Kadir TURAN
DİN, CEMAAT-TARÎKAT VE ERKEN YAŞTA EVLİLİK
Son dönemde basında fazlasıyla yer alan bir tarîkat mensubunun altı yaşındaki kızını bir başka tarîkat mensubu ile evlendimesi olayı ciddi şekilde gündemimizde. Her yerde bu konu konuşuluyor ve herkes bilinçli bilinçsiz tarîkat ve cemaatlere ve de sübliminal olarak dine saldırıyor. Gerçekten insan aklı, mantığı ve vicdanının kilitlendiği, kelimelerin tükendiği bir noktadayız. Daha çocuk yaşta olan bir kızın babası yaşındaki adamla evlendirilmesi bizleri hayata dâir her şeyden soğutmaya yetiyor.
Her ne kadar ailenin diğer bireyleri (bir abi ve iki kız kardeş) basına verdikleri demeçte konunun zannedildiği gibi olmadığı, giyilen gelinliğin hafızlık merâsimi adına çekilmiş bir hâtıra fotoğrafı olduğunu yer yer ağlayarak beyan etseler de bu iğrenç olayın fâilleri deliller toplandıktan sonra tutuklanarak adliyeye sevk edildiler. Bu yargılama süreci sonunda kamuoyu vicdanını rahatlatacak bir yaptırımın uygulanmasını temenni ediyorum.
Tarîkat ve Cemaat
Tarîkat, gidilen yol anlamındadır. Dini anlama biçimi ve sonrasında izlenilen ve gerçekleştirilen yaşamsal formlardır diyebiliriz tarikatlar için. Cemaat ise cem kelimesinden türemiş bir kavramdır ve birlik olma, toplanma anlamındadır. Bu anlamları yönüyle cemaat olma ve tarîkat zannedildiğinin aksine iyi bir şeydir. Fakat bu coğrafyaya has olarak din kalkanına bürünüp cemaat ve tarikat kisvesi altında yapılanlar toplumun haklı olarak bu ve benzeri oluşumlara karşı olumsuz bir tavır takınmasına sebebiyet vermektedir. Halbuki cemaat olmanın, yani birlik ve beraberlik ruhuyla hareket edip iyilikler peşinden koşmanın ne gibi bir zararı olabilir. Yazımın asıl konusu ve vurgulamak istediğim asıl nokta cemaat ve tarikat gibi oluşumların yapısal özellikleri olmadığı için bu kadarıyla yetinmek istiyorum. Fakat şunun da bilinmesinde fayda görüyorum. Rabb’imiz bizlerden cem (birlik bütünlük içerisinde) olmamızı ve iyiliklerde yarışmamızı istiyor. Bkz: Âl-i İmran/104. âyet
İslam’da ve Evlilik
Söz konusu olay üzerinden basında takip ettiğimiz kadarıyla din konusunda fazlasıyla yanlış mâlumatın olduğunu görüyoruz. Eğitim seviyesi yüksek kişilerin dahi din konusundaki nefretlerini kusarak peygamberimizin çocuk yaştaki biz kızla evlendiğini iddia edip O’nu sübyancılıkla suçladığına tanık olduk. Halbuki söz konusu iddianın dini ve ilmî hiçbir temeli yok. Rivayetlerde peygamberimizin (s) Aişe ile 9 yaşındayken evlendiğine dair bilgiler var fakat yine rivayetlerde bu evliliğin on üç, on sekiz ve yirmi bir yaşlarında yapıldığına dair bilgiler de mevcut. Şimdi hangisini dikkate alalım. Bu kadar ciddi bir şahsiyet hakkında bu denli ciddi bir suçlama varsa, buna inanmak için ciddi bir kanıta ihtiyaç duymamız gerekmez mi?
Değerli okur, dinin kaynağı Kur’an’dır. Yaratıcı olan Rabb, dini öğrenmemiz için bize kitap göndermiştir. Dolayısıyla din konusunda referans kaynağımız Kur’an olmalı. O halde peygamberimiz (s) Ayşe ile erken yaşta evlenmiş midir, bunun cevabını Kur’an’da arayalım. Konuya ışık tutacağına inandığım tek bir âyet vererek yorumu sizlere bırakacağım.
“Muhammed, sen büyük bir ahlaka sahipsin.” Kalem Sûresi 4. âyet.
Hem peygamberimizin erken yaşta evlilik iddialarına hem de yazımızın konusuna ilişkin bir âyetle bitirmek istiyorum. Din, evlilik konusunda iki kriter belirler; biyolojik olgunluk ve zihinsel olgunluk. Yine konuyla ilgili âyeti vererek yorumu sizlere bırakıyorum.
Bkz: Nîsa Sûresi/6. âyet.
Dinin sahibi tarikat ve cemaatler değildir, Allah’tır. Din adı altında yapılan uygulamaların meşruluğu x bir hocanın kitap ve yorumlarında yahut tarikat ve cemaatlerin uygulamalarında aranmamalı, Kur’an referans alınarak kritiği yapılmalıdır.
Saygı ve hürmetlerimle…