Hızır YILDIRIM

26 Şubat 2018

VASAT (DENGELİ) ÜMMET

Böylece siz insanlara şahitler olasınız, Peygamber de size şahit olsun diye sizi vasat (orta) yolu tutan bir ümmet kıldık... ~ Bakara Suresi 143

Böyle bir toplum oluşturabilirmiyiz? Bunun için çok çalışmalı üzerine kafa yormalı bir plan dahilinde düşünmek durumundayız.

Enes ibni Mâlik radiyallahü anh’tan rivayetle Rasulullah (a.s.) nâfile ibadetlerini öğrenmek üzere, sahâbeden üç kişilik bir grup, Peygamber hanımlarının evlerine geldiler. Kendilerine O'nun ibadetleri bildirilince;

– Allah’ın Resûlü nerede biz neredeyiz? Onun geçmişteki ve gelecekteki günahları bağışlanmıştır dediler. İçlerinden biri:

– Ben ömrümün sonuna kadar, bütün gece uyumaksızın namaz kılacağım, dedi. Bir diğeri:

– Ben de hayatım boyunca gündüzleri oruç tutacağım ve oruçsuz gün geçirmeyeceğim, dedi. Üçüncü sahâbî de:

– Ben de sağ olduğum sürece kadınlardan uzak kalacak, asla evlenmeyeceğim, diye söz verdi. Bir müddet sonra Peygamberimiz onların yanına geldi ve kendilerine şunları söyledi:

– “Şöyle şöyle diyen sizler misiniz? Sizi uyarıyorum! Allah’a yemin ederim ki, ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve O’na en saygılı olanınızım. Fakat ben bazen oruç tutuyor, bazen tutmuyorum. Gece hem namaz kılıyor, hem de uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Benim sünnetimden yüz çeviren kimse benden değildir.”[ Buhârî, Nikâh 1]

Allah Rasulü bizim için örnek model, ahlâkı ile de rol modeldir. "Ben daha çok ibadet edeceğim" derken farkında olmadan, ya ifrata yada tefrite saparsın. Doğru yolda olduğunu sanırsın, fakat şeytan seni kolayca; Allah'ın affına güvendirerek seni kandırır. Örnek vermek gerekirse bi-datleri ,örf ve ananeleri dinden saymak, kâbirlerden yardım istemek, ehil olmayan idarecilere tabi olmak, fasık olsa bile!, kâbirleri süslemek, uydurma hadislerle amel etmek,

Ve daha niceleri...

Çok fazla yemek yemek, güçsüz bırakacak şekilde az yemek. Çok uyumak, çok az uyumak. Çok çalışmak, az çalışıp tembel olmak. Sürekli tekfir etmek, veya itidalli şekilde uyarmamak. Her şeye müdahale etmek, veya bana ne demek. Konuşulacak yerde konuşmamak, konuşulmayacak yerde  konuşmak. İyiliği emretmemek, kötülükten sakındırmamak.

Bu tür olumsuz örnekler çoğaltılabilir.

"Peki dengeli mü'min modeli nasıl olmalı"?

İnandığımız değerleri hayata Kur'an merkezli bir bakış ile taşımak "Allah'ın bak dediği yerden, gör dediği yerden görmeliyiz."

Her ne iş ile uğraşırsak uğraşalım, her ne yaparsak yapalım, her nereye gidersek gidelim Rabbim razımı? diye düşünmemiz lazım.

Sıradan insanlar gibi bakamayız hayata, Kur'an gözü ile bakmalıyız hayata. Manen ölü olan bu toplumu Kur'an ve sünnetle diriltmemiz gerekiyor. Mü'min şahsiyetin yaptığı işi, yaşadığı hayatı Kur'an'ın onaylaması önemlidir.

Konuştuğuna dikkat eder, laubali olmaz, küfretmez hatta latife yaparken bile ölçülüdür. Kızarak bağırarak konuşmaz, incitmez, hakaret etmez, azarlamaz, gıybet etmez, muhattabın değerlerine sövmez, duyarsız olmaz, haram yemez, harama bakmaz, vs, vs...

Yardımseverdir, iyiliği emreder kötülükten sakındırır, merhamet eder, Rahmet nazari ile bakar, söz verdimi sözünde durur, bir şey emanet edildimi emanete sahip çıkar, dürüsttür, israf ve lüksten kaçınır, mütevazidir, çevresine karşı duyarlıdır, vs, vs... bu gibi vasıflar her mü'min şahsiyette olması gerekenlerdir.

Vasatı, birey olarak yakalamamız lazım ki!

Dengeli, Rabbimizin razı olduğu kullar ve dengeli (vasat) ümmet olalım. İnşaAllah.

