04-04-2008 18:30

Siyonistlerin Mescid-i Aksa`nın altında kazdığı tüneller ortaya çıkarıldı

Siyonist işgalci, Müslümanların kutsal mabedi Mescid-i Aksa`yı tehdit eden kazı çalışmalarını bütün hızıyla sürdürüyor. Yapının altına uzanan tünel, el Arabiya Haber Sitesi`nde ifşa edildi. Yazıda, yahudi fanatiklerin İslam mirasını tahrip etmek için neler planladıkları da anlatılıyor.

Siyonistlerin Mescid-i Aksa`nın altında kazdığı tüneller ortaya çıkarıldı

Siyonist işgalci, Müslümanların kutsal mabedi Mescid-i Aksa'yı tehdit eden kazı çalışmalarını bütün hızıyla sürdürüyor. Yapının altına uzanan tünel, el Arabiya Haber Sitesi'nde ifşa edildi. Yazıda, yahudi fanatiklerin islam mirasını tahrip etmek için neler planladıkları da anlatılıyor.

İşte o haber:

İşgal Altındaki Kudüs

Emin al-Siyam, neredeyse her gece, doğu Kudüs'teki evinin altından Eski Şehir'in son derece hassas El-Aksa Cami kompleksine doğru tünel kazan Yahudi yerleşimcilerin çıkardıkları gürültüyle uyandığını söylüyor.

Siyam, "geceleri onların evin altında çıkardıkları sesleri duyuyoruz. Bazen bütün bina sallanıyor. Sonrada, ertesi gün sabahın erken saatlerinde çalışmayı terk edip gidiyorlar" diyor.

Siyam, dünyanın en şiddetli çekişmelerinin olduğu şehirlerden birinin tam merkezinde yaşıyor ve evi Ortadoğu çatışmasının temel çatlaklarından biri olarak görülen bir tünelin tam üzerinde duruyor.

İslam ve Museviliğin en kutsal bölgeleri

Bahsi geçen ev, Yahudiliğin en kutsal ve İslam'ın üçüncü kutsal bölgesinden sadece birkaç yüz metre uzaklıktaki, birleştirilmiş doğu Kudüs'ün Arap mahallesi Silwan'daki arkeolojik kazıya şahitlik ediyor.

Son Filistin İntifadası 2000 yılında siyonist katil Ariel Şaron'un El-Aksa'ya yönelik provokatif ziyaretinden sonra çıktı ve siyonistlerin civardaki bir tümseği düzeltme planı, Şubat 2007'deki geniş çaplı protestoları tetikledi.

Silwan Projesi'nin arkasındaki sır

Silvan projesi, kısmen insanların tüneli görmesine izin verilmediğinden, ama asıl olarak da projenin bir siyonist yerleşimci grubu olan Ir David Vakfı tarafından üstleniliyor olmasından dolayı benzer şüpheler uyandırdı.

Dar, trafik sıkışıklığı had safhada olan bir caddeden Eski Şehir'in duvarlarının dışındaki sarp güney yokuşuna doğru uzanan bölge, kilit vurulmuş kapının üzerinde büyük bir siyonist işgal bayrağının dalgalandığı yüksek demir çitlerle çevrilmiş.

İsrail Anıtlar Kurumu, bir zamanlar Eski Şehir'in merkezindeki yağmur sularını birkaç yüz metre ötedeki dini bir hamama taşıyan eski bir tünel bulduklarını ifade ediyor.

İAK şefi Shuka Dorfman, "2000 yıl öncesine ait özel bir tüneldi. Tünelin içinde bulunduğu koşullar inanılmazdı" diyor.

2004'ten başlayarak, arkeologlar kazı bölgesiyle hamam arasındaki tünelin büyük bölümünü ortaya çıkardılar.

Ama geçtiğimiz ay, kuzeye yani Tapınak Tepesi/Harem-üş-Şerif yönünde çalışmaya başladılar.

Arkeologlar,19.yy.lın sonlarına doğru yapılan ve tünelin büyük bölümünün kazıldığı İngiliz kazısını baz alarak, tünelin Eski Şehir'e doğru gittiğini, caminin kompleksine yakın olsa da altından geçmediğine inanıyorlar.

El-Aksa Camii'ni yok etme planı

Ama projenin gizlilikle sürdürülüyor olması ve maddi kaynağının yerleşimci bir vakıf tarafından karşılanıyor olması, bölgede yaşayan birçok kişinin bu projenin, Harem-üş-Şerif olarak da bilinen El-Aksa Camisi'ni almak ya da yok etmek için yapılan bir planın parçası olduğunu düşünüyor.

Bölge sakinlerinden biri olan 37 yaşındaki Ahmed Qarain; "Madem bir yerleşim yeri değil de bir kazı bölgesi ve turistik bir alan, neden gidip göremiyoruz öyleyse? Neden kimse gidip göremiyor?" diye soruyor.

İAK, Silwan mahallesinden veya medyadan herhangi birinin tünelin kuzey bölümünü görmesine izin vermeyi reddetti ve AFP'nin kazının hangi aşamaya ulaştığıyla ilgili yorum yapmak için sunduğu birkaç teklifi de geri çevirdi.

Bölgedeki görevliler yasak için, işin halen devam ettiğini söylemekten başka bir sebep göstermiyorlar. Fakat proje tamamlanır tamamlanmaz medyanın davet edileceğine dair söz verdiler.

