TSK`nın zırva kitabına Özgür-Der`den tepki
Vakit Gazetesi`nin bugün manşetten duyurduğu Genelkurmay`ın başörtüsüne yönelik zırva ifadelerle dolu kitapçığına tepkiler sürüyor. Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, militarizmin İslami ilke ve usullere uygun bir hayat yaşamak isteyen insanlara tahammülsüzlüğünün toplumu gerdiğini belirtti.
İslam ve Hayat
Vakit Gazetesi'nin bugün manşetten duyurduğu Genelkurmay'ın başörtüsüne yönelik zırva ifadelerle dolu kitapçığına tepkiler sürüyor. Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, konuyla ilgili bir açıklama yaparak, militarizmin İslami ilke ve usullere uygun bir hayat yaşamak isteyen insanlara tahammülsüzlüğünün, düşmanlığının ürettiği çarpık mantığın ülkeyi boğduğunu ve toplumu gerdiğini belirtti.
Vakit'te yer alan habere göre, Genelkurmay tarafından yayınlanan ve Ergenekon zanlısı emekli Orgeneral Hurşit Tolon'da ele geçirilen 14 sayfalık “Kamu Kurum ve Kuruluşları’ndaki Kıyafet Düzenlemesi” başlıklı kitapçıkta, “Allah’ın emri” olan “Başörtüsü” hakkında; “Başörtüsü, bir Kur’an hükmü ve ifadesi değildir… Peçe ve çarşaf ise İran ve Bizans kaynaklıdır” denilerek zırva ifadeler kullanılıyor.
Habere göre, kitapçıkta, Kur’an’ın örtünme ile ilgili ayetlerinin, doğruluğu ve gerçekliği tam olarak bilinmeyen hadislere dayanılarak açıklandığı, söz konusu hadislerin de Kur’an hükümleri gibi ortaya konulduğu öne sürülüyor.
Bu skandal kitapçığın gündeme oturması üzerine açıklama yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Genelkurmay'ın başına buyruk uygulamaları, ideolojik dayatmaları ve hukuk ilkeleri yerine keyfiliği esas alan zihniyeti ile hesaplaşmanın vaktinin çoktan geldiğini vurgulayarak, "Bu noktada sorumlu pozisyonda bulunanlar harekete geçmek zorundadırlar." denen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Yıllardır sergilediği çeşitli icraatlarıyla başörtüsü düşmanlığını adeta "değişmez, değiştirilmesi düşünülemez" bir sabite haline getirmiş Genelkurmay'ın konuya ilişkin çarpık tutumunu açığa çıkaran yeni bir belge ile karı karşıyayız. Ergenekon sanıklarından Org. Hurşit Tolon'da ele geçirilen ve Vakit gazetesinin bugünkü manşetinden duyurduğu Genelkurmay imzalı kitapçık başörtüsü düşmanlığında ordunun ne mantık ne de hukuk tanıdığının yeni bir göstergesini sunmaktadır.
"Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki Kıyafet Düzenlemesi" başlığıyla ve Hizmete Özel notuyla yayınlanmış söz konusu kitapçıkta Türkiye'de uygulanmakta olan başörtüsü yasağının gerekçelendirilmesine çalışıldığı gözlenmekte. Yasakçıların yıllardır seslendirdiği bayat ve tutarsız tezler üşenilmemiş, bu kitapçıkta da sıralanmış: Başörtüsü ile türbanın ayrı şeyler olduğu; evde, tarlada kimsenin kıyafetine karışılmadığı ama laikliğin korunması için kamusal alanda farklı bir tutumun gerektiği; yasağın vatandaşların tek tipleşmemesi için de elzem olduğu; zaten Kur'an'da da örtünmenin emredilmediği ve benzeri bir dizi saçmalık göze çarpmakta.
Halktan toplanan vergilerle finans edilen bir kamu kurumunun halkın inancını, kimliğini, tercihini bu şekilde hedef alan bir yayına imza atması tipik bir yetki aşımı ve hukuksuzluk halidir. Daha temelde de Türkiye'de egemen sistemin ve resmi ideolojik yapılanmanın halkın iradesini ve taleplerini hiçe sayan, dayatmacı işleyişinin bir göstergesidir.
Militarizmin İslam'a ve İslami ilke ve usullere uygun bir hayat yaşamak isteyen insanlara tahammülsüzlüğünün, düşmanlığının ürettiği bu çarpık mantık ülkeyi boğmakta, toplumu germektedir. Genelkurmay'ın ülkede çift başlı iktidar görüntüsüne yol açan, başına buyruk uygulamaları, ideolojik dayatmaları, hukuk ilkeleri yerine keyfiliği esas alan zihniyeti ile hesaplaşmanın vakti çoktan gelmiş ve geçmektedir. Bu noktada sorumlu pozisyonda bulunanlar harekete geçmek zorundadırlar."
Vakit'in haberi: TSK’dan zırva kitap
Vakit Gazetesi'nin bugünkü manşetinden duyurduğu konuyla ilgili haber şöyle:
Genelkurmay Başkanlığı’nın, “Kamu Kurum ve Kuruluşları’ndaki Kıyafet Düzenlemesi” adlı kitapçıkta, Allah’ın emri olan başörtüsü hakkında skandal ifadeler kullandığı ortaya çıktı.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından askerlere dağıtılan ve üzerinde “Hizmete Özel” yazan kitapçıkta, başörtüsünün bir Kur’an hükmü ve ifadesi olmadığı iddia ediliyor ve “Türk gelenek ve göreneklerinde türban, peçe ve çarşaf yoktur. Türban, belirli dini inanışın simgesi olarak, toplum yaşamımıza bilinçli olarak sokulmuştur. Peçe ve çarşaf ise, İran ve Bizans kaynaklıdır” deniliyor.
Kitapçıkta, Kur’an’ın örtünme ile ilgili ayetlerinin, doğruluğu ve gerçekliği tam olarak bilinmeyen hadislere dayanılarak açıklandığı, söz konusu hadislerin de Kur’an hükümleri gibi ortaya konulduğu öne sürülüyor. Genelkurmay Başkanlığı’nın söz konusu kitapçığı, kendisi gibi resmi kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 29 yıl önce verdiği ve 'Başörtüsünün dinin emri olduğu'na yönelik kararını dikkate almadığını gösteriyor.
İŞTE O SKANDAL İFADELER
Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve örgütün yöneticisi olduğu gerekçesiyle yargılanan Ergenekon sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’da ele geçirilen 14 sayfalık kitapçıkta şu ifadeler yer alıyor:
“Bu kitap, irticai unsurların baş örtüsü veya türbanı simge yaparak, demokratik ve laik Cumhuriyet aleyhine karşı başlattıkları gerici girişimlerin nedenlerini, Devletin kamu kurum ve kuruluşlarında uyguladığı kılık-kıyafet düzenlemelerinin hukuki gerekçelerini ve Anayasa ve kanunlar çerçevesinde konuya yaklaşımın nasıl olması gerektiğini açıklamak maksadıyla hazırlanmıştır.”(…)
“Türkiye’de başörtüsü veya türbanın kullanılması yasak değildir. Yasak, devletin temel düzeninin ve halka hizmette eşitliğin kısmen de olsa din kurallarına dayandırılmayacağı esasından hareketle, kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanmaktadır. Devletin; sokakta, evinde, tarlasında ve kendi işyerinde başörtüsü ve türban kullanan kadınlarımızın kılık-kıyafetine karışması ve bunlara karşı herhangi bir yasak uygulanması söz konusu değildir.”
(…)
“Türban, bir Kur’an hükmü ve ifadesi değildir. Bugün analarımız, ninelerimiz ve kadınlarımız başörtüsünü dini bir gerekçeden ziyade, bir giyim ve yaşam tarzı olarak kullanmakta ve takmaktadır.”
(…)
“Türk gelenek ve göreneklerinde türban, peçe ve çarşaf yoktur. Türban, belirli dini inanışın simgesi olarak, toplum yaşamımıza bilinçli olarak sokulmuştur. Peçe ve çarşaf ise, İran ve Bizans kaynaklıdır”
“(…) Devletin kamu kurum ve kuruluşlarında uyguladığı kıyafet düzenlemesinin bir amacı da, belirli bir dini düşünce ve inanışa göre; kılık-kıyafet, düşüncesi ve ibadeti aynı olan tek tip insan yetişmesine mani olmaktır.”
“(…) Kur’an’ın örtünme ile ilgili ayetleri, doğruluğu ve gerçekliği tam olarak bilinmeyen hadislere dayanılarak açıklanmakta, bu hadisler de Kur’an hükümleri gibi ortaya konulmaktadır.”
“Anayasa’ya ve bu yargı kararlarına rağmen, bugün gelinen noktada; ‘Başörtüsü ve türban’, din adına, demokratik ve laik Cumhuriyetimize karşı başlatılan karanlık amaçlı bir mücadelenin ‘simgesi’ haline getirilmiştir. ‘Başörtüsünü bir yaşam ve giyim tarzı olarak benimseyen’ insanlarımız, bu karanlık amaçlı mücadelenin esas oyuncuları tarafından, kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalışılmaktadır...”
-
ömer bitlis 01-10-2009 08:24
ey tsk! adama demezler mi Kur'an da başörtüsü yok da, zinakarın sopalanmasıdamı yok?! Başörtüsü yok da, faizin yasaklanmasıdamı yok?! Başörtüsü yok da, hırsızın elinin kesilmesidemi yok?! Madem bu kadar hassassın gel bunları uygulayalım...