22-06-2011 06:46

30 bin Suriyeli, Beşşar gitmeden dönmek istemiyor

Baas rejiminin medya propagandasını çok iyi kullandığını ve insanlara salınan korkunun çok güçlü olduğuna şahit oluyoruz. “Ne zaman geri döneceksiniz?” sorusuna verilen cevaplar Suriye’nin geleceğini çok net anlatıyor. Beşşar Esat ailesi gitmeden asla! Biz o aileye nasıl güvenebiliriz ki, on bir yıldır tüm dünyayı kandırdı.

30 bin Suriyeli, Beşşar gitmeden dönmek istemiyor
Cisr Eş Şuğur kasabasına yapılan saldırıdan sonra Türkiye sınırına yığılan mülteci sayısı 30 bine ulaştı. Antakya’nın Güveççi köyünden giriş yapan Suriyelilerin sayısı 13 bini bulurken Suriye topraklarında, sınırımızın karşısında Harap, Covez ve diğer köylerde yaklaşık 17 bin insan çaresizce bekliyor.
 
Gelenlerin çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturuyor. Sınırın bu yakasındaki Altınözü, Yayladağı ve Reyhanlı’da oluşturulan kamplarda rahat bir nefes alan Suriyeli mülteciler; geride bıraktıkları eşleri, yakınları, evleri ve barklarını merak ediyorlar, sınırın diğer yakasında gergin ve çaresizce bekleyiş devam ediyor.
 
Suriye toprakları nda tam bir trajedi yaşanmakta. Hamile kadınlar ve çocuklar kendilerine el yordamı ile yaptıkları  barınaklarda kalıyorlar. En büyük sorunları, sağlıklı içme suyu. İshal en çok çocukları etkiliyor. Dere suyu ve hijyenik olmayan ortamdan etkilenen iki çocuk bir gün önce hayatını kaybetti. Sınır köyündeki sakinler karşı tarafa ekmek ve su atıyorlar. Gıda sorunu had safhada.
 
Cuma günü Bdama kasabasının askerler tarafından kuşatılması ile birlikte buradaki fırınların kapatılması sonucunda artık sınıra yığılmış insanlara ekmek yolu da kapandı. Sınırın karşı tarafında yığılmış bekleyen yaklaşık 17 bin insanın dramı içler acısı. Sınırımıza yakın kasaba ve köyler kuşatıldıkça mülteci sayısı daha da artıyor. İnsanlar evlerinden can havli ile çıkmışlar, yanlarına ne bir battaniye ne de bir elbise alabilmişler.
 
Korku ve öfkeleri had safhada. Kiminle konuşsanız aynı şeyleri anlatıyor. Asker ve polislerin kasaba ve köylere ağır silahlarla girmeleri, gece tutuklamalar yaparak insanları bilinmeyen yerlere götürmeleri, köylerin ve arazilerin yakılması ve işkenceye uğramış insanların gergin ve dalgın bekleyişlerine şahit oluyoruz.
 
Baas rejiminin medya propagandasını çok iyi kullandığını ve insanlara salınan korkunun çok güçlü olduğuna şahit oluyoruz. “Ne zaman geri döneceksiniz?” sorusuna verilen cevaplar Suriye’nin geleceğini çok net anlatıyor. Beşşar Esat ailesi gitmeden asla! Biz o aileye nasıl güvenebiliriz ki, on bir yıldır tüm dünyayı kandırdı. Üç ay evvel Şam’da söz vermişti, ne değişti hiçbir şey.
 
Baas ailesini ve estirdiği terör havasını sadece Suriye içinde yaşayanlar bilir. Biz Suriyeliler olarak Esatlar gitmeden kesinlikle geriye dönmeyiz. Çünkü akıbetimizin ne olacağını bilmiyoruz. Tutuklu binlerce insanımız var, ölen insanlarımız, sakat ve yaralılarımız var, bunlar ne olacak?
 
Kırk yıllık korku devleri bizi bıktırdı, her gün ölüyorduk. Bu bizim son şansımız. Esat’ın neyine güvenip dönelim, hangi garanti ile dönelim? Dört aydır ne haldeyiz? Dünya ne Suriye’ye girebiliyor, ne de akan kana dur diyen var. Biz asla Türkiye’den geri dönmeyiz. Evet, sınırın bu tarafı da öte tarafı da aynı şeyi söylüyor.
 
Beşşar’ın tek kurtuluş şansı, siyasi yasakların kalkması, Müslüman kardeşlerin ve yasaklı tüm siyasilerin  ülkeye geri dönmesi,yeni bir anayasa, özgür seçimlerle yeni bir Suriye’nin kurulması kararının alınıp uygulanması ile olacaktır. Beşşar’ın kendi Baasçı yandaşları ile yapacağı reform kararları ve bu günkü mevcut asker polis ve istihbarat kurumları ile yola devam etmesi yeni bir oyalama taktiğinden öte gitmeyecektir.
 
Beşşar canı yanan halkı tatmin edecek  bedeli ödemelidir, aksi takdirde bu yangın her geçen gün daha da büyüyecek gibi görünüyor.kendi asker ve özel milislerinin yaptığı katliamları halkın üzerine atarak dünyayı aldatmaya çalışıyor.
 
4 aydır Suriye halkı asla silaha bulaşmadı ve bulaşmayacak, bu halkı tahrik etmek için her türlü provokasyonlara başvurmasına rağmen başarılı olamamıştır. Suriye halkı  kararlı görünüyor. Beşşar'ın reform hikayelerine asla inanmadıklarını ifade ediyorlar. 
 
(Osman Atalay / Timeturk)
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !