
KUR'AN

Kur’an bütünüyle hayatı Allah'a has kılmanın rehberi, kılavuzu, haritasıdır. Kur’an, kulların kullara kulluktan kurtulup, sadece tek Allah'a kul olmalarını istemektedir. Tek Allah'a kulluk, tek bir akide, tek bir tasavvur, tek ahlak, tek siyaset, tek iktisat, tek hukuk, tek hüküm demektir.

Taha Suresi’nin 14. ayeti, insanlığa sunulmuş ilahi bir reçetedir. Bu reçeteye uymak, insanı hem dünyada hem de ahirette mutlu eder. Tevhidin nurunda, namazın huzurunda, kulluğun sorumluluğunda bir hayat yaşamak, insanı Allah’a yaklaştırır, ona cenneti kazandırır.

Bu ayette müminlere duâ adabı öğretilmektedir. Allah’ın öğrettiği birinci adap kul olarak O’na duâ etmemizin zaruretidir. Ayet “üd’û rabbekum” diye başlamaktadır. “De ki, duânız olmasa Rabbim size ne diye değer versin ki!” (Furkan, 77) ayeti de bu zarurete işaret buyurmaktadır. Allah’a duâ etmek kulluğun gereğidir. Duâdan kaçınmak ya cehaletten ya da tekebbürden kaynaklanır ki, her iki halde de tevhide aykırıdır.

Önce bu ayet-i kerimeyi okuyun, sonra Sabır (yalanda) Meşhur adlı kişinin aşağıdaki görseldeki yazdığını okuyun, son olarak da yazdıklarına dayanak kıldığı fotoğrafa dikkatlice bakın. Kitab-ı Kerim'in ne muhteşem bir hayat rehberi olduğunu bir kere daha müşahede etmiş olacaksınız.

Şeklen aynı yöne, aynı Allah’a yönelmemize rağmen düşünce ve eylemlerimizin pusulası farklı yönleri göstermektedir. Kalıcı olan ahir hayatını değil dünya hayatını öncelediğimiz için daha dün Kur’an’ın elinin tersiyle ittiği bir toplumun kıblesine bugün şeklen olmasa da düşünsel, karakter ve mizaç olarak teslim olmuş vaziyetteyiz. Bu acınası durumdan bizi kurtaracak olan reçete malum, Allah’ın Kitabı ve Rasulün bizzat yaşadığı sünnetidir.
Makaleler
Hava Durumu