Mehmed DURMUŞ
AHMED KALKAN HOCA ALLAH'A EMANET
İslam’ın güzelliklerinden bazılarını da ölüm bağlamında yaşarız. Hiçbir Müslüman ölümü bir yok oluş olarak algılamaz. Bir müminin vefat ettiği haberini aldığımızda ilk tepkimiz “innâ lillah ve innâ ileyhi râciûn” ayetini okumak olur: Allah’a aitiz ve yine O’na döneceğiz ya da, Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz. Kitabımızdan aldığımız bu cümle, ahirete yolcu ettiğimiz kardeşimizle aramızda son iletişim gibidir aynı zamanda. Yolcu ahirete açılan, dünyaya kapanan kapıyı bize doğru kapatıp içeri süzülürken, bu ayeti terennüm etmemize kulak veriyor da, gülümsüyor gibi bir hisse kapılırız.
Ahmed Hoca da böyle, gülümseyen yüzle ebedî aleme olan yolculuğunu tamamladı.
Ahmed Kalkan Hocanın ardından yazılanlara baktığımız zaman, gayet güzel bir şahitliğin ortaya çıktığını görmekteyiz. Bu şahitlikte para, servet, bölüşülemeyecek bir tereke, şirketin hisseleri gibi sözcüklere rastlanmamaktadır. Bunun yerine taziye içerikli bütün yazılanlarda tevhid, mücadele, sebat, kararlılık, adanmışlık, ilim gibi kelimeler bolca zikredilmekteydi.
Ahmed Kalkan Hocanın oldukça mütevazi hayatını İslam davası uğrunda geçirdiğine hemen herkes tanıklık etmektedir. Her geçen zaman, İslam davasının güzel örnekliğini daha belirgin şekilde temsil edecek güzel hayatlara olan ihtiyacımızı daha da hissettirmektedir. Hayatını bütünüyle Allah’a adayan, Allah’ın “oyun ve eğlence” dediği harcı alem işler herkesin kârıdır. Önemli olan, İslam davasının bin dört yüz sene geride kalmadığını, dünyanın sonuna kadar bu davanın eskimeyeceğini, güncelliğini yitirmeyeceğini ümmeti Muhammed’e ve diğer ümmetlere gösterecek erlerin bulunmasıdır.
Dünyada eşi benzeri bulunmayan bir futbolcu, eşi benzeri olmayan bir müzisyen, ressam, sinema oyuncusu vb. olunabilir. Servet-samanda dünya rekorunu elinde tutabilir bir insan. Bunların hepsi “oyun-eğlence” kapsamındadır. Sadece Allah davası kalıcı/halidî bir davadır.
Lâ ilahe illallah davası zor bir davadır, bedeller istemektedir. Ökçesi üzerine geri dönenlerden olmamayı, bütün dünya aksini iddia etse de, iman ettiği değerlerin tek doğru yol olduğuna olan inancının sarsılmamasını gerekli kılmaktadır.
Ahmed Kalkan Hocanın bu inanç, azim ve kararlılıkla son nefesini verdiğini, Allah davasının bir eri olarak hayatını tamamladığını düşünüyoruz. Umarız ki her mümin gibi onun ölümü de ‘dirilere’ uyarıcı etkiler yapar. Umarız ki biz Müslümanlarda, birbirimizin kıymetini bilmek için ölümü beklemek gerekmediği düşüncesinin yaşam biçimine dönüşmesini sağlar.
Allah’a aitiz, Allah’a döneceğiz. Allah ne güzel Mevla ne güzel yardımcıdır.