27-06-2008 16:26

Travmayı bir de bana sorun!

Şeyh Said`in torunu olan Abdulmelik Fırat, Dengir Mir Mehmet Fırat`ın sözlerine destek verdi. Devrim sürecinde dedesinin idam edildiğini, mallarına el konulduğunu ve ailesinin topraklarından sürüldüğünü belirten Fırat, `Kel Ali`lerin torunları şimdi bürokrasiyi işgal ederken, biz hâlâ o travmanın acısını yaşıyoruz` dedi.

Travmayı bir de bana sorun!

Şeyh Said'in torunu olan Abdulmelik Fırat, Dengir Mir Mehmet Fırat'ın sözlerine destek verdi. Devrim sürecinde dedesinin idam edildiğini, mallarına el konulduğunu ve ailesinin topraklarından sürüldüğünü belirten Fırat, "Kel Ali'lerin torunları şimdi bürokrasiyi işgal ederken, biz hâlâ o travmanın acısını yaşıyoruz" dedi. 
  
Başta hilafetin ilgası olmak üzere batıcı devrimlere karşı çıktığı için 29 Haziran 1925’te 47 arkadaşı ile birlikte İstiklal Mahkemesi tarafından idam edilen Şeyh Said’in torunu Abdulmelik Fırat, “Devrimlerle topluma travma yaşatıldığını” dile getirdiği için linçe tabi tutulmak istenen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet’in sözlerine destek vererek, “Bu travmanın açık göstergesi benim aileme yaşatılanlardır. İstiklal Mahkemeleri'nde cinayet gibi kararlar verenlerin torunları şimdi devleti elinde tutan bürokrasiyi işgal ederken biz hâlâ o travmanın acısını yaşıyoruz” dedi.
Devrimlerle İngiliz ve Fransız işgal güçlerinin yapamadıklarının yapıldığını kaydeden Fırat, emperyalistlerin ikinci sınıf ittihatçılar aracılığıyla binlerce yılın intikamını aldıklarını ifade etti. Fırat, “Toplumu binlerce yıllık tarihinden kopardılar. Kılık-kıyafet, alfabe değiştirildi. Toplumun inancıyla oynanmak istendi" diye konuştu. Dedelerinin bu tahribata karşı çıktıkları için İstiklal Mahkemeleri'nde asıldığını ve sürgün edildiğini anlatan Fırat, “Ailem 3 kez sürgün edildi. 1925’te, öldürülenlerin dışında sağ kalan erkekler İran’dan Irak’a geçtiler. Geride kalan kadın ve çocuklar Trabzon’dan Antalya’ya, oradan da bir kısmı Milas’a, bir kısmı da Eğirdir’e sürüldü, 1-2 kişi dışında hepsi kadın ve çocuk. İkinci sürgün de 1935’te, Trakya’da Kırklareli Sergen köyünde jandarma nezaretinde 13 sene kaldık. Çok partili hayata geçtikten sonra Mecburi İskan Kanunu kalktı. Biz de Hınıs Erzurum’a döndük. 1960 ihtilalinden sonra da ailemin ileri gelenleri Sivas’ta iki sene kampta tuttuktan sonra muhtelif illere sürüldü, bütün malları satıldı” diye anlattı.

DÜZEN ‘KEL ALİ’LERİN ELİNDE
Bugün Güneydoğu sorunu başta olmak üzere birçok sorunun sebebinin, devrimleri ikame adına Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gayri insanî uygulamalar olduğunu kaydeden Fırat, “Gayrimenkullerimiz hâlâ devletin elinde. Kanunen bize devredilmesi gerektiği halde verilmiyor. Parlamentoda bulunduğum sırada ilgili Bakana söyledim, ‘bizim gücümüz yetmiyor, derin devlet verilmesini istemiyor’ dedi. 60 darbesinde Bayar ve Menderes’in mallarına da el konmuştu. Onların ailelerine iade edildi, ancak kanuna rağmen bize iade edilmedi” dedi. Yaşanan sorunların giderilmesi için geçmişle yüzleşilmesi gerektiğini dile getiren Fırat, “İstiklal Mahkemesi’nin Kel Ali’lerin torunları şimdi Anayasa Mahkemesi’nde. TÜSİAD gibi ülkeyi adeta sömüren zenginler sınıfıyla birlikte düzenlerini yürütüyorlar. Toplantı yaptılar, ‘Anayasa sisteme dokunmadan değişsin’ diyorlar. Bu işleri yapan sistemdir. Ona dokunmadan demokrasi gelmez” diye konuştu. (Vakit)
 

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !