Ölüm Üzerine Tefekkür
Üretilmiş yoğunluk hengâmesinde ilk unutulan ölüm fikridir. ‘Özgürlük’ mitiyle kayıtlardan âzâde olmayı vehmeden modern insan, ölüme ve ölümü hatırlatacak her şeye alıcılarını kapamıştır. Oysa ölüm üzerine tefekkür, bizâtihi hayat üzerine tefekkürdür.
Üretilmiş yoğunluk hengâmesinde ilk unutulan ölüm fikridir. ‘Özgürlük’ mitiyle kayıtlardan âzâde olmayı vehmeden modern insan, ölüme ve ölümü hatırlatacak her şeye alıcılarını kapamıştır. Oysa ölüm üzerine tefekkür, bizâtihi hayat üzerine tefekkürdür. Ölümsüzlük telkin eden dinler ve etnik gruplar, kutsallarını, çoğu kez laik aidiyetlikler üzerinden üretirler.
Dünyayı ölmeyecek yer kılma çabası, ölümü öldürme hezeyanı, ebedî âlem arayışına mukabil laik ölümsüzlük fikrinin açmazıdır. Bu arayış, insan fıtratında var olan, ertelenemeyen ebedî yaşam arzusunun farklı dışavurumudur. Ebedî âlem arayışına sahici bir zeminde cevap verirken, dünya yaşamını da düzenleyen tek inanç, İslâm’dır.