RAMAZAN AYI İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİM!
Ramazan ayı nice hayırların gökten üzerimize yağdığı, nice güzelliklerin doyasıya bizi sardığı cennet kokulu günlerdir. Bize tam bir ay boyunca tevbe ile günahlarımızdan arınma, tefekkür ile hakkı bulma, zikir ile Allah’a yaklaşma, gözyaşı ile huşu ve takva’ya varma fırsatını veren mübarek bir aydır. Ramazanı anlamak için aslında hakkıyla yaşamak gerekir. Hakkıyla yaşanmadan anlatılan Ramazan hakkındaki sözler hep eksiktir.
Bir rüzgardır, Ramazan. Ilık ılık esen ve kendisini tutanı selamet yurdunun kıyısına götüren bir rüzgar… Bir rehberdir, Ramazan. Onun kılavuzluğuna sığınanları Rabbine doğru giden yola ulaştıran bir rehber…
Ahmed hocamın deyişiyle bir doktordur, Ramazan. Ruhumuzda ve bedenimizde ne kadar hastalık varsa teşhisini de tedavisini de bize gösteren, bize reçete yazan, ilacını içinde taşıyan ve hastalıklarımıza şifa vesilesi olan bir doktor.
Ramazan dediğimizde söyleyecek o kadar söz gelir ki dilimize… Ama önemli olan en doğru şekilde tarif edebilmek ki ben acizim bu konu da. İşte Rabbimiz anlatıyor, Ramazanı:
“O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin…” (Bakara,185)
Ve Allah’ın Rasulü buyurdular ki: "Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." (Buhârî, Îmân 28, Savm 6)
Gecesi ile gündüzü ile, iftarı ile sahuru ile bambaşka bir iklimdir, Ramazan. Manevi atmosferi oldukça yüksek olan Ramazan ayının her gününü ayrı ayrı güzellikler süslemektedir. Hele hele son on gün. Yani İtikaf günleri ve onun içinde bulunan ve tekli gecelerde aradığımız kadir gecesi. Maneviyatın zirveye ulaştığı, Rabbimizin merhametinin ve affının coştuğu, rahmetin sağanak sağanak mü’minlerin üzerine yağdığı çok özel ve eşsiz anlardır. Bu anları kaçırmamak, hayatımızda bir defa da olsa yakalamak lazım. Belki bu sene benim hayatımın son Ramazanıdır, diye düşünmeli ve gücümüz nispetinde ibadetlerle Rabbimize kendimizi affettirmek için gayret göstermeliyiz. Bakın geçen sene Ramazanı gören yüzbinlerce insan bu sene yaşamıyor. Bu Ramazanda içimizden belki yüzbinlerce Müslümanın son Ramazanı. Bu bilinçle önümüzdeki mübarek ayı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.
Değerli kardeşlerim şunu da unutmamak gerekiyor ki Ramazanı Ramazan yapan, İndiği geceyi kadir gecesi yapan Kur’an’ı hakim’dir. Bu yüce kitabın bu ay ve bu gece içerisinde inmesidir. Kur’an nereye indiyse orayı kıymetlendiren bir kitaptır. Ramazan ayında indi ve onu on iki ayın sultanı yaptı. Normal bir gecede indi ve o geceyi 30 bin geceden daha üstün kıldı. Çünkü bu kitap hakla batılı ayırd eden, alemlerin rabbi Allah’ın kendi sözlerinden oluşan bir hitab’tır. Bu hitab bir Mü’minin kalbine inse onu da bu hitabın inmediği otuzbin kişiden üstün eyler. O nedenle bu mübarek ayda yapacağımız en değerli iş Kur’an’ı okuyarak, anlamaya çalışmak ve anladıklarımızı hayatımızın içerisinde pratiğe dönüştürmek. Eğer bu olursa inanın Ramazanınız gerçekten mübarek olmuştur.
