"SURİYELİ MUHALİFLER"İN ANTALYA KONFERANSI
Antalya'da 1-3 Haziran tarihleri arasında 3 gün süren ve çoğunluğunu Suriyeli 300 muhaliflerin oluşturduğu 'Değişim İçin Suriye Konferansı' yapıldı. Konferansta, Suriye dışında yaşayan muhalifleri temsil edecek ve seslerini dünyaya duyuracak 31 kişilik danışma komitesi oluşturuldu.
Konferansın ardından üç komite üyesi basın toplantısı düzenledi. Konferansın başarılı geçtiğini ve ilk kez bu kadar geniş katılım sağlandığını ifade eden üyeler, sonuç deklarasyonunun 7 maddeden oluştuğunu duyurdu.
Konferansın en önemli hedefinin, Suriye'deki devrimi desteklemek ve deklarasyonda Suriye halkının isteklerini dile getirmek olduğu açıklanmıştır. Açıklanan deklarasyonda, Suriye lideri Beşar Esed'in istifa ederek yetkilerini yardımcısına devretmesi ve başkan yardımcısının da, görevi devraldıktan sonra 15 gün içinde yeni meclisi oluşturarak 1 yıl içinde demokratik bir seçim gerçekleştirmesi gerektiği belirtilmiştir.Bu temel isteğin gerçekleşmemesi halinde devrimin devam edeceği vurgulanmış, 4 esasa vurgu yapılmıştır. Bunlar; toprak birliği, dış ülkelerin askeri müdahalelerinin reddedilmesi, barışçıl şekilde devrimin devam etmesi, milli birliği oluşturan unsurların korunması olarak sıralanmıştır.
Yasama, yürütme, yargı ayrılığına dayalı, sivil ve demokratik bir toplum oluşturulması, ekonominin canlandırılmasına çalışılması, bilimsel araştırmaların desteklenerek Suriye'nin gelişmesi arzusuna da değinilmiştir. Ayrıca, Arap Birliği, İslam Konferansı ve uluslararası toplum nezdinde Suriye halkının meşru isteklerinin duyurulması ve Suriye halkının halkına destek olunması yönünde çalışılması kararlaştırılmıştır.
Bu toplantı ve olası gelişmeleri şöyle yorumlamak mümkündür. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 02.06.2011’de katıldığı bir TV programında "İki gün önce tekrar aradım. “Bakın, ben size bir kardeş olarak bir şey söylüyorum, gelin cesurca bir adım atın... Gelin şu siyasi tutukluları bırakın, bu sizi çok rahatlatacak.” Ben bunu dedim, hamdolsun iki gün geçti, genel af ilan etti... Yarın kendisini arayıp teşekkür edeceğim. Siyasi tutukluların bırakılması çok çok önemliydi.'' şeklinde konuşmuştu.
Ardından da önceden planlanmış olan söz konusu “Suriye Muhalifleri” toplantısı düzenlenmiş oldu. Her ne kadar geniş katılımdan söz edilse de, bu çevreler demokratik bir değişim taraftarı olan kesimlerdir. Katil Beşşar’ın döktüğü pak Müslüman kanları üzerinden kendilerince demokratik bir perspektif sunma gayreti içindedirler.
Bir yandan Erdoğan’ın telefonla arayarak, Esad’a siyasi af gibi telkinlerde bulunurken diğer yandan da söz konusu toplantıya Türkiye olarak ev sahipliği yapılmıştır. Suriye'nin geleceği hakkında Türkiye'nin bakışı, bu muhalif olarak öne çıkarılan kesimler üzerinden, dile getirilmiştir.
Bu da Konferansın amacının demokratik değişim gerçekleştirilinceye kadar konferansa katılan çevrelerin organize edilmesi, demokratik kültüre göre bu çevrelerin şekillendirilmesi olduğunu ele vermektedir. Ancak Beşşar sonrası dönem için bu çevrelerin hazırlanması için zaman kazanılması gerekmektedir.
Türkiye bu hazırlık için yoğun çaba sarf etmektedir. Türkiye'nin Beşşar'ın sözde reformlarını desteklemesi bu çevrelerin şekillendirilmesi için zaman kazanılmasına yöneliktir. Böylece, demokratik hedeflere göre dizayn edilmiş “meşru muhalefet” kesimler eliyle, Mısır’da olduğu gibi kontrollü bir geçiş süreci tasarlanmaktadır.