Kazım ŞENSALTIK

31 Ekim 2022

BEDİR EHLİNİN SÜNNETİ VE GÜNÜMÜZ

Bu yazımızda Bedir Ehli’ni anlamaya, anlatmaya gayret edeceğiz. Biz Bedir’e farklı bir pencere açacağız. Belki de daha önce böyle bir yazı okumamışsınızdır. Bizim yaptığımız bir analiz olacak, hakikat budur demiyoruz. Okuyucumuza farklı bir ufuk, farklı bir pencere açmış olacağız. Hatalar bizim, hak olan Rabbimizindir. Çünkü o eksiklikten münezzehtir. Bedir Ehli’ni hemen her Müslüman öyle ya da böyle okumuş veya dinlemiştir. Kur’an’da ve siyer kaynaklarımızda çok yer tutan bir savaş: Bedir savaşı… Biz bu yazımızda Bedir savaşını değil, o savaştan sonra Hz. Peygamber’in nezdinde ayrı bir yeri olan Bedir Ehli’ni biraz anlamaya gayret edeceğiz. Yapmak istediğimiz Bedir’i biraz güncellemek yani günümüze getirmektir. Nasıl olacak bu diyeceksiniz? Asırlar önce yapılmış ve bitmiş bir savaşı nasıl günümüze getireceksiniz diyebilirsiniz.

Yapmak istediğimiz tam olarak şudur; Bedir asırlar önce yaşanıp bitti mi? Yoksa bize verdiği bir mesaj mı var? Biz bu mesajın peşine düşeceğiz inşaAllah. Farklı bir yönden bakmış olacağız. Şöyle bir soruyla başlarsak doğru olur kanaatindeyim. Bedir savaşından sonra Hz. Peygamber neden hayatı boyunca, Bedir Ehline çok değer verdi ve onları hep farklı bir konumda tuttu? Birçok kaynaktan Bedir Ehli hakkında ki faziletleri kahramanlıkları vesaire okumuşuzdur. Biz buralara girmeden konumuza bakalım. Hep okuyup kürsülerden dinlemişizdir, Allah resulünün Bedir Ehli için söylediklerini. Peki, şöyle bir soru sorsak yanlış mı olur? Bu Hz. Peygamberin övdüğü ve hayatı boyunca çok değer verdiği Bedir Ehli hakkındaki kanaatleri sünnet midir, yoksa değil midir? Kur’an ve sünnet evrensel ise orada yaşanan savaştan çok Hz. Peygamberin, onlar hakkındaki kanaatlerinin bir sünnet olması gerekir. Ben şahsen sünnet olduğunu düşünüyorum hem de müthiş bir mesaj ve sünnet.

Peki, Bedir o gün yaşandı ve Hz. Peygamber hayatı boyunca oraya katılan insanlara hep farklı bir değer verdi. Bu da doğrumu doğru. Peki, o zamanda mı kaldı? Yoksa ondan sonrada devam eden bir sünnet midir? Ben daha önce de sünnet olduğunu düşündüğümü söyledim. Peki, sünnet ise günümüzde neden yok bu sünnet? Ben pek duymadım ama varsa beni bilgilendirirseniz çok memnun olurum. Amma boşuna aramayın. Çünkü hiçbir cemaat vs. ‘de bulamazsınız. Eee nasıl olacak? Hem sünnet hem yok, bu imkânsız demeyin. Biz, Müslümanlar ne imkânsız olanı imkânlı hale getirmedik ki!

Dönelim konumuza; Bedir Ehli’ni biraz güncelleyelim. Yaşadığımız toplumda İslam’ın temsilcisi konumunda kim veya hangi kurumlar var desek hemen herkes cemaatler diyecektir. Bende aynı düşüncedeyim. Bizim toplumda Allah’ın dininin ve O’nun peygamberinin temsilcisi cemaatler... Soru şu: Aranızda bu cemaatlerde hiç Bedir Ehli duydunuz mu? Biraz açarsak. Bu cemaatlerde Hz. Peygamberin hayatı boyunca hep ayrıcalıklı ve çok değerli bir yer tutan ve Bedir Ehlindendir dediği insanlar var mıdır? Konu açılsın diye şöyle bir örnek verelim. Çevrenizde cemaatler var. Bunların dernekleri, vakıfları var. Buralarda bu dernek veya vakıflarda Hz. Peygamberin hayatında olduğu gibi Bedir Ehli diyebileceğiniz insanlar var mı? Aslında cevabını aradığımız şey şu ki! Dernek ve vakıfları nice zorluklarla kurup türlü türlü sıkıntılara rağmen ayakta tutmuş ve görevi kendinden sonra ki insanlara devretmiş olan kişiler veya Müslümanlar Bedir Ehli konumunda olur mu olmaz mı? Siz bu dernek ve vakıfları bir kenara koyun cemaatlerde var mı? Çünkü bulunduğumuz toplumda İslam’ı temsil eden bu yapılardır genel olarak. Bunlarında elbet Bedirleri vardır. Olması da gerekir. Yoksa, Hz. Peygamber asırlar önce bu konunun üzerinde bu kadar durmazdı. Bana öyle geliyor ki oradan bir mesaj veriyor ümmetine. Sizin de ufaklı büyüklü Bedirleriniz olacak ve bu Bedir Ehline aman ha dikkat edin. Allah onlara çok değer veriyor, sizde verin diyor olabilir mi? Sanki biz ganimete kahramanlıklara dalıp asıl mesajı ıskalıyoruz gibi geliyor. Bedir’i 1400 küsur yıl öncesinde dondurduk. Hiç güncellemiyoruz. Bedir savaşına katılan ve İslam cemaatinin fertleri toplamda o gün 300 küsur kişi idi. Bugün en ufak cemaatin bile binlerce müntesibi var. Nasıl onların Bedir’i varda bugünkülerin yok? bu Bedir’i o çağa hapsetmek değil midir? Zihnimizi biraz açalım. Her cemaatin bir Bedir’i ve Bedir Ehli vardır. Her İslami derneğin, vakfın bir Bedir’i ve Bedir Ehli vardır, olmaması tuhaf olur. Tabi, doğru okursak ve Hz. Peygamberi günümüze taşımaya çalışırsak, bunların irili ufaklı çevremizde olduğunu görürüz. Bedir Ehli, Bedir de kalmadı. Hz. Peygamber’le birlikte ve ondan sonra da yaşadılar. Onlara hep farklı bakıldı. Bedir Ehli, Allah’ın dininin, yeryüzünde hâkim olması ve ahkâmının uygulanması yani oluşan İslam toplumunun kurucuları oldular. Bunu nerden çıkarıyorsun demeyin? Hz. Peygamber’in şu sözlerini hatırlayın. “Allah’ım, şu bir avuç Müslüman ölürse yeryüzünde sana ibadet edecek kimse kalmaz” buyuruyordu. Buradan da anlaşılacağı üzere onların, Hz. Peygamber’in ve Allah’ın nezdindeki değerleri işte buradan geliyordu. Talip oldukları işin bedelini ödemiş ve ilklerden olmuşlardı.

Size bir örnek ‘Hatıb bin Ebî Beltea’. Bu sahabe, Mekke’nin fethini gizlice, Mekke’deki yakınlarına bildirmek istemiş ama Allah’ın, peygamberine haber vermesiyle önlenmişti. Sizce Hz. Peygamber bu sahabeye ne yaptı dersiniz? “O, Bedir Ehlindendir” deyip serbest bırakmış, hiçbir ceza vermemiştir. Bedir Ehli, Hz. Peygamber’in nezdinde bu kadar önemli ve değerli idi. Peki ya bizim Bedir Ehlimiz nasıl dersiniz? Tabi, önce varlığını kabul etmemiz lazım ki, sonra değerli veya değersiz diyebilelim. Çünkü bizim toplumda cemaat, vakıf ve derneklerimizde bu Bedir Ehli hiç olmaz. Tuhaf değil mi? İslam olacak, cemaat olacak amma Bedir Ehli olmayacak! Benim aklım almıyor, sizi bilemem. Bedir bir savaştan öte bir durum arz ediyor, Müslümanlar açısından. Şöyle ki, Hz. Peygamber (s.a.v) bizim için bir örneklik ise ki öyle, Kur’an şöyle söylüyor. “Gerçek şu ki, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça ananlar için, Allah'ın peygamberinde, güzel örnekler vardır.” (Ahzâb, 21) Şimdi biz, Hz. Peygamber’in (s.a.v) savaşlarını, kahramanlıklarını mı öne çıkaracağız yoksa hayatı boyunca çok değer verdiği Bedir Ehli dediği üzerine titrediği hakikati mi? Şöyle düşünelim! Bir savaş oluyor ve bitiyor. Asırlar boyu o savaş ve kahramanlıklar anlatılıyor. İlginçtir ki o savaştan sonra Hz. Peygamber’in üzerinde hassasiyetle durduğu konu hiç mi hiç konuşulmuyor veya akla gelmiyor. Kanaatimce savaştan çok, üzerinde durulması gereken işte burasıdır. Buradan asırlar sonrasına Peygamber’î bir mesaj geliyor. Biz bu mesajı doğru olarak okur ve anlarsak hayatımıza yön verecek, bize yarınları inşa etme konusunda Peygamber’î bir mesaj var! Burayı ıskalarsanız, başaramazsınız demek istiyor, ben böyle başardım, Allah’ın rahmeti böyle yapanlara gelecek diyor olabilir mi? Kanaatimce biz buraları hep ıskaladık ya anlamadık veya anlamak işimize gelmedi. Bu Bedir Ehli üzerinden biz, Müslümanlara öyle bir ders veriliyor ki, tabi almak isteyene. Bedir Ehli üzerinden kardeşlik nasıl olur? Müslüman olaylara nasıl yaklaşır? Müslüman yanlış yapan Müslümanlara nasıl davranır vb. nice dersler var almak isteyene… Peygamber’î bir mesaj; Müslümanlar arası bir hukuk dersi veriyor, asırlar sonrasına. Yarın sizin de Bedirleriniz olacak ve Bedir Ehli’niz olacak. Allah’a ve O’nun Resulüne iman etmiş iseniz, sizde Bedir Ehli’nize benim yaptığım gibi yapın diye haykırıyor çağlar ötesine.

Gelin, Bedir Ehli’ni biraz tanıyalım! Onlar, Allah’ın ahkâmı konusunda hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmez, doğru bildiklerini uygular ve Allah’ın hudutlarına riayet ederlerdi. Buradan şu anlaşılmasın: Hepsi aynı düşünce de olan ve hepsi aynı fabrikanın imalatı tek tip insanlar değillerdi. Yukarıda örneğini yazdığımız ‘Hatib bin Ebi Beltea’ buna örnektir. Yani onlarda insandı ve insan olmaları hasebiyle hataları ve yanlışları vardı. 300 küsür insanı inceleyin. Hiçbiri diğerine benzemiyor. Hepsi farklı kişilikler. Olaylara yaklaşımları, dini anlamaları ve pratikte uygulamaları birbirlerinden farklı idi. Ama hiçbir zaman Allah ve resulünü, Allah’ın yeryüzünde hâkim kılmak istediği düzeni oluşturma konusunda tereddüt etmemişlerdi. Bu insanlar farklı düşündükleri için hiç birbirini satmamış, birbirinin arkasından kuyusunu kazmamış. Hz. peygamber döneminde de böyle Hz. Peygamber’in vefatından sonrada böyle olmuş. İslam tarihi okuyan her akıl ve vicdan sahibi, bunu görür. Hz. peygamberden sonra halifeler döneminde bile bu Bedir Ehli hep ayrıcalıklı tutulmuş. Düşünceleri ve görüşleri önemsenmiş. Bedir Ehli toplumda azalınca ve kalmayınca Müslümanlar arasında kargaşanın başladığı zamanlar olmuş. Ne ilginçtir! Müslümanlar hiç buraları dikkate almamış, buralardan gerekli dersleri çıkarmamış görünüyor. Hz. Peygamber’in hayatını anlatanlar savaşları, kahramanlıkları öne çıkarıyor ama bu yönleri hiç anlatan yok. Olanların içinde ise günümüze getirip güncelleyen yok. Hz. Peygamber’in hayatını anlatan kitapları okuyun ve bu konuyu anlatan hocaları dinleyin. Hep orda yaşanan savaş ön plan da ama bu Peygamber’in üstüne titrediği konu pek önemsenmez. Burada bir sünnet var. Hz. Peygamber’in, Bedir Ehline olan muamelesi onun bir sünneti. Peygamber varisleri olduğunu iddia edenler için hem de çok kuvvetli bir sünnet. Aslında bu yazımızda Bedir Ehli’ni güncelleyerek cemaatler, vakıflar, dernekler özelinde irdelemeyi düşünmüştük. Lakin yanlış anlaşılma olacağını düşündüğümüz ve bizim vermek istediğimiz asıl mesajın bunun gölgesinde kalmasından çekindiğimiz için buralara girmiyoruz. O kısımları siz okuyucuların analizine bırakmış olalım. Bedir Ehli önemli, hem de çok önemli. Hele bugün, bu toplumda Müslümanların önünü açacak kapının burada olduğunu düşünüyoruz. Bedir Ehli bizim için bir süzgeç olmalı, kendimizi ve çevremizi bu süzgeçten geçirmek durumundayız. Bedir Ehlinden Raşit halifeler çıktı. Hiçbiri diğerinin kopyası değildi ama hepsi aynı amaca hizmet ettiler. Aralarındaki farklılıkları zenginlik yapmayı başardılar. Çünkü onların liderleri, Hz. Peygamber, onlara bunu aşılamış, üstünde önemle durmuş ve onlara bunun nasıl başarılacağını öğretmişti. Bugün bizim de buralardan başlamamız lazım. Çocuklarımıza savaşı, kahramanlıkları ile beraber ondan daha önemli olan bu kısımları öğretmeliyiz. Müslümanlar buraları önemsemedikleri için ne hallere geldi! Şapkayı önünüze koyun ve düşünün. Müslümanların bir kursuna veya derneğine, vakfına gidin ve orada siyer anlatan hocaları bi dinleyin. Nasıl bir Bedir anlatıyorlar? Çocuklara savaş ve kahramanlık anlatılıyor ama Bedir Ehli diye Hz. Peygamber’in hayatı boyunca üstünde durduğu önemli bir konu hiç anlatılmıyor. Buradan yetişen insanımız nasıl anlasın Bedir Ehli’ni veya Peygamberî bu sünneti veya uygulamayı? Bu yazımızda bir hakikati önünüze getirdik ve analiz etmeye gayret ettik. Hatalar bizden, hakikat ise Rabbimizdendir. Bu yazdıklarımızda bir hata olduysa önce Rabbimizden af, sonra da siz okuyuculardan helallik diliyoruz. Rabbim, bizleri hakikatin peşine düşen, hakkı hakikati arayan kullarından eylesin.