Bölge sakinleri kazı bölgesi yakınlarında bir protesto çadırı kurdu ve evlerinin altından geçtiği söylenen bir kazı yapılırken kendilerine kimsenin fikir sormadığını ileri sürerek bir dava açtılar. 17 Mart'ta, İsrail mahkemesi davanın görülme süresince projenin durdurulmasına karar verdi.

Dorfman, itirazların tamamen siyasi olduğunu ve Anıtlar Kurumu'yla ilgili bir şeyin söz konusu olmadığını söylüyor.

Dorfman, "Biz, siyasi olmayan bir kurumuz; profesyonel ve Anıtlar Kurumu'nun kurallarına göre çalışan bir organizasyonuz" dedi "Siyasetle ilgilenmiyorum."

"2000 yıllık" bekleyiş

Bölge halkının İsrail arkeolojisine olan güvensizliği; içinde Silvan Projesi'nin de bulunduğu bölgedeki birçok kazıya maddi kaynak sağlayan Ir David Vakfı'yla olan geçmişlerinden kaynaklanıyor.

Vakıf, Kudüs'te 3,000 yıl önce hüküm süren efsanevi Yahudi kralının kalıntıları olduğuna inandığı bölgenin çevresine arkeolojik bir park olan Davud'un Şehri'ni kurdu.

Ir David Vakfı, her yıl Davud'un Şehri'nin içinde veya çevresindeki projeler için İAK'ya 600,000 dolar (380,000 euro) maddi kaynak sağlıyor ama asıl kazıyla hiçbir ilişkisinin olmadığını söylüyor.

Ama vakıf, çoğunluğunu Arapların oluşturduğu semtte, tarihi Yahudi varlığı için 'yaşayan bir delil' yaratmak için çabalıyor.

Vakfın kıdemli idarecilerinden Doron Spielman, "Burası Yahudiler için dünyanın en önemli bölgesidir. 2,000 yıldır bu bölgeye geri gelmek için bekliyorduk' diyor.

Sağlam kapılar ve kameralarla emniyete alınan ve siyonist bayrakları ile donatılan yeni inşa edilmiş evlerin beyaz kireç taşı caddesi; Eski Şehrin bir Yahudi mahallesi olarak görünmesi için inşa edilen parkın bir uzantısı olarak Silwan'ın içlerine uzanıyor.

Spielman, "meskûn bir Yahudi topluluğu oluşturmak kesinlikle vakfın önceliğidir" diyor ama kurumun Arap sakinlerle iyi ilişkiler içinde olduğu konusunda ısrar ediyor.

Kazının arkasındaki plan

Konut Yıkımına Karşı İsrail Komitesi'nin sözcüsü Meir Margelit, "Sorun arkeolojik kazı değil, kazının arkasındaki insanların planıdır" diyor.

O ve İsrailli diğer aktivistler, Silwan gibi hassas projelerin, sağ görüşlü grupların eline bırakıldığında bir gün Ortadoğu barış sürecini bozmak için kullanılabileceğinden korkuyorlar.

Margalit, "uzun zamandır sorunlu bir meseleydi fakat şimdi tehlikeli bir sorun halini aldı.' diyor.

Ir David'i eleştiren İsrailli arkeolog Yoni Mizrachi, İAK'nun parasal bağımlılığının onu vakfın programına bağladığını söylüyor.

Mizrahi, "paraya ihtiyaçları var ve bunu sadece arkeoloji adına yapmıyorlar" diyor. "Bu, özel kuruluşlar tarafından işletilen birkaç bölgeden biridir ve sağ görüşlü bir kurum tarafından yönetilen tek bölgedir."

İsrail 1967'de doğu Kudüs'ü işgal edip kendisine bağladı ve bu durum ne diğer herhangi bir ülke ne de şehrin çoğunluğunu Arapların oluşturduğu yarısının gelecekteki başkentleri olmasını isteyen Filistinliler tarafından kabul edildi.

Ancak Silwan sakinleri, vakfın yavaşça bütün bölgenin kontrolünü ele geçirmeye doğru yol kat ettiğini ifade ediyor.

Qarain, "yerlerin isimlerini değiştirdiklerinde acaba ne oluyor diye merak etmeye başlıyorsunuz" diyor. "Burası Silvan ama onlar Ir David olarak adlandırıyor. Biz bu caddeyi Wadi Helwa Siyam olarak biliyoruz ama onlar Maale David yazılı levhalar dikiyorlar."

Kudüs'te hâkim olan korku ve güvensizlik ortamında, İAK'nın uygulama iddiasında olduğu siyasetten uzak arkeoloji türü imkânsız olabilir, ama projenin etrafını saran gizlilik tartışmaların sona ermesine engel oluyor.

Mizrahi, "kimse bu tünellerin ne uzunlukta olduğunu ve şimdiye kadar ne kadarının kazıldığını bilmiyor" diyor. "Hiç kimsenin en ufak bir bilgisi yok." (Dünya Bülteni)

YORUMLAR
  • intifada   13-04-2008 00:41

    ALLAH yine oyunlarını su yüzüne çıkarıyor.ALLAH o atmosferdeki kardeşlerimize davalarını devam ettirme gücü versin