20-11-2013 16:02

Baas rejimi 64 mazlumu daha katletti

Esed güçlerinin çeşitli kentlere yönelik ağır silahlarla düzenlediği saldırılarda 64 kişi katledildi. Katledilenlerin 5`i çocuk...

Baas rejimi 64 mazlumu daha katletti

Suriye Yerel Koordinasyon Komitesi (LCC), Esed güçlerinin dün havadan ve karadan düzenlediği saldırılarda 64 Suriyelinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Ölenlerin 5’i çocuk, 4’ü kadın.

LCC’nin verdiği bilgilere göre 26 kişi Halep’te, 11 kişi Humus’ta, 10 kişi Dera’da, 9 kişi Şam kırsalında, 3 kişi Deyr ez-Zor’da, 2 kişi İdlib’de, 1’er kişi de Kunaytra ve Lazkiye’de katledildi.

Suriye Genel Devrim Konseyi'nden (SRGC) yapılan açıklamada da Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı birliklerin 80. Tugay ve Halep ile Neyrab havaalanı yakınlarında yer alan ulaştırma binalarına saldırarak rejim güçlerine büyük zayiat verdiği belirtildi.

Halep'te söz konusu iki havaalanı çevresinde ÖSO birlikleri ile Esed güçleri arasında yoğun çatışmaların devam ettiği aktarılan açıklamada, orduya ait savaş uçaklarının kentte muhaliflerin yoğun olduğu bölgeleri bombaladığı belirtildi.

Açıklamada, Başkent Şam'ın Yermuk, Berze, Kabun, Dareyya ve Doğu Guta bölgelerinin rejimin yoğun havan topu, roket ve topçu ateşine maruz kalması sonucunda çok sayıda yerleşim yerinin yıkıldığı ve hasar gördüğü ifade edildi.

Suriye geçici hükümetinden kınama 

Suriye geçici hükümetinden yapılan yazılı açıklamada, Esed rejiminin sistematik bir şekilde işlediği insan hakları ihlalleri kınanarak, bu ihlallerin Suriye'nin uygar yüzünü lekelediği, halkın uygarlık ve kültürü konusunda yanlış bir izlenim bıraktığı, ülkenin insana saygı ve vatandaşlar arasında hoşgörü üzerine kurulu tarihini yok etmeye katkıda bulunduğu ifade edildi.

Geçici hükümetin açıklamasında, Esed rejimi tarafından işlenen korkunç ihlallerin, özgürlük değerleri yolunda Suriye halkı tarafından yüzbinlerce şehit, yaralı ve tutuklunun feda edildiği özgürlük ve onur devriminin başlamasına neden olduğu belirtildi.

(Haksöz Haber)

