İnsanlığın `açlık` ile imtihanı!

2009'dan bu yana 1 milyarı aşkın insanın aç olduğu kaydediliyor. Çoğu Sahra Çölü'nün güneyinde ve Güney Asya'da yer alan 29 ülkede, açlık düzeyi, 'tehlikeli' ya da 'son derece tehlikeli' boyutlarda seyrediyor.

Küresel düzeyde yiyecek fiyatlarının artışıyla dünya çapındaki ekonomik gerileme ve durgunluk, aç insan sayısının da tırmanmasına neden oldu.

Gelişmekte olan ve geçiş aşamasındaki 122 ülkeden verilere dayanılarak hazırlanan Küresel Açlık Endeksi, açlığın en çok Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Kuzey Kore'de arttığını kaydediyor

En tehlikeli durumda olanlar 2 yaşın altındaki çocuklar.

Bu yaşlarda yetersiz beslenme, fiziksel ve zihinsel gelişimi etkiliyor ve yaşam boyu sürecek, geri dönüşü olmayan hasarlar yaratıyor.

Burundi ve Madagaskar gibi Afrika ülkelerinde, çocukların yarısı, yetersiz beslenme yüzünden büyüyemiyor.

2010 Küresel Açlık Endeksi'nin yazarları, çocukların beslenmesine ağırlık verilmesinin, küresel düzeyde açlığın azaltılmasında en etkili yol olacağını vurguluyorlar.

Yalnızca çocuklar için değil, hamilelik ve emzirme dönemlerinde annelere yönelik sağlık hizmetlerinin de geliştirilmesi ve beslenmeye ağırlık verilmesiyle, çocuklar arasında yetersiz beslenme sorununun üçte bir oranında azaltılabileceği kaydediliyor.

Aç insan sayısının azaltılmasının, verimliliği ve ekonomoik kalkınmayı da artıracağı vurgulanıyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, 'açlığı', hergün sağlıklı ve verimli bir yaşam sürdürmek için gerekli görülen '1800 kaloriden az besin alınması' şeklinde tanımlıyor.

RAKAMLAR İSRAFIN ESERİ

Geçtiğimiz hafta Gıda Güvenliği Hareketi çıkarmış olduğu bir bültende dünyada "açlık" gerçeği ile ilgili "AÇLIK RAKAMLARI NEYİN KILIFI?" başlıklı bir sunuma yer vermişti.

Burada aslında insanlığı çöpe attığı gıdaların bile açlık sorununu çözmeye yetecek miktarda olduğu, dolayısıyla sorunun açlık sorunu değil şişmanlık sorunu olduğuna değinildi.

İŞTE O TESPİTLERİN YAPILDIĞI METİN:

Açlık rakamları neyin kılıfı?

Belirli güç odaklarının kontrolündeki BM ve ona bağlı çalışan Dünya Tarım Örgütü, Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü verilerine güvenmek, oldukça zordur. Bu örgütlerin verilerinin nasıl çarpıtıldığı çok sayıda kaynakta örnek ve delilleriyle ortaya konulmaktadır. Her türlü manipülasyonu yapabilen bu örgütlerin açıklamalarına göre halen 1 milyar 20 milyon kişi gıdasız kaldı.
 
Tarihte ilk kez Afrika’daki aşırı kilolu insanların sayısı yetersiz beslenenlerinkinden fazla hale geldi. Yiyecek neredeyse bulamadığı için ölen insanlar dönemi kapandı ve yılda 150 milyon insan çok yemek, 50 milyon kişi ise tütün ürünü kullanmak yüzünden hayatını kaybediyor. Bugün bir insan ortalama yüzyıl önce yaşan bir kişinin tam 8 katını tüketiyor. Bütün bunlara rağmen insanlığı bekleyen en önemli sorun, yine de ‘gıda sorunu’. Sorun bu kez gıda bulamamak değil, aşırı gıda tüketmek. Fakat sorun, sadece aşırı tüketmekle de sınırlı da değil. Yediğimiz gıdaların gereksiz ve sağlıksız petro-kimya menşeli katkılardan oluşması ve özellikle de Müslüman kimseler açısında haram veya şüpheli içerikle taşıyor olması en temel sorunlardan biridir.

(Kaynak: Timeturk)