`Tek Türkiye` dizisi neye hizmet ediyor?
Nasuhi Güngör, Samanyolu Tv`de yayınlanan `Tek Türkiye` adlı dizi çerçevesinde Gülen cemaatinin içerisine düştüğü çelişkiyi kaleme aldı: `Kışkırtıcı ve aşağılayıcı bir üslupla, köhne bir sağcılığın tezlerini ekrana taşıyan bu dizinin, hangi akla hizmet ettiğini anlamak gerçekten zor.`
Gülen Cemaati, Kürt Sorunu ve ‘Tek Türkiye’
Ülke gündemindeki tartışmalar arasında önemli bir gelişme kaynayıp gitti.
5-8 Temmuz tarihleri arasında ‘Kürt Sorunu’ ana başlığı altında geniş katılımlı bir toplantı düzenleyen Abant Platformu, bu kez toplantıya katılanları Diyarbakır’da bir araya getirmeyi planladı. 13 Eylül’de Diyarbakır Ticaret Odası misafirlere bir iftar yemeği verecek, ayrıca gece boyunca da Temmuz’daki toplantının sonuç metni tartışılacaktı.
Hazırlıklar yapıldı, İstanbul ve Ankara’dan gelecek misafirlerin uçak biletleri alındı. Ancak toplantıya bir gün kala platformdan gelen açıklamada, ‘güvenlik gerekçesiyle programın iptal edildiği’ duyuruldu. Meselenin özeti; PKK tarafından ‘iletilen’ tehditlerdi.
İşin daha ilginç yanı, ‘Kürt Sorunu’ başlıklı ana toplantının da önce Diyarbakır’da yapılması planlanmış, ancak yine iptal edilmiş ve Temmuz ayında Abant’ta gerçekleştirilmişti.
***
Bu arada sözkonusu tehdidin pek de sıradan olmadığını anlamak için Diyarbakır Demokratik Halk İnisiyatifi adına (yani PKK adına) yapılan açıklamadan kısa bir alıntı yapalım:
‘Hiçbir onurlu Kürt’ün, Abant Platformu benzeri tartışmalara katılmaması gerektiğini bir kez daha belirtiyoruz. Bunu organize eden kesimleri de uyarıyoruz ve Diyarbakır’a gelmemeleri gerektiğini hatırlatıyoruz. Tersi bir durumda her türlü meşru eylem hakkını Kürtler geliştirecektir.’
***
Bu gelişme, bölgeyi yakın takip edenler için şaşırtıcı değil. Muhtemelen 2009 yerel seçimleri yaklaştıkça bölgenin tansiyonu daha yükselecek; PKK ve onun parantezinde yer alan güçler, varlıklarını sürdürebilmek için benzeri yöntemlere başvuracaklar.
Ancak daha önce Türkiye dışında, Brüksel’de, Kahire’de, Washington’da toplantılar yapan Abant Platformu’nun Diyarbakır’a girememesi üzerinde durmak gerekiyor.
***
Abant Platformu, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı bünyesinde faaliyet gösteriyor. Vakfın Fethullah Gülen’e yakınlığı da malum. Bu arada Gülen Cemaati’nin geçen yıl Kurban Bayramı’nda Güneydoğu’da geniş çaplı bir yardım organizasyonu gerçekleştirdiğini, yine aynı grubun Güneydoğu’da çok sayıda okul açtığını da not edelim.
Temmuz toplantısı, farklı kesimlerden çok sayıda yazar ve aydını bir araya getirdi. Zaman zaman tansiyonu yükselse de, oldukça iddialı bir sonuç bildirisiyle tamamlandı.
Ancak şu gerçeği de unutmayalım. Farklı çevrelerden katılım sağlansa da, Abant Platformu’nun attığı adımlar, Gülen Cemaati’yle birlikte değerlendiriliyor.
Cemaatin Kürt sorununa yönelik geliştirdiği ilginin, gün geçtikçe arttığını rahatça söyleyebiliriz. Üstelik bu ilgi, Kuzey Irak’a açılan çok sayıda Türk okuluyla birlikte sınırın ötesine geçmiş durumda.
