Siyonist işgal rejiminin yıkım kararlarına cılız tepkiler
Ankara’ya ziyaret gerçekleştiren Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) Genel Komiseri Philip Lazzarini, siyonist İsrail işgali altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Müslüman Filistinlilere ait mülklerin siyonist güçlerce yıkılmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu söyledi.
Resmi ziyaret kapsamında Ankara’ya gelen UNRWA Genel Komiseri Lazzarini, işgal altındaki Filistin’deki duruma ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
‘Filistinlilere yardım sağlıyoruz’
UNRWA’nın Suriye, Lübnan, Ürdün, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ün yanı sıra abluka altındaki Gazze Şeridi’nde 700’ün üstünde okulda 550 binden fazla Filistinli çocuğa eğitim verdiğini anlatan Lazzarini, bölgedeki 2 milyondan fazla Filistinli mülteciye sağlık alanında ilk yardımda bulunduklarını ayrıca 2 milyondan fazla Filistinli mülteciye de insani yardım sağladıklarını dile getirdi.
Türkiye’nin hem siyasi hem de iktisadi olarak UNRWA’nın güçlü destekçilerinden olduğunu belirten Lazzarini, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda UNRWA’ya sürdürebilir finansal yardım sağlanması konusunda önemli rol üstlendiği, bunun yanı sıra başta Gazze’deki gıda dağıtımı olmak üzere, organizasyona hem maddi hem de ayni bağışlarla katkıda bulunduğunu kaydetti.
UNRWA’ya yönelik tehlikelerin başında kuruluşun karşı karşıya kaldığı iktisadi durum olduğuna işaret eden Lazzarini, son 10 yılda sağladıkları servislerin ve bu servislere olan talebin artmasına rağmen bu süre zarfında UNRWA’ya yapılan yardımların hiç ilerlemediğine dikkati çekti.
Lazzarini, yıllar geçtikçe mevcut iktisadi krizin derinleştiğini, bu ay UNRWA’daki 30 bin çalışanın maaşlarını ödemek için borç bulmak zorunda kaldığını aktardı.
‘Yeni bir çatışmayı önlemek istiyorsak farklı türde yaklaşımlar benimsememiz gerekiyor’
Geçen hafta Gazze Şeridi’ni ziyaret eden Lazzarini, işgalci İsrail’in 15 yılı aşkın süredir bölgeye abluka uygulandığını, bu süre zarfında Filistinli gruplar ile İsrail arasında 4 çatışma çıktığını anımsattı.
Tüm bu etkenlerin yaklaşık 2,2 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze’yi etkilediğini söyleyen Lazzarini, “Oradaki insanların korkusu bunun (Filistinli gruplar ile İsrail arasındaki çatışmaların) yeniden nüksetmesi. Bölgedeki insanların can attığı tek şey, normal bir hayata, bir işe sahip olmak, çocuklarının güvenli ve barış içinde okula gitmesinden emin olmak ama maalesef bu böyle olmadı.” dedi.
Lazzarini, bölgede artan tansiyona ve olası yeni çatışmalara dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Durumun daha da kötüye gitmesini, yeniden nüksetmesini ve olası yeni bir çatışmayı önlemek istiyorsak farklı türde yaklaşımlar benimsememiz gerekiyor. Bu yaklaşımlardan biri de güvenlik konseyi kararları doğrultusunda insanların ve ürünlerin hareketine izin vermektir. Bu artık geçmişten ders aldığımızın ve bir çatışmanın tekrarını önlemek için farklı reçete uygulamaya başladığımızın ilk göstergesi olacaktır.”
BM’nin İsrail zulmü karşısındaki duruşu
İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da Filistinlilere ait mülkleri yıkmasına ilişkin BM’nin duruşunun net olduğunu savunan Lazzarini, “Bu, uluslararası insancıl hukukuna aykırıdır. Ve böyle bir karar her alındığında, bu karardan etkilenenler için bir insanlık trajedisini daha da körüklüyor.” ifadesini kullandı.
Son günlerde İsrail güçlerinin baskınlarına hedef olan ve çıkan çatışmalarda çok sayıda Müslüman Filistinlinin hayatını kaybettiği Cenin’deki duruma ilişkin soruya ilişkin Lazzarini, “Bugünkü durum son derece endişe verici. 10 gün önce Cenin’i ziyaret ettim, kamp temsilcisiyle görüştüm, Cenin’de günlük şiddet olayları yaşanıyor, yüksek düzeyde işsizlik, yüksek düzeyde yoksulluk var. Ve korkum şu ki, insanları kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığını düşündükleri bir duruma itiyoruz ve bu daha fazla şiddet için bir reçetedir.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Şirin Akile’nin öldürülmesi tam bir trajedi’
Lazzarani, İsrail güçlerinin Cenin’e yaptığı baskın sırasında bölgede haber çalışmasında olan el Cezire muhabiri Şirin Ebu Akile’nin vurularak öldürülmesine ilişkin değerlendirmesinde, “Tam bir trajedi oldu. Kesinlikle uygun bir bağımsız soruşturma ve uygun bir hesap verebilirlik olması gerektiğine dair hiçbir şüphe yok.” diye konuştu.
(Kaynak: İktibasdegisi.com)