Hızır YILDIRIM

04 Nisan 2018

ÖLÜM GERÇEĞİ

Ölüm bedenin nefes alamaması, ruhun bedenden ayrılmasıdır. Bu fiziki ölümdür. Asıl ölüm manen ölümdür. Akledemeyen, düşünemeyen, Allah'sız bir hayata tabi olanlar asıl ölülerdir.

Ölüm, imtihanımızın bittiğini haber verir.

Dünya hayatında bizler Allah'ın misafirleriyiz. Nasıl ki bir eve misafir gittik. O hanede hane sahibinin dediğini yapmak zorundayız. Kafamıza göre hareket edemeyiz, ne ikram ederse onunla iktifa edeceğiz. Kurallara uymazsak ev sahibi kapı dışarı eder. 

İşte böyle dünya hayatında da  Allah'ın bizden istediği kulluğu yerine getirdik mi! Rabbimizin asıl olan sonsuz ikrâmı  cennettedir.

O'nun dediği gibi yaşamazsak, kulluk görevini yerine getirmezsek cehennem sonsuz konağımız  olur.

Allah'ın koymuş olduğu kurallara uyarsak yani sünnetulllaha, hududullah sınırları içinde olursak o zaman Rabbimiz razı olacak ve mükafatıMIZI verecektir; İnşaAllah. 

Çocukken ölüm gelir, yakınları isyan eder.

Gençken ölür, yakınları yine gençliğine doyamadı gitti derler. Trafik kazasında ölür, trafik canavarı aldı derler. Düğünde ölür, kefeni gelinliği oldu derler. Zengin ölür, malını yiyemedi gitti derler. Fakir ölür,  dünyada iyi yaşamadan gitti derler. Doktor ölür, kendini tedavi edemeden gitti derler.

Derler de, derler...

Ölüm sonrasına insanın hazırlık yapması önemlidir. 

İnsan habire dünyaya çalışır da çalışır; hiç ölmeyecek gibi. Tedbir almaz, sürekli erteler Allah'a kulluğu. Hele bir gençliğimi yaşayayım. Emekli olunca örtüneceğim. Emekli olunca beş vakit namaz kılacağım. Çocuğumu evlendireyim, hacca gideceğim.

Zengin olunca infak edeceğim...

Bu şekilde yaşayan insanlar hayatın bu dünyadan ibaret olduğunu sanırlar. Yakını öldümü isyan edip, feryadı figanı basarlar. Aslında  sıra kendilerindedir umursamazlar.

Pazarlıklı iman ederler, yani ben işime geldiği kadar kulluk ederim. Allah'ın bizden istediği kulluk; Allah'ı hesaba katıp yaşamaktır. 

Çok azı istisna kendi yaptığı kulluğu haşa Allah'a dayatır. (Kimlik) müslümanı ,cennet garanti sanki!..

Bilmez ki sonu hüsran bir hayatın içinde. 

Mahşerde keşke şunu yapmasaydım şunu yapsaydım diyecek. "Halbuki keşke şöyle diyebilseydi iyi ki yapmışım iyi ki yapmamışım".

(O gün insana:) “Kitabını oku! Bugün hesaba çeken olarak kendin yetersin” (denilir.) ~ İsra Suresi 14 

Allah'ın razı olduğu bir hayatı yaşayan Müslüman ise: 

Kitabı (amel defteri) sağından verilen kimseye gelince, o der ki: “İşte alın kitabımı okuyun! Şüphesiz ki ben, mutlaka hesabımla karşılaşacağıma kanaat getirmiştim.” ~ Hakka Suresi 19-20 

Allah'ın razı olmadığı bir hayatı yaşayan kişi ise şöyle diyecek:

Kitap (amel defteri) ortaya konulmuş olur. Suçluların onun içindekilerden dehşetli bir korkuya kapılmış olduklarını görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitapmış ki, küçük büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini saymış dökmüş” derler. İşlediklerini önlerinde hazır bulurlar. Rabb’in kimseye zulmetmez. ~ Kehf Suresi 49 

Rabbimizin razı olacağı bir hayata talip olursak ve O'nun dediği gibi yaşarsak dünyamız da iyi, Ahiretimiz de iyi olacak.

Yakınlarımıza karşı bu minval üzere kuşatıcı ve sürekli uyarıcı misyonunumuzu yerine getirmeliyiz. Aksi olursa çok sevdiğimizi sandığımız yakınlarımız bile bize düşman olur.

Suçlu, o günün azabından kurtulmak için, oğullarını, arkadaşlarını ve kardeşini, kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye versin de, tek kendisini kurtarsın ister. ~Mearic 11-14

Ölüm Müslüman için sonsuzluğa açılan bir kapıdır.

Nasıl ki! İnsanın vücudu yaşlansa bile ruhu  genç ve diridir. İşte cennette ölümlü olmayan genç bir beden verilecektir.

İnsanlar bedenlerine dünyada iken güzel ve genç görünmek için yatırım yapıyorlar. Halbuki takva sahipleri Ahirette genç, hiç pörsümeyen bir bedene sahip olacaklar.

Dünyadaki beden imtihan için emanet verilmiştir. Ruh çıkınca beden artık bir işe yaramıyor. Ait olduğu toprağa dönüyor, ruh ise Allah'a dönüyor. 

Sağlığı için, güzelliği için, mal biriktirmek için, makam elde etmek için çalışıp zaman harcayan insan, Kur'an'ı anlamak ve yaşamak için zaman bulamıyor(!), sonunu düşünüp akletmiyor. Bunlar için ölüm adeta yıkımdır. Hayatı sadece dünya olarak görmeleri sorunun temelidir. Aslında fıtri olarak bilirler ölüm sonrası hayatı, fakat bilmiyormuş gibi yaşarlar.

Bu makaleyi yazarken yeğenimin gençken ölüm hadisesiyle karşılaştım. Yazarken birçok şeyi anlıyorsun fakat başa gelince hakikaten zormuş, insan hüzünleniyor. Müslüman olunca bu acılara daha temkinli yaklaşıyorsun ve sabır ilacı ile tedavi oluyorsun. İslam olmayan insanlarda bu daha da zordur, özellikle yakınları için.

Rabbim imanını şahit kılarak yaşayıp ölen tüm geçmişlerimize Rahmet etsin. İnşaAllah. 

Sonuçta ölüm yok oluş değil; yeni bir hayata kapı aralamaktır.

Her uyku bir ölüm, her uyanış bir diriliştir.