İçerisinde Kur’an okumak, infak ve zekat vermek, farz namazları daha huşu ile ihya etmek ve ayrıca nafile namazlar kılıp alışkanlığa dönüştürmek, sabretmek, şükretmek, hamdetmek, bol bol dua, niyaz, tevbe, tevekkül, Allah’ı zikretmek, itikaf yapmak, Allah için yalnız midemize değil, ağzımıza, gözümüze ve tüm bedenimize de oruç tutturmak ve daha birçok güzel ibadetin var olduğu ve her bir sevaba Ramazan ayına mahsus taltiflerin yapıldığı bu zaman dilimlerini ve bu muhteşem fırsatları kaçırmamak lazım.
Şunu da unutmamak gerekir ki bu Ramazan günlerinin yukarıda ifade ettiğimiz manevi havasını ve olacak etkilerini gideren, yok eden ve kişiyi bu güzelliklerden uzaklaştırıp mahrum bırakan düşünce ve yaşayış şekilleri vardır. Özellikle bu ayı ibadet ayından çok eğlence ayına çevirme gayretleri ne yazık ki Müslümanları esas amaçlarından saptırmakta büyük başarı elde ediyor. Ramazanı ibadetle, tefekkürle, Allah’ı zikirle ihya etmesi gereken Müslümanlar, mükellef ve israf dolu iftar ve sahur sofraları kurmaya, cami cami, türbe türbe gezmeye, televizyon başında eğlence, siyaset ve futbol programları izlemeye, kendisine faydası olmayacak şeylerle uğraşmaya çalışıyor veya yönlendiriliyor. Böylece insanımız için Ramazan bomboş gelip bomboş geçmiş oluyor ve sonundaki bayram ise anlam ve mahiyetini yitirip şeker bayramına dönüşmüş oluyor. Şunu idrak etmeliyiz ki bu hayata bir defa geldik ve öleceğiz. Öldükten sonra ise dünyaya geri dönüş imkanımız olmayacak. Şu kısacık dünyada Allah’ın rızasını kazanarak ebedi olan cennete gitmek için yaşıyoruz. O halde akıllı kişi bu kısa zaman dilimini en güzel şekilde değerlendirir. İşte Ramazan bunun için olmazsa olmaz bir zamandır. Her türlü kötü alışkanlığı terkedebilmemiz için manen eğitilebileceğimiz arınma günleridir. Kötülerden ve kötülüklerden uzak durmak, kötü alışkanlıklarımızı düzeltmek için harika bir fırsat ayıdır, Ramazan.
Bu güzel ayı fırsat bilip Müslümanlarla bir araya gelinmeli ve sevgi dolu bir şekilde kucaklaşılmalı. Varsa küslükler, kırgınlıklar unutulmalı. İman bağıyla Rabbine sımsıkı bağlanan ve kardeşlik bilinciyle Mü’minlere elini ve kalbini uzatan, İslam davasının bir neferi olma sevdasıyla yanıp tutuşan gönüller için Ramazan çok kıymetlidir. Her anı her saati bir hazine mesabesindedir. Bir gönül almak, bir yetimin başını okşamak, bir çaresize yardımcı olmak, bir kimsesizi ziyaret etmek vs. Kur’an ve sünnetten daha nice güzel ameller öğreniyoruz. Bu ameller bizi cennete taşıyacak köprülerdir. Hele bir de Ramazan’da ifâ edersek…
Değerli kardeşlerim Ramazan ayrıca hakla batılın ayrıldığı zaman dilimleridir. Rabbimizden feraset ve basiret sahibi olmayı dilemeliyiz. Çünkü ancak feraset ve basiret sahibi olanlar hakla batılı ayırtedebilirler. Bazı insanlar göreceksiniz. Onbir ay İslam’a ve Müslümanlara demediğini bırakmayıp, kin kusarlar. Her türlü hakareti yaparlar. Ama Ramazan geldiğinde sanki o İslam’a düşman olanlar gitmiş yerlerine dört dörtlük Müslüman insanlar gelmiş. Bir de iftar ve sahur yapıp sosyal medyada paylaşırlar. Paralarını göstere göstere halka dağıtırlar. Bunlar hep menfaatleri içindir. Bu tip insanlara kanmamak ve onlarla Allah yolunda mücadele etmek gerekir. Müslümana düşen böyle sahtekar din düşmanlarını ifşa etmektir. Plan ve tuzaklarını ortaya çıkarmaktır.
Bu vesileyle şunu da yazmak istiyorum. Müslümanın bir penceresi vardır. Kur’an ve sünnet penceresi. Her türlü olaya ve meseleye bu pencereden bakar. “Bence” lerden daha çok “Allah ve Rasul’üne göre” ifadeleri olmalıdır hayatının merkezinde… O Allah için yaşar, Allah için sever, Allah için buğzeder ve Allah için ölür. İbadetleri ve kurbanı Allah içindir. Hayatının merkezinde Allah vardır, Kur’an vardır, Peygamberimiz ve sünneti vardır. Müslüman için bu anlamda yukarıda saydığımız vasıfları güçlendirme ve daha kaliteli hale getirme ayıdır Ramazan.
Değerli kardeşlerim eğer öncelikle Kur’an’ı metni ve mealiyle bir defa okumalı ve anlamaya çalışmalıyız. Unutmayalım ki anlamadığımız bir kitabın bize faydası olmaz. Kur’an’ı metninden okuyamıyorsak eğer hemen bu ayı vesile edinerek “elif ba” derslerine başlamalıyız. Bir ay bize çokça yetecek bir zamandır. Eğer Kur’an’ı okuyabiliyor ise ayrıca ezberimizi arttırabiliriz. Ayet ve sureleri ezberleyip namazlarımızda okuyabilir ve bu şekilde Kur’an’la ilişkimizi daha da güçlendirebiliriz. Meal okurken anlamadığımız yerleri tefsirlere bakabilir, yine anlayamazsak Kur’an’ı iyi bildiğini düşündüğümüz bir hoca veya alime sorarak öğrenebiliriz. Kur’an’la alakalı bol bol vaaz ve sohbetler dinleyebilir, kitaplar okuyabiliriz.
Bu güzel ayın nimetlerinden yalnızca kendimiz değil eşimizin, çocuğumuzun ve yakın akrabalarımızın da faydalanması için çemberi geniş tutarak hep birlikte istifade edecek manevi ortamlar oluşturabiliriz veya oluşturmalıyız. Özellikle çocuklarımıza bu ayla, oruçla ve Kur’an’la alakalı bilinç vermeliyiz. Allah ve rasulünü o küçük gönüllere yerleştirmek için bulunmaz bir vesiledir, Ramazan. Eşlerimizle birlikte ders ve istişareler yapabilmeli, İslam’ın o engin güzelliğini aile ocağımızda derinden yaşayabilmeliyiz. Akraba ve komşularımıza öğrendiğimiz İslamı anlatabilmek içinde Ramazan ayını değerlendirebilmeliyiz. Kısacası Ramazan ayı durma, duraklama veya oturma ayından çıkıp Allah yolunda koşma, koşuşturma ayı olmalıdır.
Ramazanın bir yönü de maddi olan kısmıdır. Zekat, sadaka, fitre ve fidye konularında da hassas olmalıyız. Bilmeliyiz ki biz Allah için verdikçe, biz deki azalmaz, aksine çoğalır. Rabbim bire en az on verir. Bu büyük nimetleri kaçırmayalım inşaallah.
Değerli kardeşlerim! Rabbim bu Ramazan ayını tüm ümmeti muhammed için hayırlara vesile eylesin. İçinde bulunduğumuz içler acısı ağlanacak halden kurtulmayı bizlere nasip eylesin. Yeryüzünün halifesi olarak yeryüzünü imar etme ve orada Allah’ın hükümlerini hakim kılma görevimizin olduğunu hatırlamalıyız. İşte bu görevi yerine getirmek için kaliteli bir imana, salih amellere, hakkı ve sabrı birbirimize tavsiye etmeye Ramazan ayını vesile kılmalı ve planlarımızı buna göre yapmalıyız. Ramazanımız mübarek olsun. Bayramımız cennet olsun. Selam ve dua ile!