Tokat`ta Rachel`e vefa gecesi
Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD), Dünya Vicdan Günü vesilesiyle dernek binasında bir gece düzenledi. İsrail işgal güçlerine ait bir buldozer tarafından ezilerek hayatını kaybeden Rachel Corrie`nin anısına düzenlenen gecede, Halepçe Katliamı`nın yıldönümüyle, Filistin`in özgürlük mücadelesindeki öncü isimlerden olan Şeyh Ahmet Yasin`e de ayrı birer bölümle ayrıldı.
Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD), Dünya Vicdan Günü vesilesiyle dernek binasında bir gece düzenledi. 16 Mart 2003'te Filistinli bir ailenin evini yıkılmaktan kurtarmaya çalışırken İsrail işgal güçlerine ait bir buldozer tarafından ezilerek hayatını kaybeden Rachel Corrie'nin anısına düzenlenen gecede, Halepçe Katliamı'nın yıldönümüyle, Filistin'in özgürlük mücadelesindeki öncü isimlerden olan Şeyh Ahmet Yasin'e de ayrı birer bölümle ayrıldı. Gecenin önemli anlarından biri ise Rachel'ın annesi Cindy ve babası Craig Corrie'den gelen görüntülü mesajın izlettirilmesi oldu. Corrie ailesi, Rachel'ı anan topluluklara özel olarak gönderdikleri mesajda, kızlarını ve onun mücadelesini hatırlamak için toplanan herkese teşekkür etti. Craig Corrie, dünyanın her yerinde adalet, barış ve refah içinde çalışan toplulukların bulunmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederken, Cindy Corrie ise kızlarının Filistin'de insan hakları ihlallerine, insan onurunu ayaklar altına alan uygulamalara ve işgale karşı başlattığı mücadeleyi sürdürdüklerini ifade ederek, yakın bir günde bölgeye adalet ve özgürlüğün gelmesi için birlikte mücadeleye devam çağrısı yaptı. Cindy ve Craig Corrie'nin görüntülü mesajı, Arapça tercümesiyle birlikte verilirken, arkaplanda Rachel'ın çocukluk ve gençlik fotoğraflarıyla birlikte Filistin'deki son durumla ve mahkemeyle ilgili bazı fotoğraflar da yer aldı.
Başka bir dünya direnirsek mümkün!
Vicdan Günü'yle ilgili bir konuşma yapan Özgür Eğitim-Sen temsilcisi Beytullah Önce, Rachel Corrie için başlayan davayla ilgili son gelişmeleri aktardı. Önce, konuşmasının sonunda şu sözlere yer verdi: "Hepimiz dünyanın her neresinde olursa olsun, her türlü zulme, haksızlığa, işgale ve sömürüye karşı, tıpkı Rachel Corrie'nin yaptığı gibi vicdani, ahlaki ve insani bir tavır alabilmeliyiz. Ve bu tavır önce kendi yerel coğrafyamızdan başlamalı… Her gün yüz binlerce başörtülü kardeşimiz yasakçı bir zorbalığa maruz kalırken… İnsanlar dini ya da etnik kimliklerinden ötürü ayrımcılıkla karşılaşırken… Sırf gayri Müslim diye bu ülkede insanlar birçok zorbalıktan nasibi almışken ve alırken… Küçücük çocuklar TMK'dan dolayı çok çok ağır cezalara çarptırılarak zindanlara mahkum edilirken… Aynı sistem Ece Nur'u ve 5 arkadaşını inancından, Berivan'ı etnik kimliğinden ötürü cezalandırırken… Tuzla'da tershane işçileri, atölyelerde kot taşlama işçileri ve fabrika önlerinde bir minibüse sıkıştırılan tekstil çalışanları bir çırpıda hayatlarını kaybederken… Söyler misiniz, nasıl sessiz, tepkisiz kalabiliriz? Başka bir dünya ancak biz değiştirirsek, direnirsek mümkün…"
Halepçe ve Ahmet Yasin de anıldı
Vicdan Gecesi'nde Rachel Corrie'yle ilgili olarak Dünya Vicdan Günü fikrini gündeme getiren Otuzuncu Harf Dergisi tarafından hazırlanan sinevizyon, Rachel'ın ölüm haberi, 5. sınıfta dünya çocuklarına ilişkin güzel hayallerini anlattığı konuşmanın ve Rachel'ın arkadaşlarının yürüttüğü mücadelenin video görüntüleri izlettirildi. Programın ikinci bölümünde ise Halepçe Katliamı'nın 22. yıldönümü anıldı. Katliam süreciyle ilgili verilen bilgilerden sonra Halepçe Ağıdı eşliğindeki görüntülerle yaşananların dramı ortaya koyulurken, benzer bir sürecin daha ağır çekimde Türkiye'de de yaşandığına dikkat çekildi. Irak, Çeçenistan, Afganistan ve Doğu Türkistan gibi bölgelerde işgallerin, birçok bölgede açlığın ve sömürünün devam ettiğinin hatırlandığı ecenin son bölümü ise Filistin'in özgürlük mücadelesinin öncü isimlerinden Şeyh Ahmet Yasin'e ayrıldı. Kudüs'te yaşanan son gelişmelerin aktarıldığı bölümde, Şeyh Ahmet Yasin'le ilgili bir klip ve ona ithafen yazılan mektubun videosu izlenildi. Gece "Hiç kimse yoksa bile "biz" varız diyebilecek toplumsal bir muhalefetin ve mücadelenin inşası için" yapılan sorumluluk çağrısıyla son buldu.