22-07-2010 13:11

Muhterem Mehmet Pamak`la dayanışma çağrısı

Tüm Müslümanları, sahip çıkıp savunmak hepimizin imani sorumluluğu olan tevhid, adalet, velayet, hâkimiyet gibi temel İslami kavramların yanlış algılanmasına yol açacak girişimlere karşı, vahyi ölçüleri hatırlatıp Hakkı ikame mücadelesinde muhterem Pamak’la dayanışmaya davet ediyoruz. Bunun için de, muhterem Pamak’ın sitemizde şimdilik 2 bölümü yayınlanan söyleşisinin daha çok insana ulaşması için yayıan organlarında paylaşılması ve daha çok insana ulaştırılması yönünde kardeşlerimizi duyarlılığa davet ediyoruz.

Muhterem Mehmet Pamak`la dayanışma çağrısı

İslam ve Hayat

 

Ancak yüce Allah’ın ölçülerinin hâkimiyetiyle gerçekleşmesi mümkün olan adalet mefhumunu, bu temel ön şartından soyutlayarak muhayyel ve seküler, sentezci bir adalet anlayışı kurgulayan İhsan Eliaçık ve son dönemde “Devletin imanı olmaz, Devletin imanı adalettir. Adaletli devlet mü’min devlet olur. Kim yönetiyor olursa olsun, ister gayrimüslim, ister Müslim yönetsin. Allah adaleti emretmiştir, kim olursa olsun, yöneten ne ile yönetiyor olursa olsun, yönetenin ideolojisi, dini, inancı ne olursa olsun, o tali bir hadisedir.” ifadeleriyle D.İ. Başkanı Ali Bardakoğlu ve yazar Mustafa İslamoğlu gibi isimlerin de bu yaklaşıma ortak olması karşısında İslam’ın bu konudaki ölçülerini kamuoyuna hatırlatmak amacıyla muhterem Mehmet Pamak’la yaptığımız söyleşi dizisi, İhsan Eliaçıkçıları rahatsız etmiş bulunuyor. 

 

Pamak’ın, Eliaçık, İslamoğlu, Bulaç gibi isimlerin şahsiyetlerini hiçbir şekilde hedef almadan ifade ettiği ilmi eleştirilerinde, emperyalizme karşı olduğunu ifade eden bu şahsiyetlerin, değişik saiklerle ve iyi niyetle ürettikleri bu tür söylemlerinin, hem İslami ilke ve ölçülerle uyuşmadığı, hem de sonuçları itibariyle emperyalist projelerle de örtüştüğü yönündeki hatırlatmalarına ilmi cevap vermekten aciz kalan Eliaçıkçılar, hiçbir ölçü tanımayan bir aymazlık ve ahlaki zaafla muhterem Mehmet Pamak’ın doğrudan şahsiyetini hedef alarak hakaretler yağdırmaya başladılar.

 

Türkiye’de emperyalist ve kapitalist ifsad projelerine karşı en ciddi itirazlardan birini yükselten Pamak’ı, abdestli kapitalistlikle yaftalamaya kalkışan Eliaçıkçılar, yığınla hakaretle muhterem Pamak’ın şahsiyetini hedef almış bulunuyorlar. Kendisine siyasette önemli mevkiler (milletvekili ve bakan olma dahil) sürekli teklif edildiği, zengin olmak için de pek çok imkânın sunulduğu konumları imanı gereği reddedip tevhidi mücadele içindeki yerini alan, ondan sonra da sürekli hakkında soruşturma ve kovuşturma açılan (bugüne kadar hakkında açılan soruşturma ve dava sayısı 50’ye yaklaşmış olup, ayrıca bu dâvalardan yaklaşık 7 yıla yakın da hapis cezasına çarptırılmış bulunmaktadır), İslam’la şereflenmesinden bu yana hayatı mazlum ve mustazaflar uğrunda mücadele ile geçen Pamak’ı, kendisinin cahiliye olarak nitelendirdiği ulusçu/ülkücü geçmişiyle yargılamaya kalkışan Eliaçıkçıların bu ölçü tanımayan saldırıları karşısında tüm Müslümanları, sahip çıkıp savunmak hepimizin imani sorumluluğu olan tevhid, adalet, velayet, hâkimiyet gibi temel İslami kavramların yanlış algılanmasına yol açacak girişimlere karşı, vahyi ölçüleri hatırlatıp Hakkı ikame mücadelesinde muhterem Pamak’la dayanışmaya davet ediyoruz. Bunun için de, muhterem Pamak’ın sitemizde şimdilik 2 bölümü yayınlanan söyleşisinin daha çok insana ulaşması için yayıan organlarında paylaşılması ve daha çok insana ulaştırılması yönünde kardeşlerimizi duyarlılığa davet ediyoruz.