Bu ilginin, sorunun çözümüne ne kadar ve hangi yönde katkı sağlayacağı hususunda platformun çalışmaları hiç kuşkusuz umut verici. Meseleyi en uç sınırlarda tartışan, bunun için pekçok tehdidi ve riski göze alan bir gayret var ortada.
Ama bir o kadar can sıkıcı işler de var. Bunları değerlendirmeden resmin tamamını görmek zor.
Mesela, geçen yıl itibarıyla Samanyolu Televizyonu’nda yayına giren ve ‘Tek Türkiye’ adıyla izlenme rekorları kıran diziye ne demeli?
Kışkırtıcı ve aşağılayıcı bir üslupla, köhne bir sağcılığın tezlerini ekrana taşıyan bu dizinin, hangi akla hizmet ettiğini anlamak gerçekten zor.
Acaba Abant toplantısında ‘Tek Türkiye’nin herhangi bir bölümü seyredilseydi, katılımcıların tepkisi nasıl olurdu?
Bu önemli çelişkiyi tartışmalıyız.
(Nasuhi Güngör / Star)-
kürt 12-10-2008 01:09
diziyi seyredenler bilir benim gördügüm kadarıyla bu ülkede yaşayan insanların kardeş oldugu ve pkk nın hain yüzü eger bu dizidende farklı yorumlar cıkartılıyorsa tv leri çöpe atmalıyız yada birileri cıkıp bizlere tv seyretmesini ögretmeli tşk
-
Güneydoğu 04-10-2008 17:27
STV'de yayımlanan 'Tek Türkiye' televizyon dizisi ile ilgili olarak bir vesileyle Zaman Gazetesi'inde sayın Ali Bulaç'ın o dizileri gayet haklı olarak eleştiren bir yazısı yayımlanmıştı. Yazısında Ali Bulaç haklı olmakla birlikte yazı yazdığı gazetenin öyle bir forum gazetesi olmadığını, bilakis geleneksel , tevhidi özü kavrayamamış, yer yer saltanatçı ve özüitibarıylada faydacıİslami değerleri savunan, Türklükten yola çıkarakta milliyetçi ve sisteme yanaşma açısından da muhafazakar ve son raddede de diyalogcu bir kesimin gazetesiydi. Bunu sayın Ali Bulaç'ta biliyordur. Amai, ne casaret ki, adı geçen o gazetede bu tür dizileri eleştiri konusu yaptı. Bizde hakka şahitlik bağlamında Haksözhaber.net sitesinde alıntı yapılan yazısına 'Güneydoğu' müstearıyla üç(3) adet yorum yazdık. Yorumlarda geçmişyen günümüze bir Ali Bulaç profili çıkarmaya çalıştık ve bazı konuları sorgulama yoluna gittik, bir hayli haklı olarak! Arzu edenler o yorumlara bakabilirler adı geçen sitede. Bu yazı vesilesiyle de şunları demek isteriz; Abant Platformu'na gerek katılımcı olarak ve gerekse de dinleyici olarak katılan bir çok arkadaşı yıllardan beridir tanıyoruz. Tek kelimeyle söylemek gerekirse o dizilerdeki dili haklı olarak pek te hezzetmeyen bir anlayışın savunucularıdırlar. Ama nedense bu dizilerin diline yönelik bir eleştirileri varit olmadı. Yasa bizler göremedik! Yoksa ynılıyor muyuz veya arada bilemeyeceğimiz başka başka gerekkçeler mi var? Bilmek isteriz. Saygılar...
-
Ziyahan ALBENİZ 02-10-2008 17:41
Yerinde ve haklı bir tespit. Acaba Abant Tartışmalarında o dizinin herhangi bir bölümü izlense, katılımcıların tavırları ne olurdu? Bol keseden demokratlık yapanların, bu tür çelişkileri yüksek sesle dillendirilmeli ve neye hizmet ettikleri tartışılmalıdır. İnananların kürt meselesine bakışları, Kur'ani olmalı. Oligarşiye şirin gözütmek adına, şovenist söylemler tercih edilmemeli. Selam.