Kremlin güdümlü Çeçen lider Ramzan Kadirov, tarihten rol çalıyor; Rusya ile birlikteliği sağlamlaştırmak için direnişin ideolojik kalelerine hamle yapıyor. Direnişin 'İslami' söylemini 'Vahhabizm, radikalizm ve terörizm' etiketleriyle mahkûm edip 'Gerçek Müslüman benim" diyor. Kanıt olarak 17 Ekim 2008'de alâyıvalâ ile açılan 10 bin kişilik camiyi gösteriyor... Kadirov'un Rusya adına direnişi kırmak için adam kaçırma, hapsetme, yargısız infaz, işkence, şantaj ve tehditlerle dolu sicili oluşturmaya çalıştığı molla imajı için birer kusur değil! Olup biten Çeçen direnişini halkların gözünde 'şeytanileştirmek' için uğraşan Kremlin'in planlarını bir bir hayata geçirmekten başka bir şey de değil...

Bu topraklarda 400 yıldır bayrağını yerleştirip dik tutmak için yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığını her seferinde kanıtlamış Rusya, Sovyetlerin yıkılmasının ardından Cohar Dudayev'le başlayan yeni bağımsızlık hareketinin bu kez ulusal karakterde olduğunu fark etti. 1999'da ikinci savaşa koyulurken bu dinamizmi yok etmek için hal çaresi bulmuştu; Direnişçileri Vahhabi olarak niteleyip terörize edecekti. 18-19. yüzyılda imamlar döneminde müridizmden beslenen direniş, 1990'larda ulusal-milliyetçi çizgideydi. Şimdi bunun yerini 'dinsel' bir karakterin alması Rusların işine geliyordu. 1998'de kurulan 'Şura Hareketi'yle söylemini giderek İslamileştiren, hatta 31 Ağustos 1999'daki açıklamasında nihai hedefi "Kudüs'ü kurtarmak" olarak koyan Şamil Basayev'in aynı yıl Dağıstan'da 'şeriat' ilan eden Çobanmahi ve Karamahi köylerinde güvenlik güçlerince kuşatılan dava arkadaşlarına yardım adına düzenlediği 'akın', Ruslara aradıkları kozu vermişti. Ruslar bu hareketi Vahhabizm olarak karakterize etmekte gecikmedi... Tabi ki Arap yarımadasında 19'uncu yüzyıldan itibaren kök salmış Muhammed bin Abdulvahhab'ın öğretileriyle Kafkasya'daki yeni eğilim arasında hemen bir benzerlik kurmak boşuna... Vahhabiliğin Çeçen kültürüne orijinal haliyle nüfuz etmesi zor. Ancak Dudayev'in çizgisini devam ettiren Aslan Mashadov'un 2005'te öldürülmesinin ardından direnişin milliyetçi karakterinin yerini Batılıların 'uluslararası cihat ideolojisi' diye kategorize ettiği Kaide'den esinlenme yeni 'çeşni' doldurmaya başladı. Direniş, 2007'de Kafkasya Emirliği ilanıyla yeni bir boyuta geçti. Artık bağımsız Çeçenya değil, Kafkasya'da bağımsız bir 'şeri' devlet kurmak hedefti. Doku Umarov bağımsızlık öngören Çeçenya Anayasası'nın kendisine verdiği devlet başkanlığı görevinden çekilip kendi kendini Çeçenya'nın Nohçiço adıyla vilayete dönüştürüldüğü Kafkasya Emirliği'nin emiri ilan ediverdi. Bağımsızlık yanlısı 'milliyetçi' kanat ise Çeçenya'nın orijinal tanımı olan Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti'ni sürdürmek için Londra'da sürgün yaşayan Ahmed Zakayev'i başbakan seçti. Şimdi bir tarafta Çeçenlerin anavatanında hüküm süren Kremlin güdümlü Çeçenya Cumhuriyeti, diğer tarafta sürgünde Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti ve beri tarafta asıl ağırlığı Çeçenya, İnguşetya ve Dağıstan'da olmak üzere, Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes ve kısmen Kuzey Osetya'da özellikle baskı altındaki Müslüman gençlerden destek gören Kafkasya Emirliği var.

Kadirov, Çeçen-İçkerya cephesinin lider kadrosuna kanca atıp Çeçenya'ya döndürmek suretiyle bu cephenin varlığını bitirmeye çalışırken, Çeçen direnişini de 'dini' tabandan mahrum bırakmak için babası eski müftü Ahmed Kadirov'dan miras 'molla' tarafını cilalıyor.

Kadınlara örtünmelerini salık veriyor, Vodka satışına kısıtlama getiriyor, gelenek ve göreneklere dönüş çağrıları yapıyor, Kral Abdullah'ın onur konuğu olarak hacca gidiyor, Arap liderlerle temaslar kuruyor, her fırsatta Arap diplomatları Caharkale'ye götürüyor, İslam'a dair uluslararası konferanslar düzenliyor... Kısaca 'Kafkasya'da İslam'ın şampiyonu benim' diyor. Öyle ki kimi Ruslar 'Rusya içinde şeriat devleti kuruluyor' diye panikliyor. Ama bu trendin patentinin Kremlin'e ait olduğu unutuluyor.

Rusya Başbakanı Vladimir Putin 20 Mart 2009'da Kadirov'la ikili görüşmesinde Caharkale'deki Avrupa'nın en büyük camisi iddiasıyla 2008'de açılışı yapılan Hacı Ahmed Kadirov Camii ile ilgili soruyor: "Nasıl, işlevini yerine getiriyor mu?" Elbette cami işe yarıyor. Açılış günü caminin önünde kurduğu zikir halkasıyla Kadirov, kendince Kişiyev'in postundaydı. Kadirov, bir Kadiri olarak sufiliği yeni trende dönüştürme arzusunu 7 Mart 2009'da Mevlid Kandili vesilesiyle bir kez daha gösterdi. Gündüz zikir, gece olunca havai fişek şöleni…

Ancak Kadirov'un da unuttuğu bir şey var; An gelir bu zikir halkası Kremlin'i de korkutur! Çeçenler 1864'te Kafkasya'nın düşmesiyle Kişinev'de teselli bulmuştu; İşlerindeki acıyı, dinmez bilmeyen öfkeyi böylece toprağa akıtıyordu. İlahi eşliğindeki dans sanki savaş dansıydı. Bu bir deşarj hareketiydi. Ama içinde potansiyel bir direnişi de barındırıyordu. Zira Ruslar toplu zikrin isyana dönüşmesinden korkup Kişiyev'i hapsetmiş, zikri de yasaklamıştı. Çeçenler 18 Ocak 1864'te Kişiyev'in bırakılması için 4 bin kişilik zikir halkası kurmuştu. Bu pasifizmin isyana dönüştüğü andı. Çeçenler 'Bize kurşun işlemez' deyip kendilerinden geçmişti, ama oracıkta 200'üne Moskof kurşunu işlemişti. Kunta Hacı da üç yıl sonra Novgorod hapishanesinde ölmüş, asi müritler sürülmüştü. Bugün Caharkale'de 'Rusya ile ilelebet' niyetine kurulan zikir halkasındaki ahenk hala sıradan bir ahenk değil.

Kuşkusuz Putin de, Kunta Hacı'dan rol çalan Kadirov dahil bütün Çeçenlerin bir gün ruhlarına hapsettikleri direnişin hortlamasından korkuyor... Putinler için en iyi Çeçen'in 'ölü Çeçen' olduğu kimin için sır ki…

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !