Tarihselci ilahiyatçılar, cizvit papazı bile isyan ettirdi
Almanya`da düzenlenen Kur`an sempozyumunda konuşan Cizvit Teolog Prof. Dr. Körner, tarihselci ilahiyatçıların Kur`an`la ilgili tarihselci yorumlarını sert bir dille eleştirdi.
Almanya'da, Frankfurt Goethe Üniversitesi'nde, "İslam'ın Manevi Mirası: Günümüzde Kuran" başlıklı bir sempozyum düzenlendi. Sempozyuma otuz konuşmacı katıldı.Sempozyumda "Çağdaş ve modernist Kur’ân okumaları" değerlendirildi.
Üç gün süren sempozyumu, İslam Dini Vakıf Profesörlüğü ve İslam Araştırmalarını Teşvik Topluluğu (GEFIS) düzenledi. Programın açılış oturumunda Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Rudolf Steinberg ve Frankfurt Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Christian Troll'in yanısıra Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez'de bir konuşma yaptı.
Nasr Hâmid Ebû Zeyd Bildik Modernist Söylemi Tekrarladı
Programa Leiden Üniversitesi'nden katılan modernist ilahiyatçı Prof. Dr. Nasr Hâmid Ebû Zeyd, tebliğinde kendini tekrar etmeye başlayan modernist söylemin bildik yaklaşımlarını tekrarladı. Ona göre Müslümanlar, Kur’ân'ın metni yerine bu metinlerde verilmek istenen mesajın önemli olduğu bilincini asırlar önce kaybetmiş.
Faslı ilim adamı Prof. Dr. Taha Abdurrahman'ın ifadesiyle Kur’ân'ı/vahyi beşerileştirmeye, dekonsakre etmeye ve sekürlerleştirmeye çalışan modernist/reformist ilahiyatçı hattın öncü isimlerinden olan Nasr Hâmid Ebû Zeyd, Müslümanlar vahyin söylediğine değil; söylemek istediğiyle ilgilenirse ancak o zaman "Tanrı" ile iletişime geçebileceğini ancak Müslümanların bu canlı iletişimi bırakıp sadece metne yoğunlaştığını dolayısıyla Tanrı'yla iletişimi kaybettiklerini öne sürdü.
İlahiyatçı Prof. Ömer Özsoy'dan Spekülatif Cümleler
Ankara İlahiyat'ın modernist öncülerinden Prof. Dr. Özsoy ise "Anlaşılan Hz. Muhammed Kur’ân'ı yazılı hale getirmeyi kendi ödevi olarak görmedi" gibi spekülatif cümleleriyle ve İslâm ilim ahlakının tasvip etmediği tarzıyla sağduyulu katılımcıları şaşkına uğrattı. Özsoy'un tarzı yalnızca Müslüman dinleyicileri değil; Hıristiyan katılımcıları bile şaşkınlığa uğrattı. Özsoy'a göre Allah gerçekte yazılı bir metin istemiyormuş; aksine Allah, insanlarla olan "esnek iletişimini" korumak için Kur’ân metninin yazıya dökülmesine karşıymış.
"Müslümanlar’ın başından beri Kur'an'ı tarihi ve şifahi bir belge olarak gördüğünden ve algıladığından yola çıkıyorum" diyen Özsoy, şunları ekliyor: "Başka türlü olmasι da olanaksız görülüyor, çünkü ilk Müslümanlar, yani Kuran'ın hitap ettiği ilk insanlar, Kur'an'ı böyle yaşadılar; Peygamber'in yoldaşları olarak vahiylerin inmesini O'nunla birlikte yaşadılar. Vahiy, Mekke ve Medine devresi ayetlerini inceleyen bilim dallarını da , birinci ve ikinci kuşağa borçluyuz."
Özsoy'a göre Kuran'da anlatılmak istenen içeriğin yalnızca yüzde 10'u, Kur'an'ın ayetlerinde bulunabiliyormuş. Geri kalan kısım, tarihsel bağlamda yorum gerektiriyormuş. Dolayısıyla Özsoy Kur'an'ı ne ebediyen geçerli, ne de evrensel bir kitap olarak kabul ediyor.
Ayrıca bazı Oryantalistler Kur’ân-ı Kerim'in cem edilmesinin sanıldığı gibi İslâm'ın ilk asrında değil; çok sonraları gerçekleştiği gibi ilmî objektiviteden uzak değerlendirmelerde bulundular.
Sebeb-i Nüzûlü Tarihsellikle Aynîleştirmek
Bazı tebliğciler ise sebeb-i nüzûl olgusundan yola çıkarak tarihselci ve hermeneutikçi yaklaşımın Kur’ân-ı Kerim'in anlaşılması için vazgeçilmez olduğunu ileri sürdü.
"C. Luxenberg'in Tezi İlmîlikten Uzak ve Keyfî"
Sempozyumda ayrıca "Kuran’ın Süryanca-İramî Okuma Biçimi: Kuran Dilinin Deşifre Edilmesi Üzerine Bir Katkı" başlıklı kitabın yazarı ve "Kuran, şimdiye dek sanıldığından çok daha fazla oranda Süryani-Hıristiyan unsurlarla dokunmuş bulunuyor.
