27-09-2013 06:10

`Hıristiyanlar Allah lafzını kullanabilir mi?` tartışması

Yeni Akit yazarı Serdar Demirel, Malezya`da siyasi arenada ciddi bir ayrışma konusu olan `Hıristiyanların Allah lafzını kullanması doğru mu, değil mi?` tartışmasını kaleme aldı...

`Hıristiyanlar Allah lafzını kullanabilir mi?` tartışması

Hıristiyanlar “Allah” lafzını neden kullanamaz

Serdar Demirel / Yeni Akit

azetemizin değerli yazarlarından Mustafa Özcan, geçen Pazar günü “Din değil ed-din, ilah değil Allah” başlıklı yazısında insanlığın lafz-ı celâl üzerinde birleşmeye doğru gittiği tahlilini yapmış. Bu sadette de Malezya’da son dönemde toplumu geren “Allah” lafzının Hıristiyanlar tarafından kullanılmasına karşı Müslüman önyargısını eleştirmiş. Mustafa Hoca yazısının ilgili kısımda şöyle demiş:

“Malezya Roman Katolik Kilisesi tanrı kavramı yerine Allah kavramını kullanmayı tercih etmiş lakin Malezya hükümeti tabir caizse ‘patent hakkının’ Müslümanlara ait olduğunu söyleyerek buna mani olmaya kalkışmış ve mesele yargıya taşınmış. 

Meseleye nasıl yaklaşmalıyız? Derdimiz Kur’an-ı Kerim’in ifade ettiği gibi ortak kelime değil midir? Onların tanrı yerine Allah kavramını kullanmaları bu yolda mesafe almaları anlamına gelmez mi? İslam’a bakarak kendilerini tashih etmiyorlar mı? Yoksa bizim kavramlarımızı mı çalmak istiyorlar? Onların düzelmesinden mi yoksa bozulmaktan mı korkuyoruz?”

Doğrusunu isterseniz bu mesele Malezya’da Müslümanlarla gayrimüslimleri karşılıklı bir özgüvensizliğe ittiği gibi Müslümanlar arası bir ihtilafı da beslemektedir. Son seçimlerde farklı siyasi, dinî ve etnik tarafların birbirlerini yıpratmak üzere kullandığı bir malzemeydi de. 

İçinde İslâmî parti PAS’ın da olduğu muhalefet partileri genel manada Hıristiyanların “Allah” lafzını kullanmasında bir beis görmediklerini belirtirken iktidar partisi buna karşı çıktı. İlginçtir, Malay Müslüman tabana dayanan muhalif partilerin güçlü bir tabanı ise bu meselede hükümetin duruşunu destekledi diyebiliriz.

Meseleyi semantik, sosyolojik ve teolojik açıdan ele alan kanaat önderleri olduğu gibi politik yaklaşanlar da var. 
Oysa Türkiye başta olmak üzere diğer Müslüman ülkelerde Hıristiyan ve Yahudilerin rahatlıkla Allah lafzını kullandıklarını biliyoruz. Tarih tecrübesi gereği toplum buna alışıktır. Fakat Malezya’daki bağlam farklı olduğundan tepkiler de farklı olmaktadır. Bunu görmeden olayı doğru değerlendirmek zorlaşıyor.

Hıristiyanlar Malayca İncil tercümelerinde “Tanrı” yerine “Allah” demeyi tercih ediyorlar. Aynı şekilde din adamları kiliselerde, misyonerler de her vasatta ısrarla “Tanrı” yerine “Allah” diyorlar. Malay Müslümanlarından ve hükümetten gelen tepkilere rağmen bunu bir meydan okumaya, din ve fikir hürriyeti zemininde uluslararası bir davaya da dönüştürmüş durumdalar. 
Bu ısrardan dolayı bazı kızgın kişiler birkaç kiliseyi ateşe bile verdiler. Başbakan gidip yanan bir kiliseyi ziyaret etmiş ve yeniden inşa edilmek üzere gerekli maddi yardımı kendilerine sunmuştu. Peki bu kadar ısrar niye?

Aslında bu ısrarın sebebi basit. Misyonerler Malay halkını Hıristiyanlaştırmak için epey gayret sarfediyorlar. Bu meyanda Endonezya’da çok da başarılılar. Her yıl onbinlerce insanın Hıristiyanlaştırıldığı biliniyor. Bu rakamı yüzbinlerceyle ifade edenler de var. Malezya Endonezya’daki geniş çaplı Hıristiyanlaştırma faaliyetlerinden ürkmektedir. 

Karşı çıkanlar, misyonerlerin Malay halkını “Allah” lafzını kullanarak ikna edip dinlerinden çıkardıklarını söylüyorlar. Sanki İslâm’ın Allah dediği “mutlak varlık”la Hıristiyanların Tanrı dediği varlık aynıymış gibi gösterilerek İslâmî bilgisi kıt, eğitimsiz veya az eğitimli fakir kesimleri kolayca kandırdıklarını iddia ediyorlar. 

Bir de bu ısrarla, misyonerlik faaliyetlerini kanunlarla sınırlamış hükümeti uluslararası destekle dize getirmeyi ve misyonerlik çalışmalarını iyice rahatlatmayı umuyorlar.

Hükümet ise bu meseleyi rakip siyasi partileri, özellikle de İslâmcı partileri Malay Müslümanlarının dinî kimliğini korumakta fazla hassas davranmamak hususunda bir itham aracı olarak kullanmaktadır. 

Muhalefet de, hem ülkedeki gayrimüslim hem de meselede taraf olan uluslararası desteği yanına almak ve hükümeti yalnızlaştırmak temelinde bir tavır sergilemektedir. Bunu en iyi yapan da muhalif lider Enver İbrahim’dir. 

Bu da bizim için çok anlamsız olan bir tartışmanın Malezya bağlamında farklı muhtevaya sahip olduğunu göstermektedir. 

YORUMLAR
  • İslam ve Hayat   29-09-2013 13:04

    Değerli Muradi kardeşimiz, şu nüansı unutmamak lazım: Hıristiyan misyonerlerinin bugün "Allah" lafzını kullanması inançlarının doğal bir neticersi değil, Müslümanları yanıltmak ve istismar amaçlı. Mekke müşrikleri ise inandıkları yaratıcıyı İbrahimi gelenek icabı Allah olarak biliyor ve öylece kabulleniyorlardı. Ancak tabii Allah'ı gereği gibi takdir etmekten uzaktılar ve şirk içerisinde bulunuyorlardı. Dolayısıyla vahiy onlara Yüce Allah hakkında doğru bilgi ve inanca yönelme çağrısı yapıyordu.

  • Muradi   28-09-2013 23:07

    Mekke müşrikleri de Allah lafzını kullanırken hiçbir zaman onların bu ismi kullanmaları vahiy tarafından yasaklanmamıştır. İnsanların çoğu Allaha şirk koşarken bunların içinde Allah diyerek de şirk koşanların(müslümanım diyenlerin) oranı hayli yüksektir. Dolayısıyla Allah lafzını şirk koşanların kullanmamaları gerekir diye bir tartışma baştan sona saçmalıktır.

  • İslam ve Hayat   27-09-2013 06:52

    Bizce kullanamazlar, kullanmamalıdırlar. Çünkü onların inandığı ve teslis inancıyla kurguladıkları tanrı, asla Kur'an'ın bize tanıttığı Âlemlerin Rabbi Yüce Allah değildir. Dolayısıyla bu batıl tanrı inancını Allah lafzını kullanarak ifade etmeleri yanıltıcıdır, istismar amaçlıdır.