BBC’den başörtüsüne çirkin saldırı
İslam ve Müslümanlara yönelik karşıtlığı ile bilinen İngilizlerin BBC medya kurumu, geçen gün yayınladığı bir programda başörtüsü ve bu olgunun batılı toplumlarda kadınlar arasında hızla yayılmasını ele aldı.
İslam ve Müslümanlara yönelik karşıtlığı ile bilinen İngilizlerin BBC medya kurumu, geçen gün yayınladığı bir programda başörtüsü ve bu olgunun batılı toplumlarda kadınlar arasında hızla yayılmasını ele aldı.
“Fatıma’nın kararı” adı altında düzenlenen bir tiyatro oyunu şeklinde sergilenen yaklaşımda Allah Resulü’nün (s.a.v) muhterem kızının adını taşıyan Hindistanlı gayri müslim bir kız baş rolü oynuyor. Fatıma Pakistan’ı ziyaret ettikten sonra İngiltere’ye dönüyor ve İslami tesettürü kullanmaya karar veriyor, ancak bu durum ailesi, erkek arkadaşı ve çevresinde sorun meydana getiriyor.
En başta oyunun baş aktörü için Hz. Fatıma’nın adı gibi mukaddes bir adın özellikle seçilmiş olması dikkat çekiyor, nitekim Allah Resulü’nün (s.a.v) kızının şanına yakışmayan davranışlar sergileyen bir kızın Fatıma adını taşıması seyirciyi rahatsız ediyor. Bu yaklaşım gerçekte yeni bir konu değil. Bundan önce de özellikle Hollywood ve siyonist sanatçılar yapımlarında rol alan şiddet yanlısı, bağnaz ve radikal karakterleri için Ehl-i Beyt fertlerinin adını kullanmışlardı. Öte yandan; Fatıma karakterinin annesi olan kadın da kendisinin gençlik çağında dinsizlik isyanı yaşadığını ve bir gayri müslim olarak kızının başörtülü olmasını benimsemediğini, tesettürün kadını güzelleştirebileceğini, ama ardındaki inancı kabul etmediğini vurguluyor.
Fatıma’nın erkek arkadaşını canlandıran karakter de, Fatıma’nın gerçekte daha dindar olan babası ile irtibat kurabilmek için din unsurunu seçtiği ve ortada bir inancın söz konusu olmadığı mesajını iletmek için kullanılıyor. Böylece bir Müslüman kızın dini inancı gereği kullandığı başörtüsü kişisel davranış düzeyine indirgenirken aynı zamanda Müslüman bir kızın erkek arkadışı olmasının doğal bir mesele olduğu empoze edilmeye çalışılıyor. Bu da gerçekte İngilizlerin yaygınlaştırmaya çalıştığı “İngiliz İslam’ı” anlayışının bir parçası olarak nitelendiriliyor.
(Kaynak: Vakit)