Rus kuklası Kadirov’dan kahpe plan
Çeçenistan’ın Rusya kuklası `devlet başkanı` Kadirov’un Türkiye’deki Çeçen mücahitlerden sonra, bu defa Çeçen davasına duyarlı kimi sivil toplum kuruluşu liderleri için suikast emri verdiği öne sürüldü.
Çeçenistan’ın Rusya işbirlikçisi devlet başkanı Ramazan Kadirov’un Türkiye’deki Çeçen mücahitlerden sonra, bu defa Çeçen davasına duyarlı kimi sivil toplum kuruluşlarının liderleri için suikast emri verdiği iddia edildi.
KADİROV İYİCE ZIVANADAN ÇIKTI, 6 TÜRK STK LİDERİ HEDEFTE
Bilindiği gibi, başta Türkiye olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerindeki Çeçen muhaliflere Kadirov’un emri ile Rus ve Çeçen istihbarat elemanları tarafından suikastlar düzenlenmiş ve bazı olayların failleri de yakalanmıştı. Kadirov’un şimdi de Türkiye’de Çeçen davasının gündemden düşmesini önleyen, Çeçenistan’da işlenen zulümlerin unutulmamasını sağlayan ve Çeçen mücahitlerine kucak açan bazı sivil toplum örgütlerini hedefine aldığı iddia edildi.
Bunun için 6 sivil toplum örgütü liderinin hedef seçildiği ve suikast düzenlenmek istendiği konuşuluyor.BİRÇOK ÇEÇEN İSTANBUL’DA SUİKASTA KURBAN GİTMİŞTİ
Çeçen cihadının önemli isimlerinden birçok komutan Türkiye’de suikasta kurban gitmişti. Azerbaycan ve Gürcistan'a sığınan Çeçen komutanlar, Rusya'nın baskısı yüzünden Türkiye'ye gönderilmek zorunda kalmışlardı. Çeçen Gazi Edilsultanov, Başakşehir Göçmen Konutları civarında silahlı saldırıya uğramış, başına isabet eden iki kurşun yüzünden hayatını kaybetmişti.
Ümraniye'de yaşayan İslam Canibekof da otomobilinden inerken açılan ateş sonucu olay yerinde can vermişti. Yine Çeçen komutanlardan Ali Osaev de Zeytinburnu’nda vurulmuştu. Suikastların arkasında Rus Gizli Servisi FSB’nin ve Rus işbirlikçisi Kadirov’un adamlarının olduğu biliniyor.
DUBAİ VE VİYANA’DA DA SUİKASTLAR OLMUŞTU
Diğer taraftan, Dubai ve Viyana’da da bazı Çeçenler suikasta uğramışlardı. Dubai’de görevli polis yetkilileri, 28 Mart’ta evinin otoparkında vurularak öldürülen Çeçen Sulim Yamadayev’in suikastının arkasında Çeçen başbakan yardımcılarından birinin olduğunu iddia etmişti. Çeçenistan Devlet Başkanı Ramazan Kadirov’un düşmanlarından biri olarak bilinen Yamadayev, Rus yapımı altın renkli bir tabanca ile öldürülmüştü.
Aralarında Rusya’da parlamentonun alt kanadı Duma’da milletvekili olan Delimkanov’un da bulunduğu ve Rusya’ya kaçtıkları tahmin edilen şüpheli 4 kişi için uluslararası yakalama emri çıkarılmıştı. Delimkanov’un Çeçenistan Devlet Başkanı Ramazan Kadirov’un yakın arkadaşı olduğu biliniyordu. Viyana’da da Çeçen asıllı bir mücahit, Rus istihbaratı tarafından öldürülmüştü.İşbirliği yapmayan Çeçenlere suikast düzenletiyordu
Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti birliklerinden birinin komutanlığını yapan, Çeçenistan’ın şehit devlet başkanı Aslan Mashadov'un komutasında çalışan ve daha sonra Norveç’e yerleşen Oçerhaci isimli bir Çeçen, yaptığı açıklamada Ruslar ve Kadirov ile işbirliği yapmayanların hayatlarının tehlikede olduğunu duyurmuştu. Oçerhaci’ye de Norveç’te bir suikast düzenlenmiş, fakat Oçerhaci bu saldırıdan kurtulmuştu. Suikast hazırlığı yapan Rus istihbarat görevlisi yakalanmıştı
2008 yılında Roman isimli bir Rus vatandaşı, durumdan şüphelenen otel görevlilerinin polisi araması üzerine odasındaki 3 dizüstü bilgisayar, gece görüşlü dürbün, gizli kamera, profesyonel fotoğraf makinesi, objektifler, taşınabilir hard disk, 25 CD ve Çeçen uyruklu bir vatandaşın adına kesilmiş kredi kartı ekstreleri ile yakalanmıştı. Rus’un üzerinden Yalova'daki Çeçen kampıyla ilgili bilgilerin de çıkması üzerine İstanbul emniyeti olayı “casusluk faaliyeti” olarak tanımlamış ve dosyayı MİT'e havale etmişti. Rus’un Rusya Dış İstihbarat Örgütü SVR'ye bağlı bir ajan olduğu ortaya çıkmıştı. Görevi ise Türkiye'de teşkilatlanan Çeçenler hakkında bilgi toplamaktı. Deşifre olan ajan, vize ihlali gerekçesiyle ülkesine geri gönderilmişti.
(Kaynak: Vakit)
-
HUSEYİN SASMAZ 02-12-2009 20:51
Müslümanların çoğunluğunun Hizb-ut Tahrir'in davetine icabet etmesine şaşırıyor. Rusya Federasyonu güç organları yani Federasyon İstihbarat ve Güvenlik Organları, İç İşler Bakanlığı ve Savcılık Müslümanların samimiyet ve inançla İslami-siyasi bir kitle olan Hizb-ut Tahrir'in çağrısına gösterdiği ilgiye hayret ediyorlar. Onlar Müslümanların Hizb'in faaliyetine katılmalarına hayret ediyorlar. Hizb-ut Tahrir gençlerini örnek alanların sayısı her gün artıyor, Hilafete çağrı Rusya'nın çeşitli şehirlerinde yankılanıyor. Rusya hâkimiyeti tarafından yapılan çeşitli hilelere rağmen gelişmeler böyle oluyor. Her bir insanın gerçek refah içerisinde, ırk, ulus ayrımı olmadan, Allah'ın kanunları uygulanması için çalışan hizb üyelerini polis korkutmaya çalışıyor. Polis onlar hakkında iftira yayıyor, korkutma faaliyetleri kapsamında arama, gözaltına alma, dövme, hapse kapatma gibi yöntemler kullanıyor. 22 Ekim 2009 tarihinde polis yine Başkortistan Cumhuriyeti'nde onlarca Müslümanın evinde aramalar yaptı. Bu kısır kampanya sonucunda Ufa ve Durtoylo şehirlerinden on Müslüman gözaltına alındı. Ceza kanununun 282.2 maddesi kapsamında suçlandılar, yani devlet tarafından yasaklanan "dini örgüt mensubu" olma. Bugün bu madde herhangi bir örgütün fikirleri egemenlerin fikirlerinden başka ise onları gözaltına almaya fırsat veriyor. Önceden hazırlanan plana göre; Rusya vatandaşlarına, televizyon ekranlarından, İslami-siyasi kitle Hizb-ut Tahrir terörizm, kundakçılık ve bombalama eylemleri ile suçlandı ve silahlı kamuflajlı erkekler gösterildi. Rusya vatandaşlarını faaliyetlerinde hiçbir şiddet, güç kullanmayan uluslararası faaliyet