 

Hangi saikle olursa olsun vahyi ilke ve ölçülerin yanlış anlaşılmasına yol açacak girişimler ve söylemler karşısında İslami kavramların savunulması yönündeki ilmi çabaların yaygınlaştırılmasının ve daha çok insanın bu gerçeklerden haberdar edilmesinin, uyarılara ilmi karşılık vermekten aciz hakaretçilere en iyi cevap olacağını ifade etmek istiyoruz.

 

Mehmet Pamak'la söyleşimizin 2. bölümünu bu linkten okuyabilirsiniz

YORUMLAR
  • Muradi   26-07-2010 01:21

    Mehmet Pamak'a fikirlerinden dolayı hakaret etme küstahlığında bulunanların adalet devletinden bahsetmeleri bu konuda samimi olmadıklarını gösteriyor.Kendileri adaletten yoksun olanlar devletin adil olmasını bekleyemezler.Onların yaptıkları olsa olsa düzene yaranma çabası olabilir. Tevhidden yoksun bir adalet anlayışını savunanlar demokrasi ve laiklik felsefesi altında halkın çoğunnluğunun şirk içinde yaşamasına razı mıdırlar? Eğer İslam davasında samimi iseler önce tevhidden bahsetsinler.Çünkü bütün peygamberler öncelikle insanları adalete değil tevhide çağırmışlardır.

  • ADEMOĞLU   24-07-2010 12:56

    Allahın hükmüyle hükmeyetmenler KAFİRDİR,Allahın hükmyle hükmetmyenlerZALİMDİR,Allahın hükmüyle hükmetmeyenlerFASIKTIR. İslamoğlu ilmine bilğisine yakışmayan talihsiz bir yaklaşım göstermiş. İnsanın yıllarca verdiğiemeği nasıl bir çırpıda heba etmesini anlamayamıyorum. Kuranın evrensel mesajını anlamaya ve yorumlamaya gayret eden müslümanların nelere dikkat edeçeğini burada söylemek bize düşmez ama onlarda ilahi emre uymada yanlışa düştükleri zaman birbirimiz üzerimizde hakımız olduğuna göre böyledir. sevgili pamak cizginiz ve davanızdaki duruşunuz Allahın razı olaçağı kanısındayım Allah sizin gibi uyarıçıların eksikliğini vermesin.amin

  • YILDIRIM BULUT   24-07-2010 01:06

    Özelde bir kardeşimizi geneldede tüm muvahhid(e) leri hedef alan bu çirkin satırların sahipleri şunu bilsinlerki; itham ettikleri bu iftiralardan müslümanlar beridir. Abdestli kaptalist, islamcı faşist vb. gibi agza alınmayacak, tevhidi düşünceden fersah fersah uzak kavramlar yada herhangi bir beşeri felsefenin dayanağı olan söylemlerle hemen herkesin çok cüzi rakamlarla kurabileceği bir internet sitesiyle saldırgan tavırlarla varılabilecek nokta ancak fitneye bayrak açmak olacaktır. Ümmetin sıkıntılı bir döneminde islami adap, terbiyeden uzak bu masa başı şovalyeleri ancak şovalyeliklerinin namını yürütebilirler. Çok şey bilebilirsiniz ama ilahi hitabın idrakinden uzaklaşır masa başlarında kalmaya mahkum olursunuz.Bu din masabaşı dini değildir.Entellektüel söylemlerle savunulacak din hiç değildir. Hayat dinidir.Müslüman hayatın her yerindedir. Bir takım muslumanların özellerini deşifre edenler, çarşaf çarşaf ortaya dökenler bilsinki gün gelir kendi ayıplarıyla yüzyüze kalırlar. İslami ahlak, terbiyeden yoksun olanlara yakışan bildikleri birşeyler varsa itham ettikleri bu güzide müslümanlarla yüzyüze konuşmaları, hasbihal etmeleri değilmidir? Neden minder dışında güreşirler ki? Acaba itham ettikleri bu kardeşleriyle biraraya, yada yüzyüze gelebilme cesaretini bulamamaktadırlar mı? Müslüman kardeşlerinizin üzerlerine basa basa bir yerlere gelebilirsiniz. Hatta tekfir bile edebilirsiniz çünkü düşünce altyapınız buna müsait.Belkide yarın bir gün farklı tv kanalları sizleri davet eder ekranlardada boy gösterebilirsiniz. Namınız, şanınız yürür gider, herkes sizden bahseder. Ama tüm bunlardan siz değil başkaları nemalanır. Allah için haddinizi bilin. Ümmetin hakkında hayırdan başka bir şey bilmeyiz dediği müslümanlarla uğraşmayı bırakın. Müslümanların sabrı üzerine oynamayın! Siz yazar çizersinizde müslümanlar yazıp çizmezmi bir düşünün! Kaleme aldığınız yazılarınızın altlarını farklı nicklerle tartışmayı alevlendirmek için doldurabilirsiniz! Bırakın bu ali cengiz oyunlarını. Müslümanın ferasetinden korkun. Taşlarınızı şeytan ve dostlarını yöneltin tabi yüreğiniz yetiyorsa...

  • Düşünce   23-07-2010 12:53

    Bir zamanlar; Büyük Şeytan Amerika'nın koruyuculuk ve hamiliğinde ortaya çıkması muhtemel ve beklenen Alim, Hoca,Din adamı taslaklarından bahpsedilir ve bu günlerin çok uzak olmadığı söylenirdi. İslâm'ın Amerikancılaştırılması tehlikesine dikkatlerin çekildiği o günleri dün gibi hatırlar bir çoğumuz. Kapitalizm'den yana, Sosyalizm'den yana, Emperyalizm'den yana, Siyonizm'den yana İslâm ve müslümanlık örnekleriyle doldu taştı etrafımız. Bütün Bu yozlaşma ve saptırma girişimlerine karşı mücadele edip etraafını uyarmaya çalışan, dimdik ayakta durmaya çalışan çok az sayıdaki Muvahhidlerden birisi olan Mehmet Pamak Ağabeyi muhabbetle, sevgiyle selamlıyorum. Üzücü olan şu ki; Çamur atanlar, dil uzatanlar,iftira edenler maalesef ki kardeş bellediklerimiz içinden çıkıyor. Yaşasın Tavizsiz bir kimlikle Allah'a karşı, pazarlıksız, kayıtsız ve şartsız teslim olanlar.

  • Coşkun Uzun   23-07-2010 12:42

    Allah(cc)'ın dini İslâmı birşeylerle sentezleyen insanlar hep var olagelmiştir ve ihtimaldir ki bu böylece devam edecektir. Dini Kendi Aslî, Kur'anî, Tevhidî, İnkılâbî, Özgün mecrasından saptırmaya, başka ideoloji ve lbeşerî dünya görüşleriyle örtüştürmeye yönelik bu girişim ve atraksiyonları şiddetle telin ediyor ve kınıyoruz. Uzlaşma ve yozlaşmanın, demokratikleşmenin başka bir versiyonu olan, hastalıklı,ruhsuz, cüretkar ve malum hareketleri ve buna sebep olanları; Allah(cc)'tan korkmaya, iftira atmamaya, Hakkın şahitleri olmaya çağırıyor ve Ahireti, Mizanı,Hesabı hatırlatıyoruz!

  • Selim Taşdemir   23-07-2010 00:54

    “adaletsizmedya”nın Pamak’ın isabetli tespitiyle “tetikçisi” konumundaki bir saldırganın bu ölçü ve değer tanımaz sövgüleri, belki Mehmet Pamak’ı ve biz kardeşlerini üzmüş olabilir, ama kanaatimce önemli bir hayra da vesile olacaktır inşallah. Çünkü Kur’an’ı tam materyalist yaklaşımla tamamen üretim araçları mülkiyeti ekseninde okumaya çalışan, Allah bize sadece “Müslümanlar” adını verdiğini bildirmesine rağmen kendilerini açıkça “solcu Müslüman” olarak tanımlayan bir akım iyi niyetli fakat kur’an bütünlüğünü henüz yakalayamamış olan gençler arasında, tehlikeli bir yozlaşmaya yol açarak yayılmaktaydı. Üstelik bu kesimde yer alanlar, bu hak-batıl karışımı anlayışı cüretkarca savunup “solculuğumuzla iftihar ediyoruz” diyecek kadar ileri giden, öteden beri var olup da kendini İslama nispet eden zihinlerden temizlemek için uğraş verdiğimiz “sağcı, muhafazakar sapma”ya karşı bir “sol sapma” kendine alan açmakta, zihinleri bulandırmaktaydı. Bu kesimdekiler kendilerini “solcu” ve “anarşist” (hakikaten bağlayıcı hiçbir ölçü, ilke vce ahlaki değer tanımamak bakımından, bu anlamda tam anarşistler) olarak tanımlayınca, yanı başlarında kucak kucağa oldukları gerçek kapitalist ve faşistleri görmeden, kendi din anlayışlarında olmayan muvahhidleri ise “dinci faşist”, “İslamcı faşist” ya da daha argo sol kavramlarla “faşo” diye nitelendirmeye, hiçbir iş yeri olmayan, işçi çalıştırmayan ve üstelik kapitalizme ve sömürüsüne zihniyet olarak da Kur’an ölçüleriyle karşı çıkıp, sürekli emeği ve mustazaf kesimleri savunan mü’minleri bile “abdestli kapitalist” olarak yaftalamaya yönelip kendi solculukla karışık dinlerinin kafiri ilan edip tekfir de etmektedirler. İşte bu kadar haksızlığı, bunca sövgüyü ve yalanı, çelişkiyi iki yazıda ortaya koymaları ve hiçbir ölçü ve ahlaki değer tanımayan tutumlar sergilemeleri, bir müslümanı bu kadar mesnetsiz biçimde tekfir edip hedef almaları, bence tuzaklarına düşebilecek iyi niyetli ama akletme kabiliyetlerini, adalet ve ahlak ölçülerini yitirmemiş olan Müslümanları uyarma fonksiyonu görerek, gerçek yüzlerini tanıtarak inşallah bir hayra da vesile olacaktır. Evet bu tür bir çirkin, kirli bir üslupla bunca haksızlık ve zulmün bu kadar kolayca icra ediliyor olması ve çevrelerindekilerden de "yaşa varol nasıl da vurdun, eline sağlık, faşolara haddini bildirdin,Ebuzer gibi kemiği kafalarına indirmek göz açtırmamak lazım" mealinde cahilce ve faşistçe destekler bulması, daha sonra daha büyük savrulmalara yol açabilecek ve mü'minleri birbirine düşürebilecek, hem de söylemlerindeki saldırganlık, sövgü ve şiddet eğilimleri sebebiyle belki de çatışmalara sürükleyebilecek bir fitnenin daha baştan tanınıp farkına varılmasına sebep olarak hayra vesile olabaliceği kanatindeyim. Ancak bu konuda bütün muvahhidlere, yukarıdaki çağrıda ifade edilen sorumlulukları yerine getirmek düşer. Mehmet Pamak, hepimizin savunmamız gereken değerleri, tevhidi ölçüleri savunması yüzünden, Kur'ani ilkelere sahip çıkıp, yanlışa gidenlere emri bil maruf yaptığı için saldırıya uğramıştır. bu sebeple bu saldırı hepimize yapılmıştır. Pamak bu haklı mücadelede yalnız bırakılmamalı, aynı şiarları gündem yapıp yaygınlaştırmak, bu tür sol ve sağ sapmalara karşı hakkı öne çıkarmak için daha ciddi çabalar gösterilmelidir.

