Özgür-Der`den Başbuğ`a: Tehditi bırak, hesap ver!
Özgür-Der, Org. Başbuğ`un Trabzon`da yaptığı konuşmayla silahlı bürokrasinin militarist tahakküm mantığının tipik bir tezahürünü sergilediğini belirtti.
İslam ve Hayat
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, TSK’yı eleştirenlere yönelik savaş gemisinde tehditkar bir üslupla yaptığı açıklamalara Özgür-Der'den tepki geldi.
Org. Başbuğ'un Trabzon'da yaptığı konuşmayla silahlı bürokrasinin militarist tahakküm mantığının tipik bir tezahürünü sergilediği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Açıklamalarını Oruç Reis Firkateyni'nden yaptığının da altını çizerek akademisyenlerden gazetecilere, siyasilerden yargıya kadar bir dizi çevreye mesajlar gönderen Genelkurmay Başkanı bu yaklaşımıyla adeta son günlerde kabartılmaya çalışılan kaos ortamına "bir katkı da bizden" demiştir.
Genelkurmay Başkanı'nın örtülü tehditler içeren, genelleme yoluyla "ayaklarınızı denk alın" mesajı barındıran açıklamalarının muhatabının kim olduğu tam olarak belli olmasa da sevindireceği kesimler bellidir. Bir müddettir provokasyonlarla geliştirilen korkuları besleyerek, sorunları abartarak, çatışmacı ortamları kışkırtarak akbaba misali olağanüstü hal, sıkıyönetim ve devamında darbe özlemi içine girdikleri görülen çevreler için bu tehdit dozu yüksek konuşmalar ilaç mesabesindedir. Nitekim korkudan beslenenler ve militarizmin gönüllü kulları, köleleri Genelkurmay Başkanı'nın sözlerini sevinç ve heyecanla karşıladıklarını anında beyan etmişlerdir."
"TSK'ya yönelik saldırılara karşı tepki" görüntüsü altında yapılan şeyin had bildirmek ve göz korkutmak olduğuna vurgu yapıolan açıklamada şöyle denildi:
"Oysa bu taktiklerin bu saatten sonra bir işe yaramayacağını artık herkes öğrenmelidir. Bu zihniyetin terk edilmesinin zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir. Halka had bildirmeye kalkanlar önce kendi hadlerini bilmelidirler!
Genelkurmay Başkanı yetkisi dışına çıkarak donanmaya ait gemide oraya buraya tehditkar mesajlar göndermek yerine sorumluluğu altında gelişen illegal yapılanmaların ve hukuksuz faaliyetlerin hesabını vermelidir. Örneğin aradan haftalar geçmesine rağmen "Kafes" adlı vahşi eylem planı hakkında ne düşündüğünü açıklamalı, bu kirli girişimin sorumluları hakkında bugüne dek ne yapıldığını ortaya koymalıdır. Bunu yapmak yerine militarist tahakküm içeren konuşmalar yapanlar, sözlerinin ve tavırlarının halka yönelen darbeci oluşumlara, cuntalara sahip çıkmak şeklinde algılanacağından emin olabilirler!"