Faruk AKDAĞ
NEBEVİ METOD (RABBANİ SİYASET)
Bismillahirrahmanirrahîm...
Nebevi metot, devlet oluncaya kadar izlenen yol, siyaset, yöntem demektir. Aynı zamanda tüm Nebi ve Resullerinde üzerinde olduğu tevhidi tebliğ ve davet metodudur. Bu yol ve siyaset tamamen ilahi kaynaktan beslenir, bu yol ve siyasette heva, heves, nefsani arzular, mal edinme hırsı, dünyalık mevki, makam arzusu, insanlara kibirle tepeden bakmaya yarayan beşeri statüler yoktur. Bu siyaset sadece Allah’ın razı olacağı bir tebliğ, bir davet mücadelesidir. Bu mücadele de ‘ene’,’ente’,’nehnu’ yok, sadece’ ALLAH’(C.C) vardır .(bana göre, sana göre, bize göre değil Allah’a göre)ALLAH(C.C) düşüncesi vardır.DÜŞÜNCENİN MERKEZİNDE ALLAHIN OLDUĞUBİR SİYASET… YOLUNUVE YÖNTEMİNİ ALLAH’IN BELİRLEDİĞİ BİR SİYASET.
Yani İslam toplumunun devletleşme siyasetidir. Müdessir süresinin’in zar’la başlayan ayet ve sonrası, Rabbimizin, Resulüne belirlediği yol ve siyasetle ilgili ayetleridir. Rabbimizin Ona verdiği Risâlet görevini açıktan ifa etmesini n emridir. Doğru bir anlayışla bu bir ültimatomdur. Şimdi irdeleyelim;
Ültimatom 1.)’Kum fe enzir’;Kıyama kalk, kum; emir sığasıdır. İn zar et. Onları ALLAH’ a davet et. Cehennemle korkut, Cennetle müjdele, tebliğ et. Tıpkı Nuh 1.ayet teki gibi’’ Kendilerine dayanılmaz azap gelmeden onları uyar, korkut’’ Allah Resulüne de bu uyarma ve korkutma görevi veriliyor.
Ültimatom2.)’Verebbekefekebbir’;Rabbinin adını tekbir et, adını yücelt. ALLAH ‘U EQBER, sadece ALLAH’ ı büyükle bu kıyamda, bu kalkışmada sadece ALLAH a sığın ALLAH ‘ın ismini yücelt. Her kıyam tekbirle başlar. Yani eylemin merkezine ALLAH ı koy, Eylemin kalbinde ALLAH var. Düşünce de ve eylemde merkezin ALLAH olduğu bir hareket.
Ültimatom3.)’Vesiyabekefetehhir;’Elbiseni temiz tut. Bir davet, dava adamına yakışır şekilde elbisen temiz olsun. Elbise insanın mizacını belirler. Her zaman kendini ve giyeceğini temiz tut ki insanlar temizliğinle sana kulak kabartsınlar.
Ültimatom4.)’Verruczafehcur’;Her türlü fücurdan uzak dur. Yani düşünce de, akide de, ahlak ta ve amelde onların şirklerinden uzak dur. Onların putlarından, putçu düşüncelerinden, putçu amellerinden, putçu meclislerinden uzak dur. Onların şirkle alakalı işlerine bulaşma. Mekke otorite siyasetinden kendini arındır. Onların şirke dayalı siyasi otoritelerinden uzak dur.
Ültimatom5.)’Velatemnuntesteksir’;Başa kakma, yaptığın işler sadece ALLAH rızası içinolsun. Tebliğ ve davet görevini yerine getirmek için ALLAH ‘a iyilikte bulunduğunu zannetme.
Ültimatom6.)’Velirebbikefesbir’;Sabret, sadece Rabbin için sabır... Budavet vazifenin azığıdır sabır, yol arkadaşın, dayanağındır. Hata yapmamandır sabır. Allah Resulünün belki de asasıydı sabır. Onların tüm tehdit ve baskılarına rağmen direnmek ti sabır.Boykot döneminde, Taif’ te, Sevr mağarasında, Hicrette, Bedir’ de,Uhud‘da, Hendek te, Tebükte, Huneyn gününde…
Rabbimiz, Risalet’le beraber Resulüne neyi öğretiyor? DİNİN SİYASETİNİ; YANİ VAHYİN ÜZERİNE OTURTULDUĞU YOLU…
Mevcut batıl siyasetleri ret etmek mi? EVET SADECE RABBANİ OLAN SİYASETE ODAKLANMAK VE ONUN ÜZERİNDE SEBAT ETMEK..KEFA BİLLAH VE NİMEL VEKİL VE NİMEL NASİR VE NİMEL MEVLA. Diyebilmek için… Mevcut batıl siyaseti ret edip yerine Allah’ın Resulüne öğrettiği siyasete mi uymak?...EVET SADECE VE SADECE RABBANİ METOD ÜZERİNDE SABIR VE SEBAT GÖSTERMEK..Ahzab.36;’’Allah ve Peygamberi bir işe karar verdiği zaman mümin bir erkeğin ve mümin bir kadının onun üzerinde bir seçme hakkı olamaz’’Rabbimizin belirlediği yol ve siyaset üzerinde müminlerin onu değiştirmek gibi şahsi bir tasarrufları olamaz. Müminler toptan ona uymak zorundadırlar.Müzemmil.9.10.11;’’Sadece Allah’ı vekil edin. Onları güzel bir şekilde terk et. Onlara çok az bir mühlet ver. ’Yani onlarla ilişkin din hususunda değil sadece beşeri hususta olmalıdır. Onlardan kavgasız, onların şirretine, pisliğine bulaşmadan onları terk et. Sen sadece sabret. Onlara bir süreliğine kadar geçimlik veririz diyor Rabbimiz.
Kalem.9;’Arzu ederler ki sen yumuşak davranasın onlarda sana yumuşak davransınlar’ ’Rabbimiz bundanda uzak durmasını istiyor Resulünden, onların tuzağına düşme, onlara yumuşak davranma, onlardan hoşnut olma ki onlarda senden hoşnutluk beklemesinler. Yani Rabbani siyaset safların belirginleşmesini muradediyor. Müminler ve onların siyasetiyle, Mekke otorite siyasetinin ayrışması, safların netleşmesini istiyor Rabbimiz.
Fatiha.5.6.7;’yalnız sana kulluk eder yalnız senden yardım dileriz. Bizi sıratı müstakim üzerinde hidayete erdir. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna eriştir. Gazaba uğrayanların ve sapmışların yoluna değil.
Kulluk ve yardımı ,ALLAH(C.C) kendi zatına haiz kılmışken, Peki batıl siyasetten neyi umuyoruz?. Batıl siyasetin Rabbimize olan kulluğuna katkısı ne? Rabbimiz den hep daim yardım bekliyorken batıl siyasetle ne işimiz var? Bu soruları Kur ’ana muhatap, batıl siyasetten kendilerine medet umanların samimiyetle nefislerine sormaları lazım. BU AKİDEVİ MESELE DEĞİL DEYİP KENDİ HEVALARINA UYANLAR, BATILLA İŞ TUTANLAR, ZELİL BİR HALE DÜŞTÜKLERİNİ BİR BİLSELER. Şeytan onlara yaptıklarını süslü gösterince artık kalplerine ve gözlerine perde de çekilmiş oluyor.’’ Bizi sıratı müstakimüzerinde hidayete erdir ‘’Bize sadece senin yolun üzerindeki hidayet yeter demektir. PEYGAMBERLERİN, ŞEHİDLERİN, SIDDIKLARIN, SALİHLERİN yolu. Diğer tüm şirk, batıl, küfür yollarını bizden uzak tut. Bizlere vereceğin yegâne yol bu yol olsun ya RABBİ demek. Bu senin yegâne yolunu bize helal, diğerlerini haram kıl demektir.
Müslümanlar, pozisyonlarını mevcut batıl iktidarların eğilim ve söylemlerine göre belirlemesiyle, Rabbani yol ve siyasetten sapmış oluyorlar. Aceleci, sabırsız ve İktidar nimetlerinden çarçabuk faydalanma hırsı, kalplerindeki ihtiras, enaniye, riya, izzet ve şerefi batıl statülerde arama vehmi kendilerini bu batıl siyasetlerin oyuncağı haline getirmektedir…
Abese 1.2.3.4.5.6.7.8.9.10.11,;’Yüzünü ekşitti ve döndü. Çünkü ona” ama” gelmişti. Ne bilirsin belki o arınacaktı. Veya zikirden öğüt alacak, öğüt kendisine fayda verecekti. Amma müstağni olana gelince sen ona yöneliyordun. Onun arınmasından sana ne. Sana koşup gelen yok mu? O korktuğu halde sen onunla ilgilenmiyordun. Kesinlikle bu ayetler bir öğüttür.
Abese süresi Rabbimizin, "ALLAH RESULÜNÜN tüm hüsnüniyet veekâbirleriiknaıyla belki tebaayı da yanıma alırım" gibi bir düşüncesini ret edişi ve uyarışıdır. Davetin esas muhatabının arınmak isteyene olması gerektiği, müstadaf, vahye ulaşmak için çaba sarf edene, ahlakı ve fıtratını bozmamışlaraolduğu gerçeğidir. RABBİMİZ, kendini müstağni gören iktidar sahibi ekâbirlerle işin yok senin diyor. Abese suresindeki şiddetli uyarı, İlahî yol ve siyasetten birazda olsa sapabilmeeğilimine karşı Resulünü tekrar o yola sokma eylemidir. Davetin maslahatı gereğini Rabbimiz belirlemişken, biz kulların cüzi iradeyle yeni yeni maslahatlar icat etmemiz onun dininin fıtri yapısını ifsat etmekten başka bir işe yaramaz. Ve ifsat edici olmaktan da Rabbimize sığınırız. İmanımızın belirleyicisi (Müslümanlığımızı belirleyen) Kur ‘ana uzaklığımız ya da yakınlığımızdır. Kur ‘ana yakın olduğumuz oranda ALLAH RESÜLUNE yakın oluruz. ALLAH RESULÜNE yakın olduğumuz oranda Rabbimizin ona belirlediği yol ve metoda da yakın oluruz. Kur’an dan uzak olduğumuz kadar da şirke ,cahiliyeye ve onların batıl siyasetine yakın oluruz. Yani batıl ve siyasetine olan mesafemizi KİTAP VE RESULÜ ‘ne olan mesafemiz belirliyor. KİTAP VE RESUL’DEN uzaklaştıkça batıl ve onun kirli siyasetine yakın oluruz.
RABBANİ YOL VE SİYASETİN BATIL SİYASETLE KARIŞTIRILMASI, KAYNAŞTIRILMASI; AKİDENİNDE HAK VE BATILLA KARIŞTIRILMASI, KAYNAŞTIRILMASI ANLAMINA GELİR. Düşünce berrak ve net ise eylemde tabiatıyla berrak ve net olur. Al i imran.71,;’’Ey ehli kitap ,niçin hakkı batılla karıştırıyorsunuz da bile bile gerçeği gizliyorsunuz’ ’ Günümüz Darül- Nedve‘sine girmek için kıyasıya yarışanlar, bu uğurda malını, zamanını, enerjisini heder edenler için batıl siyaset ,büyük bir fitnedir. ALLAH YOLUNDA HARCANMAYAN MAL, ZAMAN VE ENERJİ ŞİRK MECLİSİNE GİRMEK İÇİN NASILDA PERVASIZCA HARCANMAKTA… İBRETVERİCİ BİR DURUM. Darul-Nedve ye hiçbir şekilde yolu düşmemiş Peygambere inat bugünün Müslimleri yırtınırcasına girmeye çalışmaktadırlar. HEY HAT… HEY HAT…Ne acı bir inanış…
NEBİ(S.A.V),Risalet’in başından refik ‘i alaya kavuşuncaya kadar onlarla akide üzerinde hiçbir eylem birlikteliğine, işbirliğine gitmemiştir. Hudeybiye sözleşmesi ise sahabenin dahi sonucunu kestiremediği, sadece RABBİMİZİN bildiği ve RESULÜNE bildirdiği bir neticeyle, İslam toplumunun lehine dönüşmüştür, Sadece 19 ay gibi bir zaman sonra onlara Mekke’ nin fethini nasip etmiştir. Tüm bunlar sadece RABBE teslimiyet, İhlas ve takvayla, sıratı müstakim üzerinde,sabırla, sebat etmekle gerçekleşmiştir. İşte yegâne yol ve siyaset budur.
Uzlaşmacı, işbirlikçi, ilke ve sabitelerinden taviz veren, demokratik batıl siyaset ve yöntemlerini tercih eden Müslüman topluluklar (Tunus’ta-NAHDA, Cezayir’de –FİS, Türkiye’de-REFAH, Bangladeş’te-CEMAAT-ÜL İSLAMİ) hüsran yaşamışlardır. RABBİMİZ kendi yol ve siyaseti dışındaki yol ve siyasetlere zafer nasip etmez. Bu KUR’ANın (Huden lilmutteqin) düşüncesini, Müslimlerin çok iyi idrak etmeleri gerekmektedir.
Şirk meclislerini Müslimlere mubah görenler… Sonra İslam bedel ister deyipyazanlar, o koca koca sakallarıyla, her tarafı ağarmış saç-başlarıyla ŞEYH SAİDİ, İSKİLİPLİ ATIF EFENDİ ‘yi yâd edenler. Hiç kendilerine bakmazlar mı ‘’İYİLİĞİ EMREDER DE KENDİNİZİ UNUTURYORMUSUNUZ? HİÇ AKLETMEZMİSİNİZ? ....
TEVBE.24;’’Deki’’Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, aşiretiniz, elinizegeçirdiğiniz mallar, zarara uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler, size ALLAH VE RESULÜN DEN ve onun yolunda cihat etmekten daha sevimli ise, artık ALLAH’IN emri gelinceye kadar bekleyin ALLAH fasıklar güruhunu hidayete erdirmez.
Son söz ÂLEMLERİN RABBI ALLAH ‘a hamd etmektir…