Yurttaş PEKUYSAL
17 Mart 2008
DEMOKRASİ VARMIŞ... NEYİME?
Pek çoğunun gidişat üzerine maruzatı vardır.. Hattâ erinmeyip yazsak, burdan Ankara'ya yol olur değil mi, hatta dabıl yol olur...
Bendeniz vatandaşlık vazifemi, sivilliğimi parmağımda siyah bir leke taşıyarak ifa etmiş, oyumu kullanış bir şahısım. Oy pusulamın kenarına şerh düşecek değildim ya.. Fırsat verildi de bu köşede meramımı anlatayım..
Tuncay Özkan'ın affına sığınarak itiraf etmeliyim ki, Demokrasi üzerine çok düşünmüşümdür Aman yanlış anlaşılmasın.. Ne otel lobilerinde, ne gece yarısı toplantılarında böyle bir fikir mesaisi yapmış değilim.
Düşündün de ne oldu diyebilirsiniz ki hak veririm. Kerameti kendinde menkul bu kardeşiniz, Cumhuriyet ve demokrasinin başat figürü politikacı şapkasından ne tavşan, ne de Sarıkız çıkarmaya muktedirdir.. Tank sesleriyle uyanmak korkusuyla sabahı zor etmiş bir, Bi-reyim altı üstü!
Demorkasi üzerine çok düşündüm dedim ya, öyle antik yunana kadar uzamasa da, kitaplığıma uzanıp bir sözlük, bir de Meydan Larousse kapabildim.
Demokrasi nam-ı diğer Elerk! Ne kadar da kafa kurcalıyor değil mi? Hani halk egemenliğiydi? İstihza şöyle dursun, düpedüz malum-u ilan değil mi bu? Hangi ellerin egemenliği? Temiz eller mi, semiz eller mi? Kimin eli kimin cebinde yahu? Anlayan beri gelsin..
Sonra demokrasinin alamet-i farikası Sandık!
San-dı-k! San fiil köküne, geçmiş zaman eki ve birinci çoğul şahısla çekimlenmesi? Pardon ama ne sanmıştık? Demokrasi var mı sanmıştınız? Yoksa taaaa ilkokul yıllarından beri biraz prozodi hatası ile olsa da şarkılarda söylenen "Biziiii yönetenlerriii biz seçeriz seçimlleeeee!" sözlerini gerçek mi sanmıştınız?
Bu fiil kökünün peyderpey değişmesi demokrasimizin çeşitli merhalelerini de özetliyor aslında...
Bakınız efendim:
Sandık!
Kandık!
Yandık!
ve Darbe!
Sözün kısası efendim, günlerdir sabahlara kadar düşünüyorum! Gözüme uyku girmiyor, tank sesleriyle uyanmak korkusundan... Vallahi darbeder oldum!