10-02-2008 16:25

Ey Müslümanlar! Filistin için ses verelim!

`Allah için yardım edin ey iman edenler` diye feryat eden Müslüman kardeşine duyarsız, bigane kalan yüreklerde Allah`a ve Resulüne nasıl bir sevgi inşa edebiliriz.

Ey Müslümanlar! Filistin için ses verelim!

Ya Rabbi, bizler nasıl hesap vereceğiz bu taşlaşmış kalplerimizle, bu zayıf ve korkak imanımızla nasıl olacak da senden Hz. Muhammed'in ümmeti olarak bizleri haşr etmeni talep edeceğiz ve ya bekleyeceğiz? İslam coğrafyası zalimlerin, müstekbirlerin, İslam ve insanlık düşmanlarının zulmü altında karanlığa ve zulümata haps edilmişken bu sessizliğin hesabını hangi amel terazisinde tartacağız?

"Allah için yardım edin ey iman edenler" diye feryat eden Müslüman kardeşine duyarsız, bigane kalan yüreklerde Allah'a ve Resulüne nasıl bir sevgi inşa edebiliriz. Bu yüreklerle böyle bir sevgi var etme şansımız var olur mu? Hayır, asla olmaz, böyle yüreklerde ancak zalimden gelecek olan korku ve dünyalık sevgisi olur, buda helak olmaktan başka bir şey değildir.

Müslümanız ve Müslüman kardeşimin içinde olduğu tüm sıkıntılar benimdir, kardeşime dünyanın neresinde olursa olsun yapılan her zulmü kendime kabul eder ve ona karşı tüm varlığımla savaşırım diyebilecek iman ile birliktelikleri var etmenin savaşçısı olmak için yeni bir peygamber mi bekleyeceğiz. Gizli ve ses tonu düşük bir şekilde değil, tek yürek ve güçlü bir ses ile haykırıp, gereğini yapabilmek için aleni bir şekilde birliktelikler yaratalım. Bu birliktelikleri yaratmak için atılacak adımları başkalarından beklemek acziyeti yerine ilk adımı atma yarışına girelim. Hayırda yarışan bir ümmet olmanın maratonunda tüm yüreğimizle kendimizi ortaya koymanın cesaret ve erdem kişilikleri olalım.

Filistin, Siyonist zulmü altında inlerken, yaşama hakları hiçe sayılırken, Müslüman kardeşlerimizin ölüm fermanları tüm dünyaya aleni bir şekilde deklare edilmişken, hangi hesap ve maslahatların bizleri iman sahibi kılacağını düşünmekteyiz. Bir avuç Siyonistsin Müslüman bir topluluğun yaşam ve ölüm kararını verme haysiyetsizliğini, imanımızın ve Müslümanlığımızın hangi şeref derecesine koyacağız. Hangi yüzle birbirimize ayet ve hadislerden örnekler vereceğiz, hangi yürek ve dille özgürlük haykıracağız.

Ümmet kavimlerinin kendi içlerinde yarattıkları mazlum kardeşlerine yapılan zulme ulus devlet ve kavmiyetçilik babında sessiz kalmaları zulmüne bulunan etik ve İslam dışı kılıfların hangisini bu sorun içinde uydururlar acaba. Yok, coğrafyanın hassaslığı, yok ümmet maslahatı için hakim olan kavimlerin sahip olduğu hakları istemeyin, İslam düşmanlarının oyunlarına gelmeyin kılıflarıyla sessizce geçiştirilmek istenen haklar.  Peki ya buna sessiz kalmanın tanımı nedir, Siyonizm ve ABD zulmüne sessiz kalmanın makul gerekçeleri olabilir mi? İmanın zayıflığı ve zilleti kabullenmenin adı değil midir? Zalim kim olursa olsun, zulüm kimden gelirse gelsin karşı durup mazlumu sahiplenmeyen, sessizliğiyle zalime güç katanlar, hadisin muhatabı olmaktadır. Hadi! buyrun küfür ve İslam’ın savaşı, etnik köken ve ulus devlet kavramlarıyla kutsallaştıramayacağınız bir zalim ve zulüm ile savaşmak var. Zulmü kategorilere ayırdınız bari kendi nefislerinizle çizmiş olduğunuz sınırlar dahilindeki zulme karşı gereğini yapın.

Ey yeryüzünün mazlumları anlayın artık birbirinizi, küfrün tek millet olduğunu, zalimi ve ümmet içersindeki zihniyet temsilcilerini. Mısır zalimin zulmünden kaçan Filistinlilere kapılarını açmamakta, tüm İslam dünyası birkaç istisna dışında tamamen Filistin halkını Allah’a havale etmiş, ama unutmayalım Allah’ın da sessiz kalanları havale edeceği yerler vardır.

Zalimin zulmüne sessiz kalıp, Allah’ın gazabına havale olmamak için, ey ümmeti Muhammed yardım edin diye feryat eden bu mazlumların bedduasına muhattap olmamak için kalbimizle buğz etme kaçamağını bırakıp, dillerimiz ve ellerimizle imanımızın gereğini ifa edelim.

Yapabileceklerimizi maksimum değerde zorlayarak hayatımızın her alanında seferberlik ilan edelim. Ensar olup Filistinlileri muhacir kabul edelim, yurtlarından alarak değil mallarımızla onları muhacir kardeşlerimiz kabul edip nefislerimizden önceleyelim. İsrail temsilciliklerini bizler de ablukaya alalım, hükümetlerimizi İsrail ile yapılan işbirliklerinden vazgeçirmek için zorlayalım. Gücümüzün yettiğinden sorumluyuz, sorumluluğumuzu Allah için yerine getirelim. Sevgi olup FİLİSTİN'e, kin ve ateş olup İsrail’e yağalım.

Bu kadar ucuz mu Müslüman’ın kanı, bu kadar değersiz mi ümmetin birlikteliği. Bu kadar mı cesaret ve fedakârlıktan uzağız, bu kadar mı zayıf ve duyarsız imanlara sahibiz. İsrail’de ölen bir çocuğa bile ağlayanlar, neden Filistin’de ölen binlere, onbinlere ağlamazlar. Neden dünyanın dört bir tarafına yardım elini uzatan ve bol bol reklâm yapanlar Filistin’e de yardım elini uzatmazlar. Yoksa Allah’tan çok zalimin zulmünden mi korkarlar, yoksa Siyonizm ile çıkar çatışmasına girmemenin maslahat hesapları içindeler mi?

Ya Rabbi bizlere parçalanmışlıktan doğan zayıflıklardan kurtulmak için, güçlü birliktelikleri yaratacak irade, basiret ve feraset nasip eyle, birbirimizin dertleri ile dertlenecek iman ile donat, yüreklerimizi duyarlı, zihinlerimiz berraklaştır ya Rabbim.

Ey mazlumlar; mazlum olmanın, mazlum yaşamanın yaşam koşullarını bilenler olarak mazlumu sahiplenmeyi bilelim. Kendi mazlumiyetlerimizi başka mazlumiyetleri sahiplenmenin önünde engel olarak görecek nefsi hatalara düşmeyelim. İnsanlığa önder, örnek ümmet olacak mazlumlar olacak değere haiz olmak için sorumluluklarımızı gücümüz nispetinde ifa edelim.

“EY İMAN EDENLER İMAN EDİNİZ” 

Kaynak: www.ufkumuz.com
 

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !