DÜNYA NEYE MUHTAÇ?

Halil ÇİLOĞLU

01-03-2025 12:01


Dünya siyaseti tüm ilkesizliğe ile devam ediyor. Sosyal medyanın ve haber alma imkanlarının bu kadar yaygın olduğu bir dönemde, herkesin dünyada olan biten her şeyden bu kadar haberdar olması size de biraz ürkütücü gelmiyor mu ? Dünya’nın herhangi bir yerinde kendi halinde üstelik bin bir sorun ile yaşayan milyonlarca sıradan insanlar olarak bizler, dünyayı bu kadar derinden ilgilendiren olaylar ile bu kadar iç içe yaşamamız çok acımasızca değil mi ? Hertürlü zalimlimlere zorbalıklara katliamlara anlık olarak şahidiz ve hiç etkin değiliz. Çağın en ironik bilinç seviyesizliklerinden biri de bu bence.

Güç zalimin elinde olunca mazluma dini dahi sorulmuyor. Pandemi sürecinden bu yana devam eden ve adına yeni dünya düzeni dedikleri tiyatronun son aşaması yaşanıyor Ortadoğu’da. Her türlü katliamı kendi içinde real-politik gören ülkelerin vicdansız-ahlaksız ve tüm savaş kurallarını hiçe sayan azgınlıkları ile vesayet savaşlarının neredeyse sonuna geldik. Her yüzyılda bir el değiştiren güç dengeleri yine bir değişimin sonuna yaklaştı. Bu süreçte kimler kazandı neler kazandı ilk etapta çok rengini belli etmese de kimlerin kaybettiği ZELENSKİ-TRUMP görüşmesinden sonra bana göre netleşti….

Bu sürecin yani 2001 yılında başlayan 2011 yılında suriye iç savaşı ile alevlenen ve Esed rejiminin devrilmesi, Suriye’de yeni bir hükümetin kurulması ve Rusya-Ukrayna savaşının sonlandırılması ile görünen o ki bu sürecin bana göre 2 ana kaybedeni oldu.

1. Rusya’ya güvenerek onunla hareket eden İRAN

2. ABD-AB ile hareket eden  ile UKRAYNA

Her iki ülkede,  kendini süper güç olarak gören iki ülkenin sahte gücüne sığınarak kendi bölgelerinde güç kazanacaklarını ve bölgesel bir güce dönüşeceklerini zannettiler. Ukrayna Rusya tehdidini  kullanarak  hem AB birliğine hem de NATO’ya girmenin hesaplarını yaptı. Rusya sınırlarına hatta içlerine kadar yaptığı askeri-silah yığını ile davetiye çıkardığı savaşa dünden hazır olan Rusya ile hiç ummadığı ve kimsenin de beklemediği bir uzun süre savaşmak zorunda kaldı.   Askeri kayıplar, yıkılan şehirler ve sayıları milyonu geçen mültecileri ile yenilmiş ve satılmış bir halde tek başına kaldı. Elbette Rusya’nın da ciddi kayıpları var ama benim vurgulamak istediğim şey bu iki ülke ile ilgili.

Çünkü her iki ülke de (Ukrayna-İran) Kendi öz kaynaklarını ve gücünü kullanmadan başkalarından güç devşirerek bir yerlere gelme isteğinde bulundular. Durumdan vazife çıkarmak denen bir tanım vardır.

Ukrayna; bir milyondan fazla insanını kaybetti ve eski haline dönmesi kim bilir kaç 10 yıl alacak.

İran; Suriye’de yapmadığı katliam kalmadı. Rusya’nın hava desteği ile girdikleri Suriye’de 2016’dan beri taş üstünde taş koymadılar neredeyse. Kendi Başbakanlarının ifadesi ile 35 milyar dolar harcama yaptılar savaş bütçesi olarak.

Ne için ? Irak’ta ABD ile kurduğu ittifak ile elde ettiği alan hakimiyetine benzer bir şekilde Suriye’de de alan kazanacak ve bölgede bir şekilde Şii hilali oluşturacaktı. Hiç kimsenin beklemediği bir zamanda üstelik hiç zorluk çıkarmadan neredeyse bir telefon ile bölgeden çekilmek zorunda kaldı.

Hem Ukrayna hem de İran için bence en ironik olan şey ise günün sonunda ABD ve Rusya’nın bir çok konuda Ortadoğu’da anlaşması oldu. Zaten Rusya-Ukrayna savaşının başladığı günden bu yana küresel petrol ve gaz ticaretinin yönünü takip eden her insan aslında arka tarafta nelerin döndüğünü az çok tahmin edebilirdi…

Şimdi döndük dolaştık aynı yere geldik…

Güç Zalimlerin elinde…

Zalimin sadece adı değişiyor. Rusya, Abd, Çin, İngiltere, AB… siz tamamlayın.

Mazlum olanlar, yani para-silah-medya gücü olmayanlar…Hristiyan da olsa ki Ukrayna örneğinde gördük, gözünün yaşına bakmıyorlar. Çünkü Zalimler…

Peki Dünya Neye Muhtaç ? 

Bunu nasıl ve kim çözecek ? 

Kimin daha iyi silahı varsa o hep katliam mı yapacak ? kimin daha çok bombası var ise o daha çok insan öldürecek ve insanoğlu buna izleyici mi kalacak ?

Yeryüzünde Adaleti kim sağlayacak ? Hani nerede aşk-sevgi sözcükleri, nerde insanlık nerede hümanizm, demokrasi, insan hakları, özgürlükler…

Yalan mıydı…

Öyleydi… Kocaman bir yalandı.

Şimdi Dünya; yalnızca Ortadoğu’yu değil, Dünya’yı yeniden inşa edecek bir düzene muhtaç. Zalimlerin kendi elleri ile ürettikleri ve yalnızca kendi çıkarlarını koruyan yasalara-kanunlara değil, Yerin ve Göğün yaratıcısı Alemlerin Rabbi Allah’ın yasasına kanununa muhtaç.

Şimdi Dünya; en güçlü olduğu zamanda, kendisine en büyük düşmanlık yapanlara dahil, size bugün korku yok diyecek PEYGAMBER MERHAMETİNE muhtaç…

Şimdi Dünya; Batılıların masallarından ibaret şişirilmiş spartaküslere değil, Neredeyse tüm servetini köleleri özgürleştirmeye harcayan, cömertlikte, yoksulu doyurmada, yani şahsi servetini paylaşmada dillere destan olan HZ.EBUBEKİR ŞEFKATİNE muhtaç…

Şimdi Dünya; Kendisine ait olmayan bir mumu bile kullanmaktan Allah’a sığınan, ganimet kumaşını oğlu ile paylaşan, tebaasının  aç yattığını duyunca üzüntüsünden kahrolan ve gıda çuvalını sırtında taşıyan Hz. Ömer’in ADELETİNE muhtaç….

Eğer yeryüzünde gücü elinde bulunduranlar Allah’a (cc) ve Resülüne itiat etmez ve dini Yalnızca Allah’a (cc) has kılmazlar ise;

Siyasette, ekonomide, sanatta, askeri alanda…Yani hayatın her alanında çağın gerekliliğine değil, Çağlar ötesinden gelen İlahi vahye tabi olmadıkça; Yeryüzünde bu bozgun devam edecektir.

Bugün ve yarın ve kıyamete kadar ;

Dünya İlahi düzene muhtaç…

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN