23-11-2011 07:06

Askeri Konsey Başkanı Tantavi, Tahrir`i ikna edemedi

Mısır`da hafta sonunda başlayan protestoların hedefindeki askeri konseyin başı Hüseyin Tantavi, halka seslendi ancak Tahrir Meydanı`ndakiler tarafından ciddiye alınmadı.

Askeri Konsey Başkanı Tantavi, Tahrir`i ikna edemedi

Mısır'da cumartesi günü başlayan şiddet olaylarının ardından bugün Mısır devlet televizyonundan halka hitap eden iktidardaki Yüksek Askeri Konsey'in Başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi, iktidarda kalma niyetlerinin hiçbir zaman olmadığını söyledi.

Halkın hemen istemesi halinde ordunun kışlalarına geri dönebileceğini belirten Tantavi, bu konuda yapılacak halk oylamasına açık olduklarını ve bu anlamda bir tereddütlerinin bulunmadığını kaydetti.

25 Ocak'tan itibaren halkın talebi olan demokrasiden geri dönüşün olmayacağının altını çizen Tantavi, silahlı kuvvetlerin hiçbir zaman meşru otorite olamayacağını görüşünü yineledi.

MUHALEFET TATMİN OLMADI

Tantavi'nin açıklamaları, Tahrir Meydanı'nda bekleyen on binlerce muhalif tarafından ciddi bulunmadı.

Askeri yönetim gitmeden Tahrir'den ayrılmayacaklarını belirten muhalifler ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar da geçen cuma gününden beri aralıksız devam ediyor.

Yarı resmi El Ahram Gazetesi'nin haberine göre Tahrir'deki hareketin liderleri, Yüksek Askeri Konsey istifa edene kadar Tahrir Meydanı'ndan çekilmek gibi bir hata yapmayacaklarını ifade etti.

El Ghad (Yarın) Partisi Lideri Eymen El Nur da askeri konseyin kararlarının protestoları sona erdirmeyeceğini öne sürdü.

Mısır'da çoğunluğunu sol, liberal ve laik partilerin oluşturduğu gruplar, ülkede iktidarda olan Yüksek Askeri Konsey'in görevini bir an önce sivillere devretmesini istiyordu. Gruplar, yapılacak yeni anayasada askerin meşru koruyucu olarak gösterilmesine karşı çıkarak ülke genelinde gösterilere başlamıştı.

Mısır'da güvenlik güçleri ile protestocular arasındaki çatışmaların Kahire, İskenderiye, Süveyş ve İsmailiye'de yoğunlaşarak devam ettiği bildiriliyor.

(Kaynak: Dünya Bülteni)

YORUMLAR
  • HUSEYIN SASMAZ   22-12-2011 14:46

    Amerikan Büyükelçiliği Kahire'deki ‘Dostlarını' İslamcıların Seçimi Kazanmasını Değerlendirmek Üzere Acil Bir Toplantıya Çağırıyor Haber: Cumartesi günü 3/12/2011 tarihinde ‘'El- Mısrıyyun'' gazetesi Amerikan Büyükelçiliğinin Kahire'deki ‘Dostlarını' islamcıların seçimi kazanmasını değerlendirmek üzere acil bir toplantıya çağırdı. Bu Büyükelçilik ‘Müslüman kardeşler' ve 'Selefi ittifakı'nın seçimi ezici güçle kazanmasını liberal güçleri ve ‘Kahire'deki elçiliğin dostları' adlandırılan çevreyle değerlendirmek üzere acil bir toplantıya çağırdığını da yayınladı. Yorum: Başta Mısır olmak üzere devrimlerin cereyan ettiği İslam alemindeki İslam'ın uygulanmasına ilişkin ümmetin tevecühünden dolayı Amerika'nın duyduğu kaygı; kendisinin Mısır üzerindeki egemenliğinin devam etmesi için bu tür ani durumlara karşı nasıl davranacağı hususunda ‘Acil durumlar odası'nı oluşturmasına sevk etmiştir. İşte bundan dolayı Amerikan genel kurmay başkanı Maik Mulen, devrimleri saptırma ve kontrolden sorumlu organizatör William Taylor ve Kahire'deki Amerikan Büyükelçisi mikuk ziyaretleri gerçekleştirerek askeri konsey, El-ezher şeyhi ve devlet adamlarıyla görüştüler. Bütün bunlar askeri konseyin kendisine çizilen plana göre hareket ettiğinden emin olmak içindir. Milletvekili seçimlerinin ilk sonuçlarına göre İslami hareketler ve partilerin bariz bir şekilde öne geçtiğini görünce, bu partiler Amerika'ya sivil ve demokrat bir devlet istediğini, Şeriat'ı tatbik etmeyip komuoyunu islamileştirmek istemediğini ve genel hürriyetleri ve çoğunluk ilkesine saygı duyacağını bildirerek tazminat verdiği halde Amerikanın duyduğu kaygılar daha da artmıştır. Oysa Batı esasen Avrupa'da ve Amerika'da Müslümanlara karşı bu değerlere saygı duymamıştır. Şimdi biz soruyoruz: Müslüman Mısır halkı hakkında entrika ve desiseler çevirmekte olan Allah'ın ve ümmetin düşmanına ortak olan Amerikan Büyükelçisinin yakın dostları kimmiş? Bunlar Allah yolundan insanları saptırmak için Amerikan Büyükelçiliğinin maddi desteğini alan ve çığırtkanlık yapan anormal kimseler değil mi? Mısır halkı arasında fitne yayan kimseler değil mi? Sivil, laik, demokrat ve liberal devlete çağıran kimseler değil mi? İslam beldesi olan Mısır'da Allah'ın Şeriat'ını uygulamak istemeyen kimseler değil mi? Acaba seçimleri kazanan islami partiler; kendi dinleri olan İslam'den tamamen soyutlamak için Amerika'nın Allah'ın Şeriatı'nın Müslümanlar üzerine tatbik edilmesini engellediği gibi İslam ve Müslümanlar hakkında neler planladığını idrak edecekler mi? Yine bu partiler; Allah'ın Müslümanlar üzerine farz kıldığı İslami hilafet devleti aracılığıyla tatbik edilmek üzere İslam'ın iktidara gelmesi ile Allah-u Teala'yı öfkelendirecek ve insanları zillete, zulme, fakirliğe ve aşağılığa mahkum edecek beşeri sistemin Müslümanlar üzerine uygulanması için bu partilerin iktidara gelmesi arasındaki farkı idrak ettiler mi? Her şeyden önce acaba bunlar; otoritenin ve güçün hala Allah'ın Şeriatını uygulamayanların elinde olduğunu ve bunların da sadece Amerika'yı ve ‘İsrail'i razı eden demokrat ve liberal ilkelere uygunluk arz etmeyen her kararı ve işi bozacağını idrak ettiler mi?! Acaba onlara seçimleri kazandıran büyük halk kitlesi/geniş tabanın askeri konseyinin Amerika'ya olan bağlılıktan kurtulmasını zorlayabileceğini idrak ettiler mi? Eğer bu geniş taban doğru olarak yönlendilirmiş olsaydı ve otoritenin ümmetin elinde olması için Raşidi hilafet devleti aracılığıyla Şeriat'ın tatbik edilmesinde ısrar etseydi. Acaba bunlar insanların İslamı sevdikleri için onların tarafından seçildikleri, Mısır halkının kendi problemlerini çözecek olan İslam pratikte uygulandığı ve İslam bayrağı olan Resulullah'ın bayrağının Sayks-Picot bayrağının (Mısır bayrağı) yerine geçtiğini görmek istediklerini idrak ettiler mi? Nitekim Amerika güdümünde eski rejimin zulmünün üzerlerine hala hükm ettiğini görmek istemezler. Tıpkı Amerikan Büyükelçiliğinin çağırdığı şey gibidir. Ve bunlar acaba İçişleri Bakanlığının niçin 21 ton göz yaşartıcı gazın ithal ettiğini idrak ettiler mi? Zira bunu Süveyş limanında çalışan gümrük memurları bunu ortaya çıkarttılar. Peki bütün herkes; ister Müslüman olsun isterse gayri müslim olsun bütün Mısır halkının kurtuluşunun ancak ve ancak Raşidi İslami hilafet devletinin yoluyla Allah'ın Şeriat'ını kendileri üzerine uygulamakla olduğunu ve başka yolla olmıyacağını idrak edecek mi? Yoksa yine başka sistemi onlarca seneler daha denemeleri mi gerekiyor? (إنّ الّذينَ كَفرُوا يُنفِقونَ أموالَهُمْ لِيَصُدّوا عَنْ سبيلِ اللهِ فَسَيُنْفِقونَها ثُمَّ تَكونُ عَليهِمْ حَسْرَة ثُمّ يُغْلَبونَ والذينَ كَفَروا إلى جَهَنّم يُحْشَرون) (Şüphesiz ki inkar edenler mallarını, insanları Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar ve de harcayacaklardır. Ama sonunda bu bunlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlup olacaklardır. Kafirlikte ısrar edenler ise cehenneme toplanacaklardır.) Enfal 36 Hizb-ut Tahrir