Mustafa GÜVEN

30 Mart 2021

PEYGAMBERLERİN ORTAK ÇAĞRISI

İslam davasının önderleri olan Peygamberler, insanları Allâh'ın birliğine ve tek hak ilah olduğuna; yani tevhide çağırmış, davet etmişlerdir. 

Hayat kitabımız Kur’an'da Rabbimiz:

"Ey Muhammed! Biz, senden önce hiçbir Peygamber göndermedik ki ona, Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur, o halde sadece O'na kulluk, ibadet edin! diye vahyetmiş olmayalım" diye buyurmaktadır. [1]  

Evet, Allah (cc) tarafından görevlendirilen bütün elçilerin tebliğ ettikleri mesajın özü ve özeti tevhid inancı olmuştur.

Örneğin: Musa (as), ilahlık iddasında bulunan Firavun'a tebliğ için gittiğinde ona; sen Rabb olmazsın, çünkü Rabb olan; her şeyi yaratan ve herkese yaşama imkanı verendir. O da sadece Allâh'tır demiştir.  

İsa (as) da, Romalılara kölelik yapan o günün israiloğullarına, gelin bir ve tek olan hak ilâha, Allâh'a iman edip O'na kulluk, ibadet edin demiştir.

Yüce Allah'ın göndermiş olduğu son elçisi Muhammed (as) da, başta kendi zamanında yaşayan insanlar olmak üzere, kıyamete kadar gelecek insanlığa aynı şeyi söylemiştir. 

Bu çağrı hayat kitabımız Kur’an’ı Kerim'de şöyle ifade edilmektedir: 

"De ki : Ey ehli kitap! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze geliniz: Allâh'tan başkasına kulluk etmeyelim. Ona hiçbir şeyi denk tutmayalım ve ona ortak koşmayalım. Allâh'ı bırakıp da kimimiz kimimizi rableştirmesin." [2]

Gönderilmiş olan bütün Peygamberlerin çağrılarının ortak noktasının özeti olarak şunları söyleyebiliriz:

▪Peygamberler, insanları bir olan Allâh'a iman etmeye ve ibadeti ve kulluğu sadece O'na yapmaya çağırmışlardır. 

▪Peygamberler, insanları davet ettikleri tevhid akidesine öncelikle kendileri inanmış ve ittiba etmişlerdir. Yaşadıkları toplumlara doğru ve güzel örnek olmuşlardır.

▪Peygamberler, tebliğ ve davetlerinde sadece Allâh'ın rızâsını gaye edinmişlerdir. Yaptıkları irşat ve davetlerinde dünyevi bir beklenti içinde olmamışlardır.

▪Peygamberler, tebliğde bulundukları toplumun sosyopolitik durumlarını göz önüne alarak en güzel davet metotlarını seçip kullanmışlardır.

▪Peygamberler, insanlara yaşanan hayatın içinde bulunarak seslenmiş ve güttükleri davalarının temel ilkelerinden asla taviz vermemişlerdir.

▪Peygamberler, yaşanan hayatın zamanla farklılık arz eden merhalelerini görüp dikkate alarak, insanların bulundukları şartlar içerisinde hayatlarını yaşanabilir kılmak için 'zorlaştırma, kolaylaştır' ilkesini benimsemiş ve bu yolu tercih edip seçmişlerdir.

Sonuç olarak deriz ki; Peygamberler yüce şahsiyetleri ve örnek hayatlarıyla insanlar tarafından model alınması ve kendilerine uyulması gereken rehberlerdir. Onların ortak daveti bizler için ebedi kurtuluş ve saadet çağrısıdır.

1- [Enbiya, 25]

2- [Ali İmran, 64]