Seyyid Kutub Sempozyumu`nun ardından
Nazik bir davetti; Cemil Meriç Kültür Merkezi`nde, saat 1300-19:00 arasında, Şehit Seyyid Kutup Sempozyum`umuz var, gelir misiniz?
İsmail Hakkı Güleç, Haber Duruş için yazdı...
Sempozyum; Önceden belirlenmiş olan bir konuda, konunun "ehli" insanlar tarafından, belirlenen konunun ele alınıp, etraflıca değerlendirilmesidir.
Bir çok konuda, sempozyumlar, paneller, konferanslar, oturumlar düzenlenir. Elbette ki, her her programın, kendine göre, bir içeriği söz konusudur. İşte, böylesi özel ve güzel sempozyumlardan, bir tanesine geçtiğimiz hafta sonu, pazar günü şahit olma şerefine nail oldum.
Benim İslami mücadele hayatımda, kendisinden en çok etkilendiğim, kitapları ve mücadelesinden istifade ve ruh kazandığım, özellikle de ilk okuyup, benim gerçek İslam ile tanışmama vesile olan, "Şehit Seyyid Kutub"un idamına zemin hazırlaması açısından da manidar, "Yoldaki İşaretler" kitabı çok müstesna, özel ve güzel bir yeri vardır.
O açıdan, programdan iki gün önce, cuma günü çalışmış olduğum kurumdan, camiye doğru yürürken, bir kardeşimiz, camiye çok yaklaştığım bir esnada, yanıma sokularak, hocam sizi birisiyle tanıştırmak istiyorum dedi. Tabii buna biraz şaşırdım. Dedim; yani ezan vakti, tam namaza gireceğim. Sonra olsa, sonra tanışsak, sonra gitsek olmaz mı dedim. Olmaz deyip, birazda ısrar edince, bunda da bir hikmet vardır deyip, onu takip ettim.
Ki bu kardeşimiz de, muvahhit ve mücadeleci, müstesna bir Müslüman kardeşimizdi. O açıdan bu kardeşime uyayım dedim ve devam ettik. Az sonra, şöyle büyükçe mescid tarzında dizayn edilmiş, sade, güzel ve büyükçede bir kütüphanesi olan bir yere girdik.
İnsanlar toplanmıştı ve orada anladım ki, Cuma namazı kılınıyor. Cuma namazını kıldıran hocanın, namazdan sonra tanışmış olduğumuz üzere, Batmanlı Rıdvan Dinçer isminde bir kardeş olduğunu öğrendim. MaşaAllah sempatik, ayrıca da kendisini çok iyi yetiştirmiş, özgüvenli, kararlı ve azimli bir duruşu vardı.
Namazı kıldıktan sonra, kardeşlerle oradaki "Müslümanlarla" tanışma şerefine nail oldum. O gün bu mescid'deki Müslümanlarla tanışmam Rabbimden(cc) büyük bir ihsan, ikram ve lütuftu.
Oraya ilk gittiğimde, ben namazı kılar çıkarım diye düşünmüştüm. Fakat oradaki ortam, kardeşlerin sıcak, hasbi ve samimi tavır ve davranışları, benim o güzel mekandan, ayrılmama müsaade etmedi.
Ayrıca da, o gün öğleden sonra, tatil olması hasebiyle, kardeşlerin akşamki İslam tarihi adlı, proğramınada iştirak ettim...Bu müstesna mescid'den ayrılınca saat onbir olmuştu...
Şehit Seyyid Kutub (ra) benim de, otuz beş yıllık "İslami mücadele serüvenimde", gerek fikirleri, mücadelesi, zulme ve zalimlere karşı, "özgün, özgür, kararlı, azimli, izzetli duruşu, gerekse de büyük şahsiyeti, büyük bir zevkle okuduğum kitapları, imrendiğim hayat hikayesi açısından olsun, Seyyid kutup ismini duyunca, daha da sevindim.
Ayrıca da, bu mescid'deki(Kuran nesli mescidi) bu kardeşlerin, Şehit Seyyid kutub'un talebeleri, onun çizgisinde yürüyenler olduklarını görünce, bir kat daha mutlu oldum.
İstanbul Şirinevler gibi bir yerde, böylesi bir Kültür Merkezinin ve Mescidin bulunması, beni geleceğe yönelik fevkalade umutlandırdı, morallendirdi.
Oradaki insanları, gençleri, hocalarımı görünce bir kat daha sevince boğuldum. Dediler pazar günü, İstanbul Bahçelievler belediyesi teknik bina denilen yerde, Cemil Meriç Kültür Merkezi'nde, saat 13.19:00 arasında, Şehit Seyyid Kutup sempozumumuz var, gelirmisiniz?.
