21-05-2010 18:51

Türkiye`nin yüzü kömür karası

TTK`da örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası`nın (GMİS) mart ayında hazırladığı `Zonguldak Kömür Havzası`nda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği` raporu, Karadon`daki maden `kazası` için `kader` diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ı doğrulamıyor.

Türkiye`nin yüzü kömür karası

TTK'da örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası'nın (GMİS) mart ayında hazırladığı 'Zonguldak Kömür Havzası'nda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği' raporu, Karadon'daki maden 'kazası' için 'kader' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı doğrulamıyor.

GMİS, raporda, özel işletmelerde 100 bin tona isabet eden ölüm oranının 2009 içinde 2.46 kat arttığını fakat kazaların 'önlenebilir' nitelikte olduğunu belirtiyor.

* Havzada 2000-2009 arasında 25 bin 655 iş kazası yaşandı, 63'ü ölümle sonuçlandı.

* Kazaların çoğu önlenebilir nitelikte.

* Kazalarda; işletmecilik hataları, denetim ve her kademede eğitimin yetersizliği etken oluyor.

* Kazaların nedenleri: Gazlar, göçük, nakliyat, malzeme taşıma ve diğerleri...

* Büyük kazalarda ilk sıra grizu patlamasının.

* Kazaların üretim-çalışan sayısı ilişkisine bakıldığında; 2000-2002 arasında düşüş, 2005'ten sonra artış var.

* 10 bin ton tüvönan (işlenmemiş cevher) üretime isabet eden kaza sayısı 2008'de 8.2 iken, 2009'un 11 aylık dönemde 12.1'e çıktı. Bu dönemde kuruma 2009 başında 3000 işçi alınmış olduğu, tüvönan üretimin günlük 7.400 tondan 10 bine çıktığı görülüyor. Yani yeni işçi alımı, üretimde ve kazada artışı beraberinde getirdi.

* İş kazalarına karşı yeraltı kömür işletmeciliğinden ana kurallardan vazgeçilmemeli. Bu kurallar şöyle: İşletmecilik kurallarına uyulmalı, iki havalandırma grubu olmalı, yeraltı çalışmalarında en az iki ayrı yoldan yerüstü bağlantısı olmalı, kurtarma teşkilatı olmalı, ocak içindeki makineler alev sızdırmaz özellikte olmalı, boşluklara ferdi maskeler verilmeli, gazlar kontrol altına alınmalı..,

* Etkin denetim yok. Teknik nezaretçi, ücret yönünden işletme sahibine bağlı. Ücretin işletmeden alınarak devletçe verilmesi denetimin bağımsız olmasını sağlar.

'ÖNLEMLERLE KAZA RİSKLERİ YÜZDE 95 AZALTILABİLİR'

Prof. Dr. Güyagüler, son yıllarda dünyada kazalar azalırken Türkiye'de artmasının nedenlerinin incelenmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Güyagüler daha 1983'te Enerji Bakanlığı bünyesinde kendisinin de yer aldığı bilirkişi heyeti önerilerinin yerine getirilmediğini belirtti:

"Türkiye kaza oranı bakımından Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü. Çin'de de çok fazla kaza oluyor. Ancak üretilen kömür miktarı milyar tonları geçiyor. Madenciliğin üç ayağı var: işveren, çalışan ve denetimci. Her birinin ayrı ayrı irdelenmesi gerekiyor. Kömür madenciliğine yatırım yapılmadan 540 metre altında asgari ücretle işçi çalıştırılmaz. En önemli eksikliklerin başında havalandırmaya önem verilmemesi geliyor. Eğer her türlü önlemi aldıktan sonra kaza oluyorsa o zaman bunun adı kaderdir. Türkiye'de her türlü maden kazasını biliyorum, gidip bilirkişilik yaptım. Benim deneyimlerime göre, eğer Türkiye'de gerekli önlemler alınırsa kaza riski yüzde 95 azalır."

Türkiye'nin Yüzü Kömür Karası...

Kurtarma ekipleri 30 işçiye 2.5 kilometre mesafedeki başka bir kuyudan, göçüğü kazarak ulaşmaya çalışırken mahsur kalan madenciler asansörün dibindeydi. Asansör ancak dün kullanılabilir hale getirildi, aşağı inildiğinde ise artık çok geçti.

Ve Türkiye yerin 540 metre altında mahsur kalan işçilerini kurtaramadı... Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun Zonguldak Kilimli'deki Karadon Maden Ocağı'nda pazartesi gününden bu yana süren 'mucize bekleyişi' dün hüsranla sonuçlandı. Yetkililerin 30 işçiye ancak dört günde ulaşılabileceği açıklamasından saatler sonra kurtarma planları değiştirildi. Ekipler ilk anda yoğun zehirli gazdan inilemeyen ocağa gazın azalması sonucu servis asansörüyle inince korkunç manzarayla karşılaştı. 28 işçi ölmüştü, ikisi ortada yoktu. İşçilerin göçük altında değil, patlamayla ortaya çıkan karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldüğü anlaşıldı.

Karadon Ocağı'ndaki patlama 17 Mayıs'ta saat 13.29'da meydana gelmişti. Yerin 540 metre altındaki patlama madene inilen 'Kafes' adlı asansöre zarar vermiş ve kafesin denge halatları kopmuştu. Bu nedenle bu yoldan kurtarma çalışmaları yapılamadı. Karadon'da kafesten daha küçük bir servis asansörü daha vardı. Fakat bu asansörle ancak 460 metreye inebiliyordu. Kazadan sonra bu asansörle yeraltına ulaşmaya çalışıldıysa da 460 metreden sonrası yoğun gaz altında olduğundan, başarılamadı.

Bu nedenle kurtarma çalışmaları, Karadon'a 2 bin 500 metre uzaklıktaki Gelik Maden Ocağı'ndan yürütüldü. Ancak çalışmalar çok yavaştı. Çünkü ana yol denilen büyük tünelde göçük vardı. Göçük santim santim açılarak ilerleniliyordu. O göçük aşıldı, ekiplerin karşısına bu kez büyük kayalardan oluşan dev bir göçük çıktı. Enerji Bakanı Taner Yıldız, önceki gün, buradaki göçüğün ancak dört günde aşılabileceğini açıklayınca dışarıda müjdeli bir haber bekleyen işçi yakınlarının umutları da yerle bir oldu.

Bu arada patlamanın olduğu Karadon ocağında da arıza giderme ve yeraltına inme çalışmaları sürüyordu. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun'un verdiği bilgilere göre kazanın hemen ardından servis asansörüyle olay yerine inmek imkânsızdı. Patlamayla birlikte asansörün kenarındaki koruyucu demirler tahrip olmuştu. Asansör 540 metreye inebiliyordu. Ancak 460 metreden sonrasında hem asansörün zarar görmesinden korkuluyordu hem de karbonmonoksit oranının yüksekliği kurtarma ve tamir çalışmalarına engel oluyordu.

İlk gün 460 metreye, ikinci gün 510 metreye inilebildi. Gazın kısa sürede temizlenememesinin en büyük nedeni de Karadon ile Gelik arasındaki anayolda göçük olması ve Karadon'dan basılan hava Gelik'ten çıkamadığı için sirkülasyonun sağlanamamasıydı. Zehirli havanın göçük bölgesinden yavaş yavaş sızarak çıkması sonucu dün sabah kurtarma ekipleri yeniden asansördeydi. Asansör bu kez ilave edilen emniyet halatlarının da yardımıyla 540 kotuna inebildi. Böylece kazadan 66 saat sonra saat 07.30'da 30 işçiden 28'inin ölü bedenlerine ulaşıldı...

Cesetler 'kuyu' denilen asansör hattının yakınlarındaki, galerilerde biriken suların yeryüzüne atılmadan önce biriktirildiği havuzun çevresinde bulundu. Bazı işçiler de kuyu dibi galerilerinin açıldığı alanlardaydı. Yani işçiler göçük altında kalmamış, patlama sonrası oluşan yoğun karbonmonoksit gazından zehirlenmişlerdi. Maskeleri yanlarındaydı. Fakat zaten bu maskelerinin etkisi sadece bir saatti. İki işçinin cesedine ise ulaşılamadı...

Uzmanlara göre, metan gazının patlamasıyla oluşan 1800 derecelik ısı ve oluşan karbonmonoksit gazı nedeniyle işçilerin sağ kurtulması mümkün değildi. Fakat hiç kimse bu ihtimali dillendirmek istemiyordu. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Torun, işçilerin patlamanın ardından ilk iki-üç dakika içinde öldüğünü tahmin ettiklerini söyleyerek, "Cesetlerin üzerinde kısmi yanıklar ve parçalanmalar vardı. Patlamayla birlikte açığa çıkan 1800 derecelik ısı, patlamanın şiddeti ve yoğun karbonmonoksit gazından dolayı öldüklerini tahmin ediyoruz" dedi.

540 metreye indir, sayıyı bile bilme...

Acı haber dün saat 07.30'da yeryüzüne çıktı ve Karadon'un önü bu kez feryatlarla sarsıldı... Geriye Türkiye'nin taşeron firmaların eliyle 540 metreye indirip bıraktığı işçi sayısını bile tam olarak bilememesi ve kurtarma çalışmalarının ne kadar sağlıklı yürüdüğüne ilişkin kuşkular oluşturan "En az dört gün sürer" açıklaması kaldı.

(Kaynak: Radikal)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !