13-01-2010 19:03

Salah: Mescid-i Aksa, ümmetin davasıdır

Mescid-i Aksa ve Kudüs`ün bütün ümmetin davası olduğunu vurgulayan Filisitn İslami Hareketi lideri Raid Salah, bu mücadelenin sadece Filistin halkına bırakılamayacağını ısrarla vurguluyor.

Salah: Mescid-i Aksa, ümmetin davasıdır

İslam dünyasının başına bela edilen siyonist İsrail rejimi kutsal toprakları işgal ettiğinden beri Mescid-i Aksa’yı ortadan kaldırmanın yolunu arıyor. İsrail’deki siyonist rejimin sözcüleri de bu niyetlerini gizlemiyor ve resmi raporlarında 2025 yılına kadar Mescid-i Aksa’nın yerine eski Süleyman tapınağını canlandıracak biçimde büyük bir sinagog yapacaklarını ilan ediyorlar.

Bütün bu niyetlerin önünde ise en büyük engelleri Filistin halkı ve Filistin direnişinin önde gelen isimlerinden Şeyh Raid Salah. Şeyh Raid Salah ilerlemiş yaşına rağmen sürekli olarak ümmeti siyonist rejimin İslam’ın en kutsal mabetlerinden Mescid-i Aksa ve Kudüs konusunda sürekli uyarıyor. Buraya bütün ümmetin sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Şeyh Raid Salah bu mücadelenin sadece Filistin halkına bırakılamayacağını ısrarla vurguluyor.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’a birkaç konuşma için gelen Şeyh Raid Salah kendisi ile yapılan özel toplantıda da benzeri kaygıların ve taleplerin altını çizdi. “Tedirgin olduğum nokta, İsraillilerin Filistin işgalini sadece kendileri ile Filistinliler arasındaki bir meseleymiş gibi lanse etmeleridir” diyen Salah, Filistin’in işgalinin sadece siyonist İsrail ile Filistinliler arasındaki bir mesele değil tüm İslam ümmetinin meselesi olduğunu sürekli vurguluyor. Şeyh Salah, bunun göz ardı edilmesinin getireceği sonuçları düşünmek bile istemediğini ifade ediyor.

Kuru bir desteğin ötesi lazım

Meselenin hem insani hem de siyasi boyutu olduğu kadar dini boyutuna da dikkat çeken Şeyh Raid Salah, Mescid-i Aksa’nın tutsaklığı sürdüğü müddetçe Müslümanların da bağımsız olamayacağına dikkat çekiyor.

“Meselenin siyasi boyutu bir tarafa, yaşanan insanlık işgalinin ne derece olduğu da gözden çıkarılmaz ise o vakit İsrail bilecektir ki, istila ettiği sadece karşılarında bulunan 11 milyon Filistinli değil, aynı zamanda 1,5 milyar nüfusa sahip Müslümanların da işgal girişimidir ki, artık geri dönüşümü zor ve galibiyeti muhal bir savaştır. Filistin meselesi büyük ve ağır bir meseledir. Bu ağır yükü Filistinlilerin yalnız kaldırmaları mümkün değildir. Mescid-i Aksa tutsak olduğu sürece tüm dünya tutsaktır. İstanbul, Bağdat, Karaçi ve tüm dünyanın bağımsızlığı Mescid-i Aksa’nın bağımsızlığına bağlıdır. Bununla birlikte Müslümanların destekleri kuru bir destek olmaktan öteye geçmez ise, Mescid-i Aksa yok olma tehlikesi ile yüz yüze kalacaktır” diyen Salah, “Müslüman salt bir destekleyici değil, bağımsızlık yolunda ve mücadelesinde zafere giden çizgide aktif rol alandır” şeklinde konuşarak ümmete sorumluluğunu hatırlatıyor.

Müslümanların gıda, ilaç vb insani yardımlar yaparak sorumluluklarından kurtulamayacağını, daha aktif bir tutumla kutsal topraklara, Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkılmasının şart olduğunu söyleyen İslami Hareket lideri sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yardım denilince, akla maalesef birtakım gıda, ilaç ve fakirleri doyurmak anlaşılmaktadır ve Müslümanlar da aynı şekilde yardım deyince meselenin insani boyutunu algılamaktadırlar. Bununla birlikte Filistin ve işgal edilmiş topraklara sahip çıkıp çıkmama meselesi, Müslümanların sonlarını belirleyici bir niteliğe sahip kritik boyutları olan mühim bir konudur. Müslümanların ve tüm vicdan sahiplerinin Filistinlilere sağlayacakları destek, işgalci İsrail’i ortadan kaldırmakla hedefe ulaşabilir.”

 

“İsrail, Mescidi ve Kudüs’ü Müslümansızlaştırmak istiyor”

İsrail’in 40 yıldır sürdürdüğü işgalin esas hedefinin Mescid-i Aksa ve Kudüs olduğunu hatırlatan Salah şöyle konuştu:

“İsrail 40 yıldan bu yana gerçekleştirmiş olduğu saldırılarda birçok işgal ve baskı yöntemi uygulamıştır. Bu saldırı yöntemlerinden biri de son zamanlarda hızlandırmakta olduğu Mescid-i Aksa altındaki kazı çalışmalarıdır. Bu işgal süreci içerisinde Mescid-i Aksa’da bazı bölümleri istila ederek Mescid-i Aksa’yı taksime uzun zaman önceden başlamışlardır.

Bu taksim uygulamaları ise Mescid’in bazı namazgâh bölümlerini İsrail askerlerinin kendileri için polis kontrol merkezi haline getirmeleridir. İsrail’in Mescid-i Aksa’yı taksime götürecek kadar hırslı olması ve işgalinin 40 yıldan bu yana devam etmesi Filistinlilere karşı adavetinin ne derecede olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Fakat İsrail, saldırılarını derece derece gerçekleştirerek dünya Müslümanlarının tepkilerini kontrol etmektedir. Müslümanların bu duruma tepkisiz kalması elbette ki meseleyi farklılaştırır. Devlet adamları, hâkimler, siyasetçiler, medya ve diğer etkili kişiler ile özellikle ilim ehlinin bu konu üzerinde son derece ihtimamlı olması gerekmektedir.”

Hükümetlerin Mescidin İsrail tarafından işgali ve taksimi konusunda sessiz kalmalarının siyonist işgalcileri cesaretlendirdiğini vurgulayan Şeyh Raid Salah, siyonistlerin nihai amacının Mescid-i Aksa’yı ortadan kaldırmak olduğunu ve bunu da gizlemediğini ifade ediyor.

Mescidin altına açılan tünellerin adım adım Mescidin namazgâhlarını sinagoglara dönüştürdüğünü ama asıl amacın Mescidin altını boşaltarak çökmesini sağlamaya dönük olduğuna dikkat çekerek siyonistlerin Müslümanları buradan tamamen çıkararak burayı bütünüyle Yahudileştireceğini belirterek Müslümanları uyarıyor: “Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşmasını istiyor isek, tek ümmet olarak hareket etmeliyiz...”

Bu işgalin ve Mescidin adım adım Yahudileştirilmesi hamlesinin kabul edilemeyeceğini söyleyen Salah, “Öncelikle Filistin halkının böyle bir girişime evet demesi beklenmemelidir. Zira böyle bir şeyin kabulü, geri dönüşümü olmayan birtakım zorluklara dâhil olmak anlamına gelir ki bu da hiçbir şekilde gerçekleştirilemeyecek bir plandır” diyerek Müslümanların bu meselede irade göstermesini istiyor.

(Haşmet Demirel / Özgün Duruş)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !