Patani’den yardım çığlığı
`Müslümanlar İslâm kardeşi olmamıza rağmen bizimle neden ilgilenmiyorlar? Bizler ulaşabildiğimiz her alanda davamızı dillendiriyoruz. Bilindiği gibi Tayland’ı, İsrail, Amerika ve İngiltere bütün gücüyle destekliyor. Hatta İsrail askerleri, Tayland askerlerini eğitiyor.`
Medyaya uygulanan bu sansürü kırmak için Patani Birleşik Kurtuluş Hareketi’nin (PULO) liderlerinden Dr. Arif Muhtar ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Patanili olan Dr. Arif Muhtar küçük yaşlarda eğitim almak için Şam’a gelmiş ve genç yaşlarda Patani mücadelesinin efsanevi önderi Kebir Abdurrahman Tenvira ile tanışmış. Tenvira’yı tanımanın kendisine özgürlük için mücadele etme şuuru kazandırdığını ifade eden Muhtar, İslâmi İlimler alanında Şam’da eğitim gördükten sonra Patani’ye dönmüş. Tayland Yönetimi’nin hakkında tutuklama kararı çıkarması üzerine vatanını terk etmek zorunda kalan Dr. Muhtar bize Patani’yi ve PULO’yu anlattı.
Dr. Muhtar Patani’yi ve PULO’yu anlattı
Güneydoğu Asya Ülkesi olan Patani Birleşik Kurtuluş Hareketi’nin (PULO) liderlerinden Dr. Arif Muhtar, ülkede MOSSAD destekli gerçekleştirilen işkence ve katliamlar konusunda Türkiye’ye çağrıda bulunarak, “Patanililer Osmanlı’yı asla unutmadılar. O tarihteki zor şartlara rağmen Patani’ye yardım yapan yine Osmanlı’ydı… Türk Halkından ataları Sultan Abdulhamid Han gibi bugün de Patani’deki direnişi desteklemelerini istiyoruz. Türkiye’deki yardım kuruluşlarını, mazlum halkımıza yardım yapmaları için, hukuk kuruluşlarını da Patani’deki işlenilen insanlık suçlarını deşifre etmeleri için Patani’ye davet ediyoruz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Filistin davasındaki tutumundan dolayı kutluyorum. Türkiye Hükümet’inden Filistin meselesinde olduğu gibi Patani davasında da aynı tutumu sergilemesini bekliyoruz” dedi.
PATANİ İSLAM KRALLIĞI
-Sohbetimize öncelikle Patani hakkında bilgi alarak başlamak istiyoruz. Bizlere kısaca Patani’den bahseder misiniz?
Patani, Tayland’ın güneyinde yer almaktadır. Patani Halkı, ırk olarak Malezya ve Endonezyalılarla aynı kökten geliyor. Halkımız, 9. yüzyılın başlarında Çin’e ticaret yapmaya giden Yemenli tüccarlar aracılığıyla İslâm’ı tanımış. Böylelikle, İslâm’dan önce Budizmin merkezi sayılan Patani, bölgede ilk Müslüman olan ülke olmuştur. İslâm ile birlikte Patani halkı, kültür ve yaşam standartları gibi çok köklü değişikliklere uğramıştır.
Halkımız, İslâm'la tanıştıktan sonra büyük bir atılım gerçekleştirerek 15. Yüzyılda “Patani İslâm Krallığını” kurdu.
Bu Krallık, özellikle 16. ve 17. yüzyıllar arasında Güneydoğu Asya’da önemli bir ticaret ve eğitim merkezi haline geldi. 1909 yılında İngiltere ve Tayland Krallığı arasında yapılan antlaşmayla Patani, Tayland’ın yönetimine verildi ve bir süre sonra Tayland Yönetimi ülkedeki bütün İslâmi kurumları kapattı.
Bu yasaklama süreciyle birlikte Patani’de Müslümanlara karşı geniş çaplı bir imha hareketi başlatıldı. Bu kıyım, dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir…
-Patani ile Tayland Yönetimi arasındaki sorunun temeli nedir?
Patani, Güney Asya’da “altın bölge” olarak isimlendiriliyor. Çünkü Patani yeraltı kaynakları açısından oldukça zengin bir yer. Bölgedeki en büyük gaz ve petrol rezervi burada bulunuyor. Ayrıca toprak verimliliği güçlü olmasından dolayı Patani’de pek çok ürün yetiştiriliyor. Budist Tayland Hükümeti bu zenginliklere sahip olmak ve İslâm’ın bölgedeki etkisini kırabilmek için Patani’yi işgal etti. Bölgesel çıkarlarla birlikte Budist Tayland Yönetimi’nin İslâm’a karşı olan düşmanlığı da işgalin etkenlerindendir.
-Patani topraklarında işgal edilmemiş bölgeler de var mı?
Maalesef… Daha önceden bazı bölgeler Mücahidler tarafından kurtarılmıştı; fakat son saldırılarla birlikte bütün topraklarımız tekrar işgalcilerin eline geçti.
HALKIMIZ ZOR DURUMDA
- Patani’deki son durumdan bahseder misiniz?
Ölümler ve tutuklamalar hâlâ devam etmekte. Diyebilirim ki her gün en az 7-8 Patanili, Budist Tayland Askerleri tarafından şehid ediliyor. Patani’de yetimler ve dullar zor durumdalar. Kadın ve çocuklarımız da dahil halkımız suçsuz yere tutuklanıyor ve büyük zulümlere maruz kalıyorlar. En önemlisi zindanlarda olan 30 bini aşkın Patanili ağır işkenceler altında.
Tayland Hükümeti, dağlarda bulunan savaşçılarımıza karşı, özellikle de komutanları yakalayabilmek için büyük çapta operasyonlar düzenliyor. Şu an Patani gerçekten zor durumda.
-Patani’deki direniş hangi boyutta?
Patani Halkının mücadelesi Budist Yönetimi altında idare edilmeyi kabullenmemiş olmaları, bağımsız olmak ve azınlık durumundan kurtulmak istemelerinden kaynaklanıyor.
Patani çok uzun zamandır işgal altında. İlk mücadele Hacı Sulong ile başladı; Sulong ve arkadaşları Tayland askerleri tarafından şehid edilince direniş belirli bir müddet sekteye uğradı. Yeniden canlanan direniş Patani Birleşik Kurtuluş Hareketi’nin kurulmasıyla İslâmi kimliğe bürünerek bugünlere taşındı. Patani’nin bağımsızlığı için savaşan toplam 16’ya yakın örgüt var. Patani Halk Kurtuluş Cephesi, Patani Milli Kurtuluş Cephesi ve bizim grubumuz olan Patani Birleşik Kurtuluş Hareketi bu örgütlerin en büyükleridir.
Patani Birleşik Kurtuluş Hareketi nasıl kuruldu?
“PULO” Patani’nin özgürlüğü için, Kebir Abdurrahman Tenvira tarafından 1968 yılında Hindistan’da kuruldu ve Patani Halkı İslâmcı önderlerin liderliğinde dini ve vatanı için savaşmaya başladı. Biz hem silahlı, hem de siyasi alanda mücadele veriyoruz. “PULO” dört esas üzerine tesis edilmiştir. Bu esaslar: Din, Vatan, Milliyet ve İnsan haklarıdır. Önceliğimiz ise din ve özgürlüktür. Amacımız halkımızın özgür vatanına yeniden kavuşması ve rahatça İslâm’ı yaşamasıdır. Bu isteklerimize ulaşmak için Budist Tayland Ordusu’na karşı savaşıyoruz. PULO’nun verdiği mücadele sonrasında Patani’de birçok şey değişti.
Üniversitelerde başörtüsü yasaktı, çalışmalarımız sonrasında öğrenciler başörtülü olarak eğitimlerine devam ediyorlar. Siyasi anlamda Tayland hükümeti yapılan toplantılarda “PULO”yu göz önüne almak zorunda. İşgalci Tayland Askerleri daha önceleri Patani’de çok rahat şekilde hareket ederken, yaptığımız saldırılardan sonra artık çok tedirgin davranmaya başladılar. İlk amacımız Patani’yi Budist Tayland Hükümeti’nin işgalinden kurtarmaktır. Daha sonra da özgür Patani Devleti’ni kurmayı hedefliyoruz.
DİRENİŞ GRUPLARI
-Hareketinizin diğer gruplarla ilişkisi nasıl?
Patanili direniş gruplarının hepsi birbiriyle kardeştir. Direniş grupları Tayland askerlerine göz açtırmamak için birbirleriyle olan ilişkilerini sıcak tutuyorlar. Hatta son zamanlarda aramızdaki ilişkileri daha da artırdık. İşgalci Tayland ordusunu topraklarımızdan atmak için şu an hep birlikte mücadele ediyoruz.
-Kebir Abdurrahman Tenvira’nın, Patani Direnişindeki önemi hakkında neler söyleyeceksiniz?
Tenvira, Patani direnişinin en büyük liderlerindendi. Genç yaşında çalışmalara başladı. Direnişin İslâmi kimliğe bürünmesi fikrini taşıyordu. Daha sonra Budist Tayland Hükümeti tarafından hakkında çıkarılan tutuklama emri nedeniyle 1962 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte Patani’yi terk edip Hindistan’a geçti. Hindistan Uluslararası Hukuk ve Siyasal Bilgiler Üniversitesi’ni bitirip devletler hukuku alanında mastırını tamamladı.
O dönem Patani’de Budist Tayland Hükümeti’ne karşı silahlı eylemler düzenleyen “Patani Milli Kurtuluş Cephesi” Malay Milliyetçiliğini, “Patani Milli Devrimci Cephesi” de sosyalizmi savunuyordu. Tenvira, Hindistan’da öğrenim gören Patanili öğrencilerle yaptığı toplantıların sonunda Patani Direnişinde yeni bir dönem açacak olan “Patani Birleşik Kurtuluş Hareketi”ni (PULO) kurma kararı aldı.
PULO 1968 yılında Kebir Abdurrahman Tenvira’nın liderliğinde 7 Patanili öğrenci tarafından Hindistan’da kuruldu. Başta Patanili alimler ve siyasetçiler olmak üzere Patani Halkı, Kebir Abdurrahman Tenvira’ya biat ederek, Tenvira’yı Müslüman Patanililerin lideri olarak seçtiler. Patani Halkı sonsuza dek Tenvira’yı bir kahraman olarak anacaktır.
MÜSLÜMANLAR İLGİSİZ
Patani bu kadar zor durumda, fakat görüyoruz ki İslâm Alemi’nden ciddi destek alamıyor. Bunun sebebini neyle açıklayabiliriz?
Biz, bütün gücümüzle davamızı uluslararası arenaya taşıma gayreti içindeyiz. Fakat Müslüman kardeşlerimizle çok ciddi bağlar kuramıyoruz. Aslında bu soruyu İslâm Alemi’ne sormalıyız. Müslümanlar İslâm kardeşi olmamıza rağmen bizimle neden ilgilenmiyorlar? Bizler ulaşabildiğimiz her alanda davamızı dillendiriyoruz. Bilindiği gibi Tayland’ı, İsrail, Amerika ve İngiltere bütün gücüyle destekliyor. Hatta İsrail askerleri, Tayland askerlerini eğitiyor.
GÖZÜMÜZ TÜRKİYE’DE
-Son olarak Türkiye Hükümeti’ne ve Halkına mesajınız nedir?
Patanililer Osmanlı’yı asla unutmadılar. O tarihteki zor şartlara rağmen Patani’ye yardım yapan yine Osmanlı’ydı… Türk Halkından ataları Sultan Abdulhamid Han gibi bugün de Patani’deki direnişi desteklemelerini istiyoruz.
Türkiye’deki yardım kuruluşlarını, mazlum halkımıza yardım yapmaları için, hukuk kuruluşlarını da Patani’deki işlenilen insanlık suçlarını deşifre etmeleri için Patani’ye davet ediyoruz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Filistin davasındaki tutumundan dolayı kutluyorum. Türkiye Hükümet’inden Filistin meselesinde olduğu gibi Patani davasında da aynı tutumu sergilemesini bekliyoruz.
Müslümanların nüfusuYaklaşık 4 milyonluk nüfusa sahip olan Patani’nin yüzde 85’ini Müslümanlar oluşturuyor. Ülkemizi işgal ettikten sonra Taylandlılar, Patani’nin güneyinde yerleşim yerleri kurdular. Budist Tayland Ordusu’nun baskılarından sonra Patanililerin büyük çoğunluğu topraklarını terk etmek zorunda kaldılar. Bu şekilde nüfusta azalmalar oldu.
(Kaynak: Vakit)