Müslümanların kutsal metni, birçok yerinde Arap yorumcularca ya yanlış okundu ya da yanlış yorumlandı" şeklinde yaklaşımları olan ve bazı Türkiye ilahiyatçılarının yaklaşımlarına paralel değerlendirmelerin sahibiAlman Oryantalist, Christoph Luxenberg'in "Kur’an'ın Suriye-Arami biçimi" tezi de tartışıldı. Cambridge Üniversitesi'nden Daniel Birnstiel, Luxenberg'in çevirilerinin "keyfî" olduğunu ve Suriye-Arami kavramlarının Arap diline ne zaman girdiği konusunda çok az bilgiye dayandığını öne sürdü.
"Ankara İlahiyat Ekolü", Cizvit Papazı Prof. Dr. Felix Körner'i Bile Şaşırttı
Cizvit Teolog Prof. Dr. Felix Körner, Alman akademik çevrelerinin "Ankara Ekolü" temsilcisi olarak gördükleri Prof. Ömer Özsoy'u kıyasıya eleştirerek, "Özsoy'un Kur’ân'a tarihsel boyut kazandırma yönündeki çalışması, kitabı olan ilâhî bir dinin tefsiri olmaktan çıktı" dedi. Cizvit Teologa göre Özsoy'un Kur’ân çalışması, "herkesin kabul edebileceği, tarihsel açıdan allanıp pullanmış etik normlardan ibaret. Yani Kur’ân bir ahlâk kitabına indirgenmiş. Körner, ayrıca, dışarıdan gelen her reform girişiminin aslında Kur’ân'ın kendisinde var olan ıslahatçı potansiyeli yok ettiğini söyledi.
Cizvit teolog Prof. Dr. Felix Körner Ankara'da yaşıyor ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde "Yeni Hermeneutik Kuramlar" konusunda çalışmalar yapıyor. Kendisi aynı zamanda Ankara-Ulus'taki Katolik kilisesinin papazı ve Katolik kilisesi diyalog sorumlusu. Geçtiğimiz günlerde rahip Felix Körner'in Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hadis projesine danışmanlık yaptığı ileri sürülmüş, ayrıca Diyanet imamlarına "AB uyum" dersleri/seminerleri verdiği iddia edilmişti.
05-07 Haziran 2008 tarihlerinde gerçekleşen sempozyum programı şu şekildeydi: "Kur’ân Metninin oluşumu" başlıklı birinci oturumu Bonn Üniversitesi'nden Prof. Dr. Stefan Wild yönetti.
Nasr Hâmid Ebû Zeyd, "Şam'lı Yahya'nın Meydan Okuması ve Kelâmın Doğuşu" başlıklı bir tebliğ sunarak bildik modernist söylemi tekrar etti.
Tel Aviv Üniversitesi'nden Dr. Omar Hamdan'ın tebliğinin başlığı, "Kur’ân Ortografisinin (İmlasının) Ortaya Çıkışına Dair Yeni Yaklaşımlar"dı.
Frankfurt Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ömer Özsoy'un tebliğinin başlığı, "Kur’ân'ın Oluşumuna Dair Müslüman Algısı: Eleştirel Bir Yaklaşım"dı. Ömer Özsoy da modernist tarihselci söylemin başat görüşlerini tekrarladı.
"Kur’ân ve Kur’ân Bilimleri Yorumları" başlıklı ikinci bölümün ilk oturumu Bamberg Üniversitesi'nden Prof. Dr. Rotraud Wielandt'ın başkanlığında başladı.
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültes'inden Dr. Mustafa Öztürk, "Müteşabih Kavramı Bağlamında Klasik Tefsir Usûlü ve Ulûm-i Kur’ân’ın Aktüel Degeri Üzerine" başlıklı bir tebliğ sundu.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Ilhami Güler, "Günümüzde Kur'an Yorumu: Metinlerin Tefsirinden Olayların Teviline" başlıklı bir tebliğ sundu.
"Kur’ân Hermeneutiği" başlıklı üçüncü oturumun başkanlığını Berlin Free Üniversite'den Prof. Dr. Angelika Neuwirth yaptı.
Berlin Free Üniversite'den Nicolai Sinai'in tebliğinin başlığı "Spinoza ve Fazlurrahman Arasında: Tarihsel ve Eleştirel Metot Üzerine Bazı Mülahazalar" idi.
"Fundamantalizm ve Sekülerizm Kutupları Arasında Kur’ân Hermeneutiği" başlıklı tebliğin sahibi ise Selçuk Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yasin Aktay'dı.
Markfield Üniversitesi'nden Dr. Abdullah Şahin'nin tebliğinin başlığı, "Çağdaş Kur’ân Hermeneutikleri Gelenek İmitasyonunun ve Batılı Yorumlama Çerçevesine Öykünmenin Ötesine Geçebilir mi? Kur’ân'ın Hermeneutik Anlayışı Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme" idi.
Ondukuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Burhanettin Tatar'ın tebliğinin başlığı "Kur’ân Hermeneutiğinin İmkanları ve Sınırları" idi.
"Kur’ân'ın Estetik Deneyimi" başlıklı dördüncü oturuma Frankfurt Üniversitesi'nden Prof. Dr. Abdullah Takım başkanlık yaptı. Takım aynı zamanda "Kur’ân'ın Estetik Yönelimi ve Dua" başlıklı bir tebliğ sundu. (Dünya Bülteni)