29-09-2013 08:57

Aksa İntifadası yıldönümünde Mescidi Aksa

İslâm’ın ilk kıblesi, harem mescitlerin üçüncüsü ve ümmetin onuru olan bu mabede karşı hazırlanan tuzağı vaktinde görmek ve Aksa İntifadası’nı harekete geçiren duyarlılığı, bilinci tüm İslâm âlemine yaymak gerekir.

Aksa İntifadası yıldönümünde Mescidi Aksa

Aksa İntifadası yıldönümünde Mescidi Aksa

Ahmet Varol / Yeni Akit

Bugün Aksa İntifadası’nın başlamasının 13. yıl dönümü. Bu intifada siyonist işgalcilerin Mescidi Aksa’yı ortadan kaldırma veya kademeli bir şekilde yahudi mabedine dönüştürme amacıyla başlatmak istedikleri atağa Kudüs ve Filistin’in genelinde Müslüman halkın tepki göstermesiyle patlak vermişti. O zaman siyonistlerin siyasi mekanizmasında muhalefetin başını çeken Ariel Şaron’un 28 Eylül 2000’de Mescidi Aksa’ya baskın düzenlemeye kalkışması üzerine olaylar patlak vermişti. 

Şaron bu planını aynı zamanda iktidarı ele geçirme atağının bir aracı olarak kullanmak istiyordu. Filistin halkının kararlı tepkisi hesaplarını bozduysa da ırkçı ve siyonist söylemleriyle yine iktidarı almayı başardı. 
Aksa İntifadası’nın kıvılcımını çakan olay dediğimiz gibi Mescidi Aksa’yı hedef alan sinsi girişimdi. Bu kutsal mabede sahip çıkma amacıyla başlatılan kitlesel mücadelenin on üçüncü yıl dönümünde biz de Mescidi Aksa’nın özellikle son dönemde karşı karşıya olduğu durum ve tehlike üzerinde durmak istiyoruz. 
Son dönemde İslam dünyasının dikkatlerinin bilhassa Suriye ve Mısır üzerine yoğunlaşması sebebiyle Filistin’deki gelişmelerin büyük ölçüde gölgede kalmasından istifade etmeye çalışan siyonist işgal güçlerinin Mescidi Aksa’yı tehlikeye sokan ataklarının ve Kudüs’teki yahudileştirme faaliyetlerinin arttığı görülüyor. 
Bilindiği üzere işgal yönetimi daha önce Mescidi Aksa’nın altına tüneller kazma işine ağırlık veriyordu. Başlangıçta bu işi gizli yapıyordu. Muhtemelen tünellerin mabedin kendiliğinden yıkılmasına neden olacağı beklentisi içindeydi. Ama Şeyh Raid Salah’ın öncülük ettiği bazı faaliyetlerle tüneller tespit edildi ve görüntüleri alınarak İslâm dünyası uyarıldı. Açığa çıkarılması üzerine işgalci önce şehrin iki kanadı arasında yer altından ulaşım bağlantısı kurma planı olduğunu söyledi. Ama böyle bir iddia inandırıcı olmaktan çok uzaktı. Çünkü o bölgede böyle bir bağlantıya ihtiyaç olmadığı gibi işgal yönetiminin Filistinlilerin yoğun olduğu bölgelere altyapı hizmetlerini çok kısıtlı miktarlarda götürdüğü çok iyi biliniyordu. 

Daha sonra arkeolojik kazı yaptığı iddiasına sığınmaya çalıştı. Ama bu da gerçekçi olmadığı gibi bulunması ihtimali neredeyse sıfır düzeyinde olan bir kalıntının ortaya çıkarılacağı iddiasıyla var olan bir tarihi mirası tehlikeye sokma işleminin onaylanamayacağı ortadadır. 
Son dönemde bu kutsal mabedi hedef alan stratejide bir farklılaşma olduğu anlaşılıyor. Yahudi gruplar tarafından sistemli bir şekilde ve gündelik baskınlar düzenleniyor. Bu baskınlara Müslüman ahali tarafından karşı konulmasına engel olunması için yahudi gruplar silahlı güvenlik güçleri tarafından sıkı korumaya alınıyor. Onlar bazen içeride dolaşıyor, Mescid’in her tarafını kirletmeye çalışıyor; içerideki cemaati veya ilim halkalarını rahatsız ediyorlar. Bazen bir köşesine toplanıp yahudi geleneklerine göre ayinler düzenliyorlar. Hatta geçtiğimiz günlerde yahudi yıl başıyla ilgili ayinlerin Mescidi Aksa’da serbestçe icra edilmesine fırsat verilmesi amacıyla bazı vakitlerde Müslümanlara tamamen kapatıldı. Girişlerinin engellenmesi için etrafı asker kuşatmasına alındı. 

Bu stratejinin amacı Batı Yaka’nın el-Halil şehrinde bulunan Hz. İbrahim Camisi’ne oynanan oyunun Mescidi Aksa’ya oynanması için gerekçeleri oluşturmak ve etkin hale getirmektir. Bundan birkaç ay önce işgal devleti parlamentosu Knesset’te Mescidi Aksa’nın Müslümanlarla yahudiler arasında zaman veya mekân yönünden paylaştırılmasını isteyen bir tasarı sunulmuştu. Zaman yönünden paylaştırılması durumunda günün belli vakitlerinde sadece yahudilere diğer vakitlerinde de sadece Müslümanlara açılması, mekan yönünden paylaştırılması durumunda da Kıble Camisi’yle Kubbetu’s-Sahra’nın Müslümanlara diğer bölümlerinin yahudilere tahsis edilmesi isteniyor. 

İslâm’ın ilk kıblesi, harem mescitlerin üçüncüsü ve ümmetin onuru olan bu mabede karşı hazırlanan tuzağı vaktinde görmek ve Aksa İntifadası’nı harekete geçiren duyarlılığı, bilinci tüm İslâm âlemine yaymak gerekir.

Plan hakkında ayrıntılı bilgiyi Mirasımız Derneği’nin dergisine yazdığımız ve kişisel web sitemizde de (vahdet.info.tr) yayınlanan “Mescidi Aksa’ya Paylaştırma Tuzağı” başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !