30-11-2010 11:36

Kalkan: Sabrın sonu cennettir

Kalkan, `Cehennem neticede sabretmeyenlerin durağıdır. İnsanlar, nefsin isteklerine karşı sabretmemek, Allah`ın yolunda sabırla istikrarlı durmamak, baskı ve dayatmalar karşısında sabır göstermemek gibi sebeplerle imtihanı kaybedebilmektedir. Oysa sabrın sonu cennettir. Yüce Allah`a dayanıp sabredenler cennete yol alırlar` vurgusu yaptı.

Kalkan: Sabrın sonu cennettir

İslam ve Hayat

Kur'an Nesli Kültür Merkezi'nde Ahmed Kalkan'ın sunumuyla iki haftada bir Çarşamba akşamları gerçekleştirilen "Kavram Dersleri"nde bu hafta "Sabır" ve "Tevekkül" kavramları işlendi.

Kalkan, sabrın pasiflik değil, mecburiyetten kaynaklanan katlanmanın da ötesinde zorluklara gönüllü ve ibadet bilinciyle karşı koyuş ve direniş olduğunu kaydederek, "Cehennem neticede sabretmeyenlerin durağıdır. İnsanlar, nefsin isteklerine karşı sabretmemek, Allah'ın yolunda sabırla istikrarlı durmamak, baskı ve dayatmalar karşısında sabır göstermemek gibi sebeplerle imtihanı kaybedebilmektedir. Oysa sabrın sonu cennettir. Yüce Allah'a dayanıp sabredenler cennete yol alırlar" vurgusu yaptı.

Kalkan, şöyle devam etti:

"Sabrın terim anlamı, İslâm'ın emir ve yasaklarını tatbik ederken ve imtihan özelliği olan musi-betler karşısında yılgınlık göstermeyip direnmek, cesaret ve dayanıklılık göstermek demektir. Sabır, hak yolda yaşamanın bedeli olan zorluklara göğüs germek, hedefe ulaşmak konusunda direnç, ahlâkî disiplin ve nefsi kontrol altında tutmaktır. Sabır, içine düşülen darlığın ve sıkıntının geçmesi için Allah’ın yardımını kazandırabilecek olan güzel bir davranıştır. Dayanılması zor ve insana ağır gelen sıkıntılara ancak ‘sabır ahlâkı’ sayesinde dayanılabilir. Bir hakkı savunma sabırla yapılabilir. Allah’ın emirlerini yerine getirmek, nefsin hoş gördüğü ama aklın ve dinin hoş görmediği şeylerden kaçınmak sabırla olabilir. İnsanın elinde olmadan başına gelen, karşılaşılan felâket ve sıkıntılara dayanmak, onları kolaylıkla atlatmak sabırla mümkündür. Herhangi bir konuda başarılı olmak, zor olan işlerin üstesinden gelmek ancak sabır ahlâkıyla gerçekleşir. Sabır aynı zamanda bir direniştir. Zorluğa, güçlüklere, imkânsızlıklara, darlıklara, felâketlere, sınanmalara, Allah yolunda çekilen çile ve sıkıntılara, amellerin getirdiği yüklere, nefsinin arzularına karşı bir direniştir. Sabır, pasif bir durgunluk, sessiz bir şekilde bekleme, hele hele her şeye katlanma, zillete boyun eğip râzı olma hiç değildir. Sabır aktif bir direnmedir."

"Tevekkül" kavramına da değinen Ahmed Kalkan, ıstılahi anlam olarak bu kavramın "İnsanın, kendine yüklenilen veya kendine düşen bütün görevleri yaptıktan, bütün çalışmaları yerine getirdikten ve bütün tedbirleri aldıktan sonra, işin sonucunu Allah’a bırakması, Allah’a güvenip sonuçtan endişe etmemesi" anlamına geldiğini kaydetti.

Kalkan, devamında şu vurguları yaptı:

"Şüphesiz ki ‘tevekkül’ bazılarının anladığı gibi, havadan ekmek beklemek, gayret etmeden bir başarıya ulaşmak, yerinde oturarak Allah’tan bir şey beklemek değildir. Bu anlamda Yüce Allah kimsenin ‘vekil’i değildir. Bazı kimseler, insan olarak üzerlerine düşeni yapmazlar, gerekli çabayı göstermezler, emek sarfetmezler, sonra da işlerini Allah’a havâle ederler. Tâyin ettikleri ‘vekil’in, kendilerinin tüm işlerini görmesini beklerler. İslâm’da böyle bir tevekkül inancı yoktur. Yüce Allah’a tevekkül, O’nun yardım ve desteğine güvenmedir, en uygun çalışmayı yapan, kulluk görevlerini yerine getirenlere iyi sonuç vereceğinden emin olmaktır. Kulun tevekkülü, Allah’ın o kuluna yeterli oluşunun bir sebebidir. Kur’an, mü’minleri tıpkı takvâda olduğu gibi, böyle bir tevekküle teşvik ediyor. Tevekkül, hakka tam bağlılık, azimli ve kararlılık sahibi olma unsurları ile güçlenir, yerine getirilir. Mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül ederler. Onlar sürekli olarak ‘Hasbuna’llahu ve ni’me’l-vekîl; Allah bize yeter, O ne güzel vekildir’ derler."

"Kavram Dersleri", Hicret'in yıldönümüne denk gelmesi hasebiyle, inşaallah önümüzdeki hafta Çarşamba akşamı "Hicret" kavramıyla devam edecek.

YORUMLAR
  • fikret   30-11-2010 20:00

    sa.Allah razı olsun.sitenize ve Ahmet ağabeyime sonsuz saygılarımı sunarım.Allah'ım onlar senin dinini yaymaya çalışan nadide kişiliklerdir.Allah'ım bunlara Senin dinini yaymaları için güç ve kuvvet ver.amin.

  • mehmet gündüz   30-11-2010 18:56

    Onlara Nuh'un haberini anlat. . . Hani kavmine: "Ey kavmim! Eğer konumum ve Allâh işaretleriyle sizi uyarmam size ağır geldiyse, (artık ben) Allâh'a tevekkül (hakikatimdeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman) ettim! Siz ve ortaklarınız toplanıp, ne isterseniz yapın; sonra yaptığınızdan endişe duymayın! Sonra da hiç vakit geçirmeden, hakkımdaki kararınızı uygulayın. " YUNUS 71 Allah razı olsun kalkan hocamızdan ve bizlere bu kavramları okutmada emeği geçenlerden. İnşallah uygun ortam ve zaman oluştuğunda hocamızı ve şükrü kardeşimizi de yaşadığımız yerlerde misafir edip, onların görüşlerinden istifade ederiz.

  • olcay durgun   30-11-2010 17:49

    selamun aleykum.ahmet kalkanın Kur'an Nesli Kültür Merkezi'ndeki kavram derslerine 2.katılışım gerçekten çok faydalı buldum.ALLAH ondan, merkez yetkililerinden ve emeği geçen lerden razı olsun ve gayretlerinin ecrini versin İNŞAALLAH.bizleri de içleri boşaltılmış islami kavramları hakkı ile anlayıp idrak edebilme şuuru nasib etsin ...selam ve dua ile