Yahudiler kitap ellerinde olduğu halde kitapla amel etmediler. Hristiyanlarda kitapsız amel ettiler. Bizlerden çoğu bunları taklit ettiler.

Elimizde tahrif olmayan kitap Kur'an olduğu halde başkalarının dediğiyle, veya başkalarının kitaplarıyla amel ettiler.

Peygamber: “Ey Rabbim! Doğrusu kavmim bu Kur'ân'ı terk edilmiş olarak bıraktılar” dedi. ~ Furkan Suresi 30

Kur'an'ı hakkıyla okuyan, anlayan, hayatın merkezine taşıyan âdîl şahitler olmak durumundayız.

İnsanlığın kurtuluşu İslamdadır. Bu toplumun ilacı ancak biz mü'min şahsiyetleriz biz tedavi edebiliriz. Yeterki biz Kur'an'ın onaylayacağı şahsiyetler olalım.

Kendimiz bu yolda çok çalışıp, çabalamak, mücadele, direnme azmi ve sabır ile örnek nesiller yetiştirmeliyiz. Yeterki buna yürekten inanalım. Yaptığımız tüm işlerimizde mutedil bir yol izleyelim.

Müslüman olmayan diğer topluluklar insalığa çare olacak hiç birşey üretemiyorlar.

Mutsuzluk, tatminsizlik, adaletsizlik, fesad, ifsad üretiyorlar. Refah düzeyi yüksek toplumlarda  bile intihar oranı yüksek seviyelerde.

Onlar iman edenler ve Allah’ı anarak kalpleri mutmain olanlar (huzura kavuşanlar)dır. İyi bilin ki, kalpler, ancak Allah’ı zikretmekle mutmain olur. ~ Ra'd Suresi 28

Ahiret merkezli düşünce yok, dünyada her türlü melaneti işliyorlar, denizi bitiriyorlar. Tatminsizlik üst seviyede, hududullah sınırını aşınca sapıklık alabildiğince ilerliyor, kendisine, ailesine, yakınlarına, toplumuna birşey veremiyor! Niye: Allah'sız bir hayat, fıtrata aykırı bir yaşantı. Bu toplumun ilacı İslam. Örnek müntesiplerini arıyor.

Hristiyanlıkta; aile mefhumu yok, robotvari insan yetiştiriyorlar. Siyonist yahudiler; kendilerinden olmayanı, insan dahi görmüyorlar. Kendi aralarında dahi çekememezlik var, birliktelik yok. Budizmde ise: insanları mabedlere hapsedip tek tip insan modeli yetiştiriyorlar. Diğer dinlere mensup kişiler hakeza aynı, böyle olunca; insanlığı sonu hüsran olan, ebedi cehennem hayatına sürüklüyorlar.

Dünyanın yarısı, yüzde birlik bir kesime yarı aç şekilde hizmet ediyor.

İnsanlığın kurtuluşu dengeli İslam ümmetidir. Bizlerin bu vasatı yakalayabilmesi için çok çalışmamız gerekiyor. İslam hem dünyada adaleti, refahı, huzuru hemde ahiret hayatında cenneti vaat ediyor.

Hırsızlara, soygunculara, fesad çıkaranlara, ifsad edenlere, zalimlere, adil olmayanlara, zinakarlara, faizcilere: İslam huzur vaat etmez! Tabiki bu kişiler İslam'ı istemezler.

Toplumu ifsad eden bu zalimler İslamın karşısında duramazlar.

İslam bir beldeye hakim oldumu oranın toplumu  huzuru, istikrarı, refahı vs... bulur.

Kur'an bizim ölçümüz, Resullahın bizlere örnekliği ve ahlâkı bizim ölçümüz.Müslüman bunu hayatına taşıdımı insanlık için hayırlı ve güzel, Allah'ın razı olduğu bir ümmet oluşur. İnşaAllah

Yine, de ki: “Hak geldi, bâtıl yok oldu. Şüphesiz ki bâtıl yok olmaya mahkûmdur.” ~ İsra Suresi 81

Hâk gelecek ki! batıl zayi olsun. Batıl zayi olmayınca da Hâk gelmez.

Allah uğrunda hakkıyla cihâd edin. O, sizi seçti. Atanız İbrahim’in dini olan bu dinde size bir zorluk kılmadı. Allah daha önce de, bunda da (Kur’ân’da da) sizi “Müslümanlar” diye isimlendirdi ki böylece peygamber size karşı şahit olsun, siz de insanlara karşı şahitler olasınız. O halde namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı sarılın. O, sizin dostunuzdur. O, ne güzel dosttur ne güzel yardımcıdır. ~ Hacc Suresi 78

Hayatı şahit kılmayı yani, kulluk görevlerini yerine getirmeyi, şahit gibi yaşamalı, şehit gibi hayata tanıklık etmeliyiz. Vesselam.