Dera saldırılarının amacı siyonist işgal rejiminin güvenliği
Rejimin bölgedeki saldırılarının yoğunlaşmasının ardından, 300.000’e yaklaşan sayıda insan Ürdün sınırına ve İsrail’in işgali altındaki Golan’a doğru kaçmak zorunda kaldı, çeşitli nedenlerden ölenlerin sayısı ise 200’ü aştı. Ürdün sınırındaki on binlerce Suriyeli bilinmeyen bir sonuçla karşı karşıya kalmış vaziyette çaresizlik içinde bekletiliyorlar. Toplamda o bölgede yaşayan 750.000 kadar insan ya rejim bombalarıyla öldürülecek ya da çölde ölüme terk edilecek.
Dera Saldırılarının Amacı İsrail’in Güvenliği
Muharrem Güneş / Yeni Akit
Suriye’nin güneyinde bulunan Dera’ya yönelik haziran ayı ortasında Suriye rejimi tarafından havadan ve karadan başlatılan yoğun saldırılar Rusya ve Şii milis güçlerinin desteğiyle şiddetli bir şekilde devam ediyor.
Günlerdir 45 dereceye varan çöl sıcağında ölümcül bombalardan kaçan siviller barınak eksikliği ve içme suyu yokluğu arasında tozlu rüzgarlara ve türlü zorluklara maruz kaldı.
Rejimin bölgedeki saldırılarının yoğunlaşmasının ardından, 300.000’e yaklaşan sayıda insan Ürdün sınırına ve İsrail’in işgali altındaki Golan’a doğru kaçmak zorunda kaldı, çeşitli nedenlerden ölenlerin sayısı ise 200’ü aştı. Ürdün sınırındaki on binlerce Suriyeli bilinmeyen bir sonuçla karşı karşıya kalmış vaziyette çaresizlik içinde bekletiliyorlar. Toplamda o bölgede yaşayan 750.000 kadar insan ya rejim bombalarıyla öldürülecek ya da çölde ölüme terk edilecek.
Bütün bu zorlukların arasından hayatını kurtarıp kurtulmayı başaranları ise sınırda başka silahlı ordular bekliyor. İsrail ordusu işgali altında olan Golan Tepeleri’ne mültecilerin geçmesine izin verilmeyeceğini açıklamasıyla birlikte Ürdün ordusu da Suriye’nin kuzey sınırında biriken mülteci dalgalarını durdurmak ve sığınmacıları Ürdün’e sokmamak için askerlerini sınır hattında görevlendirdi. Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi ülkesinin Suriye ile olan sınırını açmayacağını, Suriye topraklarında yerlerinden edilmiş kişiler için sınır içinde Rusya’nın gözetiminde kampların kurulmasını talep ettiklerini söyledi.
Muhalefet güçleri, Suvayda eyaletindeki rejimin kontrol ettiği kontrol noktalarına sızmayı başarıp bazı askerlerini öldürse de, Rus savaş uçaklarının Esad kuvvetlerinin imdadına yetişmesi neticesinde muhalif güçler geri çekildi.
Varil bombalarıyla toplu sivil katliamlarıyla rejim güçleri ilerleyip etnik temizlik yaparken Birleşmiş Milletler “tehlike alarmı” çalmaktan öteye gitmiyor. Gittikçe sayıları artan göçmenlere insani yardımın da durduğu ve yeni bir insani kriz dalgasının baş gösterdiği belirtiliyor.
Ürdün sınırına kaçanların en az 15’i böcek ısırmasından, susuzluktan ve kirlenmiş sudan ve gittikçe yayılan bulaşıcı hastalıklardan öldü.
Krizin sona erdirilmesi için Ürdün’ün arabuluculuğunda Suriye muhalefet güçleri ile Rusya arasında başlayan görüşmeler başarısızlıkla sonuçlandı. Suriye muhalefeti, Ruslar tarafından sunulan koşulların “aşağılayıcı ve kabul edilemez” olduğu gerekçesiyle müzakerelerin sona erdiğini duyurdu ve rejime ve İran destekli milislere karşı “halk direnişinin” başlatılması çağrısında bulundu.
Suriye’nin güneyindeki koşullar düşünüldüğünde, gözlemciler Ürdün ve İsrail’in isteği doğrultusunda Suriye rejiminin sınır bölgesine geri dönmesini kabul ettiklerini belirtiyorlar.
Birçok medya kuruluşunun servis ettiği habere göre İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Suriye’deki İran kuvvetlerinin askeri olarak geri çekilmesi karşılığında, Beşşar Esad rejiminin yönetimde kalmasını ve sınırda rejim askerlerinin görevlendirilmesini desteklemesi konusunda anlaştıklarını söyledi.
Nitekim İsrail, Esad ailesiyle barış içerisinde sürdürdükleri 50 yıllık sınır güvenliğinin ve istikrarın devamı için Beşşar’ın iktidarda kalmasını istiyor. Dera’ya yönelik bu ağır saldırıların arkasında da İsrail’in rejim güçleri haricinde hiçbir gücün sınır hattında olmasını istememesinde yatıyor.
Rusya, İran, İsrail ve diğer tüm taraflar ülkelerinin maslahatı için anlaşmalarını ve ittifaklarını masum Suriye halkının katledilmesi ve topraklarından edilmesi üzerinden yürütüyor.
Ancak gizli veya açık yapılan tüm anlaşmaların aşamadığı tek nokta İsrail’in güvenliği meselesi. İsrail düşmanı görünenler dahil olmak üzere büyük güçlerin hepsi İsrail’in güvenliğini etkileyecek herhangi bir girişimden uzak duruyorlar.