  • HAMZA ER   23-07-2010 00:18

    selamun Aleykum Mehmet Pamak biz müslümanların önemli bir değeri ve kazanımıdır. Onun üzerinden yürütülen alçakça şahsi saldırıları asla hazmedemeyiz.Mehmet abi fikirleriyle biz müslümanların takip ettiği öncülerdendir. Üç kuruş makama, paraya, kırmızı plakaya, koruma ordusuna kendini, değerlerini satan kirli politikacıların cirit attığı günümüz politik arenasına asla bulaşmamıştır. Kendi tabiriyle imanı bulduktan sonra tüm bu tekliflere net ve kesin bir şekilde LA deme yiğitliğini göstermiştir. Bu tekliflere, Rabbinin rızasında karar kılarak asla meyletmemiştir. Çok kısa bir okuma ve araştırma dönemine rağmen Tevhidi algıda zirveye ulaşmış, Nebevi İslami yöntemin günümüzde net savunuculuğunu yapan bir kaç kişiden birisi olarak kalabilmeyi başarmıştır. Kendisine gıbta ile bakmaktayım. Bana yapıldığında tepkimin çok ama çok farklı olacağı şahsi saldırılara karşılık, onları muhatap almadan sadece fikirlerini ve görüşlerini paylaşmaya ısrarla devam edebilme olgunluğunu göstermektedir. Sen bu çizgide istikamet üzere kaldığın sürece daima yanında olacağız Mehmet abi... Rabbime hamd olsun ki senin gibi bir insanı bizlere kardeş kıldı...