Dedim, pazar günü çalışıyorum. Ama iş Şehid Seyyit Kutup olunca ve buradaki kardeşlerin, öz, özel ve özne duruşlarını muhafaza etmeleri, geleceğe yönelik, gözlerindeki umut, aşk, ışığı ve inancı görünce, hay hay dedim.
Hocam, düzenlemiş olduğumuz sempozyumda, bize Şehit Seyyid Kutub'la ilgili bir şiir okurmusun dediler. Dedim ne demek, hay hay. Doksanlı yıllarda, Van'daki müslümanların çıkarmış olduğu, "inancı kuşanmak" adlı şiir kasetindeki, "Seyyid Kutup" adlı şiiri seslendirdim.
O gün, mesaim vardı. Ve alel acele, programa biraz geçte olsa, ikinci oturuma, saat dört civarında yetişme şerefine nail oldum. Orada şunu gördüm ki, Allah (cc) kendi yolunda, mücadele etmiş, korkusuzca ilke, düşünce ve de inançlarını, zalim ve tağutlara karşı haykırmış, bu tür insanları yüceltiyor, yükseltiyor, izzetlendiriyor. Dünyada da, ahirette de bu böyledir her zaman...
Salondaki, programla müşerref olup, iştirak etmiş olan değerli kardeşlerin, oradaki azimini, kararlılığını, duruşunu, izzetini, dikkatini, cahiliyeye karşı özverilerini ve inançlarını gördüm.
İsminden de anlaşılacağı gibi, çok müstesna bir Mescid. Bu mescidi imar eden, buranın oluşup halkımızın hizmetine sunulmasında büyük emeği olan gerek, Şükrü hocam ve dostlarını bu hayırlı işlerinden dolayı bir kez de ben buradan kutluyor, tebrik ediyorum...
"KURAN NESLİ" Örnek Kuran nesli tabiri, Seyyit Kutub'un kitaplarında, özellikle üzerinde vurguladığı, arzuladığı bir kavramdı.
İlk Kuran nesli olarak, Seyyid Kutup, Resulullah'ın davetine Mekke'de iman etmiş, genç Müslümanları ifade ediyordu.
Yeniden Kur'an'a dönüşü, Kur'an'la yaşamayı, Kur'an'ı bir ölürler! Kitabı değil, hayat Kitabı olarak ele alan, Şehit Seyyit Kutubu hatırlatıyordu bu kavram.Proğram içerik olarak zengindi. Kur'an-ı Kerim okunması ve selamlama konuşmalarıyla başladı. Oradaki dinleyiciler, adeta gözlerini kırpmadan, ilgi ve alaka ile programı sonuna kadar takip ettiler. Yakından ve uzaktan gelenler vardı. Anadolu'dan icabet eden kardeşlerimiz de vardı.
Bir kaçıyla, şahsen tanışma şerefine de nail oldum. Kendilerinden istifade ettim. Cahiliye'nin içerisinde, hala bu şekilde, cahiliye'nin her türlü kirinden, günahından, bozucu, yıkıcı etkisinden kendini kurtarabilmiş, Kur'an ile hayat'ta kalabilmiş, böyle temiz mümeyyiz, mümtaz Müslümanları görünce, Kur'an'ın diriltici etkisinin ne kadar da güçlü ve kuvvetli olduğuna bir kez daha şahit olmuş oldum.
Program, iki oturum şeklinde icra edildi. Ben birinci oturuma yetişemedim. O günkü, Programımın yoğunluğundan dolayı, çok büyük bir fırsatı kaçırdığımı düşündüm. Çünkü, oraya katılan "dost ve kardeşlerimden" duyduğuma göre, birinci oturum çok çok verimli geçmişti. Sunum yapan kardeşlerin, sunumlarının fevkalade güzel olduğunu duydum. Bu bir nasip işiydi tabii.
Önemli olan, seferde olmaktı, oraya katılıp, iştirak etmekti. Oranın havasını solumaktı. Bizler ki, son yıllarda içinde bulunduğumuz, "tağuti rejim ve cahili toplum" içerisinde, bir çok hastalığa müptela olmuş, bu arada bir çok özelliğini, niteliğini, duruşunu, fikrini, zihnini, bakış açısını ve umudunu, ufkunu ve iddiasını bir çok açıdan kaybetmeye yüz tutmuş, kaybetmekle karşı karşıya kalmış, kimliği ve kişiliğinden bir çok noktada vazgeçmiş insanlar olarak, bu tür sempozyumların, anma gecelerinin, İslami kültürel konuların ve şahsiyetlerin anılması ile ilgili programların çoğaltılması gerektiğini gördüm.
