Şükrü HÜSEYİNOĞLU

12 Mart 2010

SOMALİ'DE "KORSANLAR VE İMPARATORLAR"

Noam Chomsky "Korsanlar ve İmparatorlar" kitabında Büyük İskender’le, Akdeniz'de askerlerince yakalanan bir korsanın hikâyesini anlatır. Büyük İskender korsana "Hangi cesaretle denizlerde saldırganlık yapıyorsun?" şeklinde hesap sormaya kalkıştığında, korsan, haklı olarak şöyle cevap verir: "Sen hangi cesaretle tüm dünyaya saldırabildin? Ben sadece küçük bir gemiye sahip olduğum için hırsız diye adlandırılıyorum. Sen ise aynı şeyi çok büyük donanmayla yaptığın için imparator diye adlandırılıyorsun."

Büyük İskender'le, Akdeniz'de gemileri yağmalayan korsan arasında geçtiği söylenen bu diyalog, asırlar sonra günümüze de ışık tutucu mahiyettedir. Amerikan emperyalizmi ve önemli ölçüde onun güdümünde bulunan küresel medya kuruluşlarının son birkaç yıldır Somali kıyılarındaki korsanlık olaylarıyla ilgili ortaya koyduğu "felaket senaryosu" içerikli propaganda bombardımanı, imparatorlarla korsanlar arasında yaşanan hikayenin kadim zamanlarla sınırlı kalmadının göstergesidir.

Bölgeden geçtiği haberlerle, Somali kıyılarında ticari gemilere saldıran ve bir kısmını rehin alan korsanları insanlığın zihninde eşi bulunmaz zalimler olarak kodlayan emperyalizmin embedded medyası, gasıplığın, haramzadeliğin en azılı temsilcileri şeklinde resmetiği bu insanlara tüm insanlığın lânet okumasını sağlamakta ve böylece "küresel korsan"ın işini alabildiğine kolaylaştırmaktadır. Aynı medya, Irak'ta efendisi tarafından insanlar bombalarla parça parça edilirken, Fransa kıyılarından petrole bulanmış kelaynaklarla insanlıüğı ağlatmayı başarmıştı, hatırlanacağı gibi.

Korsana karşı, "küresel korsan"la kolkola!

Geçtiğimiz hafta Genelkurmay'ın sitesinden duyurulan bir haber, Türkiye medyasında büyük coşkuyla karşılandı. Somali kıyılarında 7 korsanın bölgede korsanlık faaliyetlerine karşı görev yapan Türk askerleri tarafından etkisiz hale getirildiği yönündeki söz konusu haber, haydutlara karşı kazanılmış çok büyük bir zafer olarak nitelendirildi ve her zaman olduğu gibi emperyalizmin bölge politikalarından, Somali insanının korsanlığa mahkûm edilişinden vs hiç bahsedilmedi.

Somali'de "korsanlara" karşı mücadele eden Türk askerinin, niçin Afganistan'da "küresel korsan"ın yanında yer aldığını sorgulamasını zaten bekleyemezdik bu medyadan. Fakat hiç değilse Somali özelinde "dostlar gazetecilikte görsün" diye bile olsa emperyalizmin bildik propagandalarından farklı birkaç analize dahi yer verilmemesi düşündürücüdür.

Oysa, Somali kıyılarında korsanlık yapan insanlara uzatılan mikrofonlara söylenen ve fakat hakim medyada bir türlü yer bulamayan birtakım gerçekler var. Somalili araştırmacı Muhammed Abşir Waldo ve Afrika üzerine çalışmalar yapan Hüseyin Aktürk'ün konuyla ilgili hakim medyada yer bulamayan açıklamaları, haydut olarak nitelendirilip dünyanın lânetlileri haline getirilmek istenen Somalili korsanların, aslında Batılıların bölgede sürdürdüğü korsanlığın kurbanları olduğunu ortaya koyuyor. Tek geçim kaynakları olan balıkların Batılılar tarafından gasbedilmesi karşısında Somalililer ne yapabilirdi? İşte Abşir Waldo bu gerçeği dile getiriyor ve "Sanayi atıklarını, zehirli atıkları ve bildirildiğine göre nükleer atıkları da bunlar boşaltmakta. Çoğu zaman, her iki işi yapanların yine bu aynı balıkçı tekneleri olduğunu biliyoruz. Tüm problemler bu korsanlık sonucunda başladı. Somali’deki korsanlık, ülkenin deniz kaynakları talân edildiğinde, suları atıklarla zehirlendiğinde, balıkları çalındığında ve tüm ülkede yoksulluk kol gezerken balıkçılar artık başka imkanları olmadığı için korsan balıkçılık yapan ve zehirli atık boşaltan ülkelerin malları ve gemilerine el koymaya başladılar.Vicdanları sızlatan bir adaletsizlik söz konusu. Uluslararası camia sadece kendi çıkarlarını kurtarmanın peşinde. Olaya Somalililer açısından asla bakmıyorlar. Bu balıkçıdan bozma korsanların başka bir seçenekleri yok. Kendilerini ve sahalarını korumak zorundalar. Ümitsizlikten doğan bir eylem olarak görebilirsiniz bu eylemleri." tesbitinde bulunuyor.

Hüseyin Aktürk'ün “Somali: Korsan Krizi” başlıklı çalışması da konuyla ilgili önemli veriler içeriyor. Aktürk, korsanların kendilerini sahil güvenlik görevlisi olarak tanımladıklarını belirtiyor ve ekliyor: "Korsanlar verdikleri röportajlarda kimseye zarar vermediklerini, sadece kendi haklarını aldıklarını, yıllarca birçok devletin kendi sularını kirlettiğini, tek geçim kaynakları olan balığın yabancı devletler tarafından sömürüldüğünü ve tüm bunlara son vermek için bu eylemleri yaptıklarını söylemektedirler. Yapılan araştırmalar korsanların bu iddialarında gerçeklik payı olduğunu göstermiştir. BM Somali Gözlemcisi Ghanim Alnajjar’ın 2005 yılında Nairobi’de yaptığı açıklamaya göre, Somali’de yapılan kaçak balıkçılığın boyutu yıllık 300 milyon dolara ulaşmıştır."

Görüldüğü gibi Somali kıyılarında yaşananlar, Amerikan emperyalizmi ve onun embedded medyasının propaganda ettiğinden çok farklı. Meselenin arka planını hiç gündeme getirmeden Somalililere haydut damgası vuran Türkiye medyası, korsanlık karşıtı haber adı altında aslında "küresel korsan"a hizmet ettiğini bilmelidir. Belki de bunu çok iyi biliyordur! Bu medyadan Büyük İskender'in yüzüne gerçeği haykırmasını beklemek safdillik olur zaten.