Topluma muhtıra verilemez!
TOKAD`ın basın açıklamasında, Genelkurmay’ın bildirisinin toplumun taleplerine yönelik yeni bir müdahale olduğu belirtilerek, toplumun adalet ve özgürlük taleplerinin susturulmak istenmesi eleştirildi.
Topluma Muhtıra Verilemez!
TOKAD'ın basın açıklamasında, Genelkurmay’ın bildirisinin toplumun taleplerine yönelik yeni bir müdahale olduğu belirtilerek, toplumun adalet ve özgürlük taleplerinin susturulmak istenmesi eleştirildi.
Toplumsal Dayanışma, Eğitim, Kültür ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD), Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yargıya intikal ettiği bir süreçte Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan basın açıklamasının yargıya müdahale niteliği taşıdığını ve suç teşkil ettiğini belirterek; bildiriyi kendisine yönelik kabul eden Hükümet’e; hukuki gereğini yerine getirme çağrısı yaptı. Açıklamada; “Allah’ın emri olan tesettür; çağdışı olarak nitelendirilmiştir. İlahi okumak, vaaz vermek ve dini söyleşi yapmak suçmuş gibi gösterilmiştir. Allah’ın ayetleri olan kavmi kimlikler yok sayılırken; yok saymayanlar ise düşman ilan edilmiştir. Peygamber Efendimizi anma programına katılım çağrısı dahi bildiri sahiplerince rahatsızlıkla karşılanmıştır. Muhtıradaki ifadeler, “irtica” adı altında yapılan ağır eleştirilerin, bizatihi dinimiz İslam’a ve onun toplumsal pratiklerine yönelik olduğunu açıkça göstermektedir,” ifadelerine yer verilerek, toplumun bu hususu iyi değerlendirmesi gerektiği belirtildi.
Ülkede oluşturulan gerilim atmosferinin toplumsal beklentilere zarar verdiği bu tür açıklamaların adalet ve özgürlük için yürütülen çabaları sekteye uğratmayı hedeflendiği düşüncesiyle, açıklamada şu sorular gündeme getirildi: “Toplumun sahip olduğu kimliklerle, inandığı gibi ve özgürce yaşamasını engelleme girişimleri sonuç vermeyecektir. Sanal korkular üreterek, kendisini bu korkulara karşı güvence gibi sunanlar; toplumsal talepleri daha ne zamana kadar bastırabilir? Laik-antilaik, vatansever-vatan haini gibi sosyal tabanları olmayan kavramlar üzerinden toplumu kamplaştıran bildiri sahipleri, bu ayrımcılığın sonuçlarını acaba öngörebilmekte midir? Yoksa tüm gayretleri sadece kendi iktidarlarını koruma ve kollamaya mı yöneliktir? Ailelerin çocuklarına ne giydireceklerini ya da onları hangi saatte yatırmaları gerektiğini bildirenlerin; öncelikle gencecik evlatlarımızın, nasıl ve neden bu kadar kolayca can verdiklerini izah etmesi gerekmez mi?”
TOKAD tarafından yapılan basın açıklaması şu ifadelerle son buldu: “Kendi asli vazifesini yapmak yerine, topluma ve toplumun temsilcilerine sürekli baskı uygulayarak hükmetmeye kalkışanlar, açtıkları yaraları kanatmaya devam etmektedir. O halde toplum, sorunun kaynağından aman dilenmekten artık vazgeçmelidir. Adil ve özgür bir ülkede yaşama talepleri ise sözde kalmamalıdır. İnançlarımızı ve kimliklerimizi, ancak onları savunarak koruyabiliriz. Sorunlarımızı, başka mercilere havale ederek değil; dayanışma ve sorumluluk bilinciyle hareket ederek çözebiliriz. TOKAD olarak, toplumun tüm âhlak, ilke ve erdem sahibi insanlarını, kendisine yönelik baskı ve hakaretlere sessiz kalmamaya çağırıyoruz.”
TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Eğitim, Kültür ve Sosyal Araştırmalar Derneği)
-
Ahmet Örs 30-04-2007 23:51
halka muhtıra veren kaybeder, insanların değerlerini yok sayanlar, küçümseyenler kaybeder. sıkı durmak, hakikatin gür sesini haykırmak, insanları hakka ve adalete sürekli bir biçimde çağırmak gerekiyor.