  • Ahmet Şeramet   22-07-2010 18:05

    Mehmet Pamak'la dayanışma içerisinde olmak en başta İslam'ın izzet,şeref ve haysiyeti için gereken bir öneme haizdir. Mehmet pamak da nihayetinde bir insan evladı olduğundan bazı yanlışlar işlemiş olabilir, hatta kusurlu söz ve davranışları da olmuş olabilir. Herkeste de eğer olmuş ise olmamasını talep etmek gerekir. Amka hatadan ve kusurdan kim münezzeh kalabilmiştir ki, Mehmet pamak adi bir şekilde eleştirilmekte, düpedüz suçlanmaktadır. Eğer düzeltilmesi istenen, düzeltildiği takdirde iyi sonuçlar vereceği düşünülen söz ve davranışlar söz konusu ise oturulur konuşulur. Ha bire bir mutabakat sağlanamayabilir de! Herkes kendi cephesinden imkanları dahilinde iyilik ve hayır havuzuna temiz suları akıtmakla sorumlu değil midir, acaba? Siz kalkıp haklı iseniz, bir başka Müslümanın derdini anlatmada, ortaya bir şeyler koymada yetersiz kaldığı, hatta temel kaynaklara uygun olmayan klasik ifade biçimlerinin izalesini isteyebilirsiniz. Bir de modernistik hurufattan addedilebilecek yanlışlar da bir başka Müslüman tarafından eleştirilemlidir de! Yoksa hakikat nasıl ortaya çıkacak; Abdest kapitalizm, klasik dar/İslamcılık, mahallenin ferisileri gibi asla hakikati yansıtmayan, 'çamur at izi kalsın!'lı, etik değerlerle asla uymayacak oranda banallık, seviyeaizlik ve sonuçta da söyleyenine ateş olarak dönebilecek bir tarzda davranmanın adı ne zamandan beri İslam oldu! Peygamberin hayatında böyle bir tarz var mı? Varsa hangi maharref kaynakta? Sizin derdiniz Kemalist, kokuşmuş rejimle, onun uzuntılarıyla olacağına, neden kendini rejim karşısında konumlandıran, sonuçta da Allah'tan başka bir dayanağı olmayan Msülümanla uğraşmak oluyor? Eleştiri mekanizmasına ihtiyaç olmakla birlikte, bu eleştiri okları onlarca yıldır sürdürdükleri yanlışları ortaya koyan sistem sahiplerine değil de, kendi çapında bu yanlışları ontolojik temellere irca etmeye çalışan Müslüman şahsiyetlere yöneltiliyor? Soruları çoğaltmak elbette mümkündür ama bu sorulara bile usturuplu cevap verme istidadını maalesef manzaraya bakabildiğimizde bulammaktayız! Abdestli kapitalist tanımlaması belki mümkün olsa bile yanlış kişilere şablonik olarak vurulmak istenmektedir! Ömrünün önemli bir kısmı kamu personeli olarak geçen, bir işletme dahi açmamış, personel çalıştırmamış bir insanın makul ölçülerde bir kazancı varsa bu haram bir eylemmidir? Eğer haram eylem ise; abdestli kapitalist tanımlamasını yapan insanların çevresinde kendi çıkarını, yüksek refaha uygun olarak kurduğu hayat biçimini değiştirmeyi aklının ucundan dahi geçirmeyen insanlar var ise, bu konuda nasıl savunu yapacaksınız, merak edilir doğrusu?! Yani bu kesim paralı, pullu, yağlı da, diğer kesim acından ölüp, ağzı kokan insanlardan mı oluşuyor? Müslüman fakirken de Müslümandır, zenginken de Müslümandır. Eğer konum değikliği olduktan sonra, farklılaşıyorsa sorun o kişinindir! Bu minvalde İslamcı cenahta bulunan Müslümanların hiçbirisi duruşlarını dseğiştirmemişlerdir. Değiştirenler varsa o sorun o kişilerin yapılarını da ele verir. Bunun örneği İslamcılıktan vazgeçip muhazakarlığa ve tersi diğer ideolojilere kayan insanlardan dolayı o cenahlarda bolca görülmektedir. Saflar değişiyor uzunca bir zamandır. Gözlemliyoruz; İslamcılıktan Tükçülüğe, Enver Paşacılığa, Avrasyacılığa, İslami sol'a vs. kayışlar beraberinde bir yıkımı, -kısmen de geri dönüşü- ve kalakaldıkları yerlerde ellerine verilen metinler üzerine bir denetimlikik içeçrisinde kendine has görüşlerini(!) aktaran insanların 'üzüm-koruk' muhabbeti içerisinde elde edemedikleri noktalardan yola çıkarak bir başkasını -ve de belden aşağı- vurma ameliyesi alıp başını gidiyor. Bazı şahısların bu çerçevede faşist, İslamofaşit olarak tanımlanma girişimi tek kelime ile gülünç kaçmaktadır. Zira o insanların çevrelerinde halen zihinsel ve ideolojik anlamda faşist olarak bilinen insanlar bolca var! Somutlaştırırsak Mehmet Pamak örneğinde olduğu gibi uğradığı saldırılara mehaz teşkil eden bazı sitelerin yayın danışmanları arasında kendilerini geçmişten beri tanıdığımız, ideolojik formasyona sağcılıktan başlayıp, sonra ibadetsiz, namazsız bir İslamcılığa ve oradan da eli kanlı bürokrat olarak doksanlı yıllarda nice canın kyılmasına 'resmi' anlamda onay veren Mehmet Ağar ve onun gibi eli kanlı bürokrat ve siyasetçilerinin basın danışmanlığını doksanlı ve iki binli yılarda yapan insanlarla içiçe olduğunuzu unutmayın! Bu kadar yeter galiba. Selamlar...