Sabiha A. Alpat, Kalem-Der`de `Adab` konusunu anlattı
Kalem-Der hanımlar komisyonunun her ay düzenli olarak gerçekleştirdiği Konferanslar serisinin Aralık ayı Konferansı İzmit`de faaliyet gösteren Zenyep-Der`in başkanlığını yapan Sabiha Ateş Alpat`ın sunumuyla gerçekleştirildi.
Kalem-Der hanımlar komisyonunun her ay düzenli olarak gerçekleştirdiği Konferanslar serisinin Aralık ayı Konferansı İzmit'de faaliyet gösteren Zenyep-Der'in başkanlığını yapan Sabiha Ateş Alpat'ın sunumuyla gerçekleştirildi.
"Muvahhid Kadının Adabı" konulu konferansa ilginin yoğun olduğu gözlendi. Sabiha Ateş Alpat'ın sunumu satırbaşları ise şu şekilde idi:
Allah’a iman etmiş La ilahe illa Allah diyerek tercihini islamdan yana yapmış olan müslüman kadının terbiyecisi yani Rabbi Allah'tır. hayatın terbiyesini Allah'tan öğrenir...
Allah’a iman etmiş La ilahe illa Allah diyerek tercihini islamdan yana yapmış olan müslüman kadının terbiyecisi yani Rabbi Allah'tır. hayatın terbiyesini Allah'tan öğrenir... İslam hayatın her alanına söz söylemiş hayatı kapsayan bir dindir. Nezaket,nezafet, zarafet anlayışı içinde Adap kuralları belirlemiştir...Adabın Fert ve toplum açısından önemi vardır. İbadetler açısından önemi vardır.
Hucurat suresinde bir çok adap kuralları belirtilmiştir.
Allah'a karşı adabımız
peygambere karşı adabımız
ve diğer insanlara karşı adabımız mümine hanım bilmesi gereken farz ilimlerdendir.
Şöyle sıralayacak olursak
Hucurat suresinden 1ve 3. Ayetler
1- Ey imân edenler! Allah ve peygamberinin huzurunda ileri geçmeyin. Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah, işitendir, bilendir,
2- Ey îmân edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinin üstüne (Onu bastıracak şekilde) yükseltmeyin, Birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi, Ona yüksek sesle hitap etmeyin; sonra farkına varmıyarak amelleriniz boşa gidebilir.
3- Şüphesiz o kimseler ki Resûlüllah'ın yanında seslerini kısarlar, işte onlar Allah'ın kalplerini takva ife denediği kimselerdir. Onlar için bol bağışlanma ve büyük karşılık vardır.
«Ey imân edenler! Allah ve peygamberinin huzurunda ileri geçmeyin. Allah'tan korkun..»
Âyette «ileri geçmeyin» şeklinde çevirisini yaptığımız «lâ tukaddimû» sözü üzerinde birçok yorumlarda bulunanlar olmuştur. Onları şöyle özetlenmiştir.
a) Peygamber {A.S.)ın huzurunda bir konu üzerinde, Peygamber (A.S.) dan önce bir fikir ve görüş beyân etmeyin. Her hususta Ona uyun, Onun arkasından gidin.
b) Kitap ve Sünnet'e aykırı söz söylemeyin, hüküm vermeyin.
c) Resûiüllah'ın huzurunda fetva vermekte acele etmeyin; Allah'ın Onun kalbi ve dili üzerine indireceği hükmü bekleyin.
d) Söz ve davranışınızda Peygamber'in (A.S.) önüne geçmeyin.
e) «Şu ve şu hususta ilâhî emirler inseydi..» diyerek acele etmeyin. Peygamber'in (A.S.) verdiği bilgiyle yetinin.
İslâm Bütünüyle Edep Ve Terbiye Telkin Eder
İslâm Dini her yanı ve yönüyle medeniyettir; edep ve terbiye, nezaket ve nezahettir. Büyüklerin, inanmış ilim adamlarının huzurunda davranış ve konuşmadan tutun da önemli bir kişiye seslenmeye kadar her şeyi birtakım edep ve terbiye, sevgi ve saygı kurallarına bağlamıştır.
O bakımdan medeniyet ve nezaketten; edep ve terbiyeden yoksun yetişen kaba ve hırçın bedevileri bile eğiterek, onları dünyanın en medenî ve terbiyeli insanları yapma şerefi bütünüyle İslâm'a aittir.
İslâm Ahlâkında Ferdî Ve Toplumsal Münasebetler
Ey İman edenlerSizden bir kavim diğeriyle alay etmesin,.»
Kur'ân gerek ferdî (bireysel), gerekse toplumsal münasebetlerde herkesin kişiliğini, şeref ve itibarını korumayı öngörür ve peygamberler dışında kusursuz, günahsız ve hatasız insan olamıyacağına göre, kişileri ve toplumları kusurlarıyla değil, iyilik ve meziyetleriyle; yararlı iş ve amelleriyle değerlendirmeyi emreder
1- Bir toplum, bir kabile veya aşiret; bir aile, bir fert diğeriyle alay etmesin. Olabilir ki alay edilenler, alay edenlerden hayırlıdır. Zira her fert, aile ve toplum Başkasıyla uğraşmaktansa, önce kendisindeki kusurları, kötülükleri, ölçüsüzlükleri görüp gidermeye çalışmalıdır.
Aksine bir tutum, İslâm'ın getirdiği din kardeşliğini zedeler, hattâ yıkabilir.
Yıllardır bu Ülkede Kürt kavmi ötelenmiş,yok sayılmışlardır.Irkçı Ulusal devlet anlayşının neticesinde bizden değil diyerek bir kavme acı çektirmişlerdir. Oysaki Allah indinde üstünlük ancak takva iledir.
2- Kadınlar da birbirlerini alaya almasınlar.
Sağlıklı, faziletli bir toplum, iffetli ve vakarlı hanımlarla ölçüsünü bulabilir. Birbirleriyle soyluluk, zenginlik, lüks ve konfor yarışına giren kadınlar, bağlı bulundukları aile ve topluma, sonra da millete zarar vermekle kalmaz, ekonomik sıkıntıya ve gayesiz, havaî kuşakların yetişmesine de sebep olabilirler.
3- Kendi kendinizi de ayıplamayınız.
Tevhîd İnancı'nın gölgesinde biraraya gelenler, kardeşlik bağlarıyla bütünlük arzederler. Birini ayıplayan, dolayısıyla kendini ayıplamış olur. Ayıplanacak bir söz söyleyen veya öyle bir davranışta bulunan kimse de dolayısıyla bağlı bulunduğu toplumu, ve aileyi ayıplamış sayılır.
4- Kötü lâkaplarla sataşıp atışmayın..
Müslüman her bakımdan saygılıdır, edep ve terbiyelidir. Başkasını üzecek söz ve davranıştan kaçınması imânının gereğidir. O bakımdan din kardeşini üzecek bir isimle çağırması haram kılınmıştır.
5- İman nimetine eriştikten sonra din ve ahlâk sınırlarını aşmakla ilgili isim ne kötüdür!
Şüphesiz aklı eren bir insan için «mü'min» ve «kul» sıfatları ne güzeldir! Buna eriştikten sonra başka yakışıksız isim ve sıfatlar takınmak veya takmak kişiliği zedeler, imân vakarına ters düşer. Aynı zamanda edep ve terbiyeyi, sevgi ve saygıyı bozar.
Toplumun Güven Ve Ahengini Bozan Üç Şey
1- Başkası hakkında kötü zan beslemek,
2- Başkalarının gizli hallerini araştırmak,
3- Gıybet etmek, toptum arasında söz götürüp getirmek.
Ve Yine Mümine Hanımın adaplarından en önemli bir hususata Kıyafet adabıdır. Hem ev kıyafetinde ve hemde dış tesettürde bir ölçü koyan İslam takva elbisesinin daha yarlı olduğunu beyan etmiş. Kıyafet konusunda da takvaya sarılınması gerektiği bildirilmiştir.
Hanımlar biz Muvvahid olanlar diğer hanımlar gibi değiliz. Herkes için ölçüler seküler,modernist olabilir Biz Müminler için adap ölçüleri de kanun koyucumuz Allah’tandır.
(Haber: Asım Şensaltık)