YORUMLAR
  • kıyamcı   24-11-2013 20:05

    SURİYE CİHADI BİZE 'inşaallah' FIKHIMIZI VE AKİDEMİZİ ÖĞRETİYOR.. Suriye’de İran bizzat savaşın tarafı ve içinde olmasından ötürü Türkiye’de İran ve Şia Devşirmeleri filozofları ve kalem tutan şebbihalar Suriye’deki savaş ABD ve İsrail için verilen savaş diyiverdiler.yazıklar olsun sizlere. israil ve ABD her zaman bizimle savaşta değil miydi zaten? ABD yani Amerika “EN BÜYÜK ŞEYTAN” değil miydi zaten? peki neden Irakta sizinle komşu oldu ve Iraklı Şii Mollarla kuzu ve hindi dolması yediler.? Sistanî 200 Milyon Dolar için namuslarımızı ve ırzlarımızı ABD’ye satmadımı?. Şimdi bu akidenin adamları Suriye’de bize akıl vermeye çalışıyorlar. Bunlara söyleyecek tek söz var: Oturun evinizde ve İslam’ın yükselen gücü ve sayhası karşısında durmayın ve fitneye sebep olmayın.. Türkiye’deki Kürt İslamcılar bölgelerinde Suriye’de bir kardeş savaşı olduğunu sürekli dillendiriyorlar. Kardeş savaşımı..!? Kardeş savaşı demekha ozaman sormazlarmı adama PKK ile kavga edenler neden bunu İslam adına yaptıklarını söylerler ki? şuan suriye kıyamı mürted dediginiz örgütlede savaşmakta ve o toz konduramadığınız iran şia cumhuriyeti mürtedleri zalimleri ve kafirleri desteklemekte yoksa bildikleri bişeymi var diyorsunuz halen? bune yaman çelişki böyle? İster kabul edin ister kabul etmeyin, kabul etmeyenlerin de zanlarını o kadar önemsemiyoruz. İran ve genelde Şia, İslam Coğrafyasında akidemizle savaşmaktadır. Çünkü Bu akide sahabe ve tabiuna saygı duyan bir akidedir.persleri alaşşağı eden. Allah’ın kitabı ve Rasulü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünneti’nden aldığımız akidedir. selahattin i eyyubiye sormuşlar neden önce fatimilerle savaştık sonra küdüsü feth ettik? atamız selahattin demişki çünkü bunlar hem dini bozmaya çalışıyordular hemde bizi arkamızdan hançerleyip haçlılara satardılar. ve bugün İşte Suriye savaşı.. Irak savaşının ardından umulmadık bir biçimde izzetli ve haysiyetli bir kıyamı ortaya koyunca; Hizbullah’ın göllerine akan sular tersine döndü. Bu suların tersine akması ta Irak savaşından beri devam ediyordu. ABD ve ortaklarının Irak’ı işgali öncesi on binlerce Şiînin mezheplerini terk ederek Ehl-i Sünnet akidesini benimsemeleri Irakta’ki savaşın asıl görünmeyen yüzünü teşkil etmektedir. Suriye’de ise tam tersi söz konusudur. 670 binden fazla Nusayri Şii mezhebine isteyerek ve istemeyerek girmiştir. Bunu bilenler çoktur. İran, Suriye’deki Nusayri dönüşümüne Beşşar’ın iktidara gelmesinden sonra azamı derecede hız verdi. Lübnan ve Suriye adeta İran olmuştu. Suriye’deki savaş aslında iki akide mensuplarının hesaplaşması savaşıdır. Çünkü bu savaş 1952’den beri gizli açık Suriye’de devam ediyordu. İran ve Türkiye’deki uzantıları sürekli İsrail unsurunu gündemde tutarak gerçekleri saptırmaktadırlar. ABD ve İsrail olmadan hiçbir meselemize değinemiyoruz. Ehl-i Sünnet’in Suriye’de ve Irakta verdiği izzetli savaş birçok şiîyi derinden düşündürmektedir. Haksız olan bir savaşla bu kadar insanın can vermesi ve hayatlarını bunun uğrunda söndürmeleri mümkün değildi. Türkiye’den bazı kalem sahipleri diyorlar ki: “Suriye’de savaşa gidenlerin Şiîliği yok etmek için savaşmaya gidiyorlar” tarzında çok sığ ve provokatif bir iddiayı dile getirebiliyorlar. Peki, beyefendiler ne için Suriye’de Müslümanların ırzlarına hayâsızca ve İblisçe el uzatılırken bir şey demediniz? Ben, onları benimle Suriye’ye gelmelerini ve gerçekleri yerinde görmelerini teklif ediyorum. Buyursun bu teorisyenler, savaşının sıcaklığında insanların paramparça edildiği ve küçücük kızlarımızın bile ırzlarının nasıl kirletildiği bir ortamı birlikte ziyaret etmelerini teklif ediyorum. Buradan Ehl-i Sünnet’e düşmanlık edip sonra da bunu sinsi bir biçimde İslamcılık ve vahdet adına aldatıcı bir propaganda malzemesi yapanlara söylüyorum.: Adlandınız ve aldatıldınız. gelin hep birlikte Suriye geçelim ve orada onları birlikte dinleyelim bunu kaydedelim ve birlikte gerçeklere şahidlik edelim. Burada aldanmış ve aldanmışlığın verdiği utançla iftira kampanyalarında bu kez tersinden kurban olan bir çok gencin ve Müslümanın da hakikatleri görmesine vesile olalım. Gelin Suriye gidelim ve felsefi ve siyasî nazariyelerimizin ne kadar doğru olup olduğunu hep birlikte görelim.. Bakalım namusları ve ırzları uğruna savaşanların aldıkları tavır mı doğrudur, yoksa sizin burada Nusayrilere ve İran’a yaptığınız yandaşlık mı doğrudur? Evet, orada da ferdi hatalar var,peyğamber s.a.v ben halidin yaptığından beriyim demiştir yeri geldimi.bizlerde yapılan hatalardan yanlışlardan beriyiz. evet gerçekten orada da çeşitli oyunlar var ve bunu asla gözden uzak tutamayız. Ama orada biz yokuz biz sadece oradan buradan duyduklarımıza dayanarak bir şeyler söylüyoruz. Siz gelin Suriye’yi görün belge ne imiş, gerçek ne imiş o zaman görürsünüz!.. İran ve Hizbullah ne imiş o vakit anlarsınız!.. Anlarsınız ama yine takiyye ile anlarsınız. En azından bir yardım ekibi olarak Suriye’ye geçmek ve orada bu hakikatleri görmek mümkündür. Ve o zaman gelin bize anlatın Sünni gençlerin orada kiminle savaşmaya gittiklerini. Sanki Yemen’den sadece Sünni gençler geliyorlarmış, ya Suriye’ye Lübnan’dan gelen binlerce Hizbullah genci. Ya Irak’tan Sadr’ın cemaatından gelenler? Bahaneleri de türbelerini korumakmış::!? Bu hikayeleri birbirimize uzun uzun anlatacağımıza, gelin bunu bir de orada kırk yıldır zulüm altında yaşayan Müslümanlara anlatalım. Biz onların vekilliğini yapmayalım, siz de İran’ın ve Hizbullah’ın. Ümmete örnek olacak bir ahlâk ve dürüstlükle birlikte Suriye’ye gidelim. CHP’liler gidiyor da biz mi gidemeyiz?cesaretsiz gayretsizmisiniz yoksa? şunu herkes bilsinki Suriye’de çok acımasız ve zalimane tek tarafın ceberutuyla tarihin görmediği bir vahşeti ortaya koyan bir savaş var. Bir yönüyle İran ve ehl-i sünnet savaşı; diğer yönüyle İsrail, ABD ve Rusya’nın taraf olduğu savaş. Müslümanlar; yıllardır Irak’ta, Somali’de, Afganistan’da Filistin’de ve şimdi de Suriye’de sosyalist bozuntusu Baas ev Nusayri rejimiyle savaşmaktadır. PKK ‘de ABD’nin de isteği ve ricasıyla silahı bırakıyordu. Buna teşekkür olarak Suriye’de Amerika’nın korkulu rüyasının gerçeklemesine mani olmak ve ona bunda destek olmak gerekiyordu. Çünkü Suriye’de İslam’ın hakimiyeti demek, bölgede İslam’ın yücelmesi demektir. Çünkü İslam sadece Suriye’de durmayacak bölgeye yayılacak; Kudüs’ü Yahudi’nin elinden alacak bir savaşa başlayacaktı. Ulusçu devletler batıya düşman da olsalar niçin İslam’la savaşmasınlar ki? Suriye’de İslam’a karşı işbirliği bütün gerçekliği ortaya çıkmıştır. Batı yıllarca Nusayri ve Baas dinine neden itiraz etmediğini, Suriye’deki savaşta çok nazik bir şekilde Beşşar’ın yanında durarak göstermiştir. Zira onların ataları da Haçlılara tarihte aynı lütufta bulunmuşlardı. Bugün İran faktöründen sonra, Suriye’ye müdahale etmemelerinin en önemli sebeplerinden birisi de budur. İran, Irak ve Afganistan’da ABD’nin yanında oldu ve ona çok büyük kolaylıklar sağladı. Elbetteki bu alicenâb hizmetler “teşekkürsüz” kalmamalıydı. ABD, her ne kadar Türkiye’nin tavrından memnunsa da, Suriye hadisesinde “büyük teşekkür”ü Türkiye’ye değil İran’a yapmaktadır. Hasılı,kelam İslamı tehlike görenler ve Müslümanları el-kaide olarak suçlamayı ilke edinmiş olanlar; Suriye’de işbirliği ile Müslümanların kanlarını satıyorlar ve onların kanların da elleri yıkayıp zulüm üzerine kasemde bulunuyorlar.. suriye kıyam cephesi.muhalif ebuzer