gösteren kitlenin tehlikeli olduğuna inandırmaya çalıştılar. Gizli servisin üst düzey yetkilileri tutuklanan kişiler hakkında ileri sürdükleri iddia şudur: "Bu Müslümanlar İslam Davetine çağrıyı açık ve gizlenmeden yaptılar." Tabi ki adil ve davasında emin olan kişiler böyle yaparlar. Artı gizli servis temsilcileri dediler ki; "Yasadışı kamuda faaliyet gösteren örgüt faaliyeti bastırıldı ve artık devam etmeyecektir." Cevaben ilan ediyoruz ki; 1. İslam; ruhbanlık dini (Hıristiyanlık, Yahudilik gibi) değildir. Hayır, aksine fikir, düşünce ve siyasi doktrine sahip, tüm insanların -Müslüman veya Müslüman olmayan- problemlerini çözen bir dindir.. İslam; insan hayatının her alanını etkiler. Devlet yönetimi, yasalar, ekonomik ve sosyal hayatın her yönüne hitap eder... İslam'ın çözümleri akıl ve insan doğası ile uyumlu, kalp sakinliği, huzur ve refah verir şekildedir. Demokrasi veya diktatörlük dahil hiçbir başka hayat sistemi bu kriterleri karşılayamaz. İslam; insanlık için rahmet dini ve pratikteki uygulamaları ile adalet getirecek, kapitalizmden kaynaklanan krizler çukuruna insanlığı düşmekten kurtaracak yapıya sahiptir. Müslümanlar adaleti uygulamakla Allah tarafından sorumlu kılınmışlardır. Aynı zamanda tüm insanlığa hayat verecek bir kılavuz olarak daveti yüklenmişlerdir. 2. Hizb-ut Tahrir insanlığa İslam'ı tam şeklinde anlatıyor ve böylece Allah'ın yüklediği sorumluluğa uyuyor. Herhangi bir insan İslami siyasi kitle olan Hizb-ut Tahrir'i iyi biliyor ve buna bir şey katmaya gerek de yok. Hizbe "terörist organizasyonu" diye iftira eden biri -görevi ne olursa olsun- utanmaz, yalancıdır. Bu insanlar ya sağır, kör, dilsiz kişiler ya dünya politikası hakkında bilgi sahibi olmayan cahiller, ya da halkına karşı sorumluluktan kaçan zalimlerdir. 3. Rusya despot sistem hükümetidir. Rus halkını hakimiyeti altına alan bir grup insan kanunları bencil çıkarlarına uygun şekilde kabul ediyor. Onun için bu durumu anlayan ve bununla ilgili kendi bakışını anlatan her kim olursa olsun aşırı olarak ilan edilir ve gözaltına alınır. Bu yüzden bugün Rusya'da muhalefet tehlikelidir. Hizb-ut Tahrir bundan istisna değil. Bilinçli her kimse muhalefette ise tehlikelidir. Gazeteciler, insan hakları savunucuları ve diğerleri de aynı tehlike altındadır. Onlar polis zulmünden dolayı ülkeden kaçmak zorunda kalıyorlar, kaçma fırsatı bulamazlarsa öldürülüyorlar. Farklı uluslararası ajansların verilerine göre Rusya Federasyonu; dünya sıralamasında vatandaşlarının ifade özgürlüğü haklarına saygı gösterme hususunda Afrika ve Orta Asya rejimleri ile beraber en son sıralarda yer almaktadır. Bu değerlendirme dahi Rusya politikasının muhalefete adaletsiz olduğunu onaylıyor. 4. Rusya Hükümetinin Müslümanlara karşı politikası; İslam'ın yayılmaması ve İslam temelinde Müslümanların birleşmemesi kapsamındadır. Onların korkusu odur ki; eğer Müslüman kitleler İslam'ı tam olarak uygulamaya başlarlarsa İslam'ın güzelliğini ve adaletini gösterirlerse Rus halkı kendi hayatlarında bunu bulamadıkları için guruplar halinde istikrarlı ve müreffeh İslam'a döneceklerdir. Rusya İslam ideolojisine karşı hiçbir şey koyamıyor çünkü onun bir ideolojisi yok. Bunun için Rusya vatandaşları sadece inançlarından dolayı hapse atılıyor. Hizb-ut Tahrir'in fikirlerini benimseyen Müslümanlar en tehlikeliler sayılıyor ve onlara karşı sadece yalan ve kaba güçle mücadele edebiliyor. 5. Şüphesiz, Rusya Hizb-ut Tahrir'in çağrısından korkuyor. Ayrıca nedeni sadece Müslümanların birleşmesi değil bununla birlikte Rusya Devleti Müslümanların Devleti olan Hilafetin tekrar kurulabileceği karşısında bile titremeye başladı. Hilafetin olmasını hiç ve hiç istemiyor. Bu korkusunu Hilafetin gerekliği hakkında çalışan, anlatan kişileri kötü şekilde baskı altına alması çok iyi gösteriyor. 6. Rusya kendi halkına iyilik ve refah istemiyor, çünkü bu kendi vatandaşları ile ilgili asıl planlarına aykırı düşüyor. Yani cahillik karanlığında tutmak ve bencil çıkarları için acımasızca sömürmek. Hükümet halkın gelişmesine yol vermemek için gerçeği karartmak için iftira etmeye çalışıyor, hepsi kontrolü altında olan medya aracılığıyla iftira yayıyor, Genelde İslam hakkında, özelde Hizb-ut Tahrir hakkında iftiralarını sürdürüyor. 7. Rusya hükümeti her türlü fesadı kullanıyor, iğrenmeden vatandaşlarından korkaklar ve hainler yetiştiriyor. Diplomalı imamları mezun eden okullar yapıldı. Yetiştirilen bu imamların amacı İslam ile kendilerini zenginlendirmek, din üzerinden ticaret yapmaktır. Onlar dinden mal elde ettiler ve işverenin isteklerine göre dinlerini değiştiriyorlar. Ah, ne kadar harap onların işleri! Allah'a ve Rasulu Sallallahu Aleyhi Vesellem'e ihanet edenlerin işleri! Talgat Tadjuddin gibi imamlar açıktan açığa Müslümanlar hakkında yalan konuşuyorlar ve gizli polis elemanları Müslümanları tutukladıklarında içten içe teşekkür ediyorlar. Bu önemsiz kişiler kendi görevleri için korkuyorlar. Sanki Hizb-ut Tahrir onların karlı (!) mevkilerini almak istiyor. Eğer bilseydiler Allah karşısında ne kadar sorumlu olduklarını bulundukları makamı, görevlerini hemen bırakıp giderlerdi. Onların bütün sözleri faydasız ve boğazlarından yukarı yükselmeyecek. Hizb-ut Tahrir‘in bazı üyelerinin tutuklamaları ile "Müslümanların Allah'ın kanaatini dilemelerini yok ettik" diye iddia eden hakimiyet bilsin ki bu sadece sizin hayaliniz! Hizb-ut Tahrir Rusya sizlere cevaplıyor: Siz Hilafeti yeniden kurma hareketini durduramayacaksınız! Siz hepimizi hapsetmediniz! Siz başkalarını hapisle korkutamazsınız! Siz bizlerden on, yüz, hatta bin kişiyi hapsetseniz, bu sadece kendinize desise olup dönecektir. Sizlerin doğruluğa olan hıncınız ve nefretiniz insanların daha çok gözüne görünecektir. Müslümanların gözü açıldı, kalplerine hakikat girdi ve onlar kurtuluşa atıldılar! Siz geç kaldınız! Sizlere Hizb-ut Tahrir çağrısına karşı koymaya ne Müslümanları hapsetme ne de bazı hain imamlar yardım edebilir! Sizin kendi halkınıza olan hınç ifadesi ve donmuş asıl yüzünüz ortaya çıktı. Böyle insanlara ümmet işlerini emanet eder mi?! Siz hapisle tehdit ediyorsunuz ama siz gördünüz ki; biz hapiste kalıyor ve bunu dinimiz uğruna imtihan olarak kabul ediyoruz, serbest bırakılanlar ise öyle çalışacak ki yakında hapistekilere katılmak için. Sizin zulmünüz, doğruluk sözümüzü her kimin karşısında olursak olalım -ister hükümdar ister gizli polis isterse başka birisi- söylemeden bizi alıkoyamaz. Hilafet bütün Müslümanların sorumluluğudur, samimi Müslümanlar arasında Hilafeti istemeyenler yok, ama kim öyle değil diyorsa demek ki Müslüman ümmetinden değildir. M 23 Ekim 2009 Hizb-ut Tahrir Rusya (Bir okuyucumuz tarafından Rusça'dan Türkçe'ye tercüme edilen bu yazı 13 Kasım 2009'da İslamdevleti.org'a gönderilmiştir)