Müslümanların, Kur'an merkezli çalışmalara, daha bir ağırlık vermelerinin, çok daha önemli olduğunu, bir kez daha bu programda müşahede etmiş oldum.
Özellikle de, Kayseri'den misafir olarak programa katılan ağabeylerimizden, Mehmet Durmuş ağabeyimize, özellikle geçmişten belli ismine aşina olduğumuz, Ali Kaçar hocamıza, İslami hareketin önemli isimlerinden ve hafızalarından Yakup Karahan hocamıza ve Asım Şenaltık hocamıza, kendisini cuma namazı kıldırması esnasında, mescidde tanıdığım, çok kıymetli Batmanlı değerli bir isim olan, samimiyeti ile İnsanlara güven veren, Rıdvan Dinçer Hocama, Halil Çiloğlu Hocama, Abdullah Çelenk gibi değerli bir Hocama ve özellikle de bu mescidin inşa ve oluşumunda ve bu insanların bir araya gelmesinde büyük emeği, gayreti ve mücadelesi olan araştırmacı yazar ki, kendisinden ümit ediyorum ki, bundan sonraki hayatımımda da birçok açıdan istifade edip, omuz omuza mücadele etmeyi umut ettiğim Şükrü Hüseyinoğlu hocamıza gerçekten kalbi dualarımı ve şükranlarımı arz ediyorum. Böylesi, güzel bir sempozyumu düzenledikleri için.
Son yıllarda, Müslümanlarda bir boş vermişlik, yılgınlık, savrulma, gündemden kopma ve umutsuzluk, karamsarlık havasının olduğunu ve oluştuğunu gözlemliyoruz
Ama, şunu da görüyoruz ki, bu tür Müslümanların da, Kur'anın etrafında, cahiliyeden bağımsız ve kopmuş bir vaziyette, Kur'an'ın ikliminde ve gölgesinde, yeniden hayat bulmanın, insanı ne kadar da dirilttiğini ve izzetlendirdiğini, şereflendirdiğini ve ona ruh, kimlik ve kişilik kattığını, burada hem mesciddeki oturum ve programımızda, hem de Bahçelievler Belediyesi Ek Hizmet Binası Cemil Meriç kültür merkezinde ki, sempozumda bunu bir kez daha müşahede ettik
Program arasında ki, kardeşler ikramlarda bulundular ve özellikle Şehit Seyyid Kutub'un onlarca kitabı orada insanlara satışa sunuldu.
Ülkemizde Şehit Seyyid Kutup'la ilgili, onun hak etmediği şekilde; saygısızca, fütursuzca ve ahlaksızca, yıllardır yapılan karalama ve saldırılara rağmen, bu ümmetin çocukları, Şehit Seyyid Kutub'un cesurca, kahramanca ortaya koyduğu, gerek mücadelesi ve gerekse de eserleri ve fikirlerinden istifade ederek yeni bir Kuran Nesli'nin oluştuğuna burada bir kere daha, bizzat şahit oldum.
Her türlü cahili duygu, düşünce, fikir, eylem ve inançlardan uzaklaşarak, öze dönmeye ve yeniden Kur'an Neslini oluşturmaya çalışan, okuyan araştıran, değerlendiren ve Kur'an'ı hayata aksettirek, yine Kuran'ı hayat kitabı olarak anlayan, algılayan, hayatın akışında da, Kur'an'ın rehberliğinde bir yürüyüş gerçekleştirenleri, Şehit Seyyid Kutubu anlamak ve onun ön gördüğü, yeniden Kur'an Neslini ihya, inşa ve imar etmek zorunluluğunu bir kez daha müşahede ettik...
Bu sempozyumun ardından, yeni yeni, bu tür özel, güzel iyi organize edilmiş, konusu itibarıyla da çok kıymetli, gerek mücadelesi ve gerekse de fikirleri, duruş ve inanç, düşünce ve fikirleriyle hayatımıza, büyük katkılarda bulunmuş, diğer büyük alim, aydın, düşünür, fikir ve dava adamı, yazar, akademisyen vb. İnsanlarımızı tanıtıp, anlayıp, yaşamımıza katkıda bulunabilecekleri, tarzda ki programların, sempozyumların, panellerin, oturumların gündem edildiği programlarda buluşup, görüşmek umuduyla...
Selam ve dua ile...