Dışarıdaki Fransızlara kızalım tabii ki, fakat...
Kur’an anlaşılmaz diyenlerden sadece biz ve belirli (ruhban) kişiler anlar ifadelerine kadar; yine onca ayet ortada iken (haram ama yasal formunda) yokmuşçasına, onlarla hükmedil(e)memesinden, ‘Kur’anı kabirlerde okuyunuz!’ hükmüne kadar bir sürü aykırılık ve aşırılık Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda ‘içten’ ve ‘müslümanım’ diyenlerce, üstelik üst perdeden ve sıklıkla, öteden beri dillendirilmekte değil midir?! Şimdi kalkıp elin Fransızına ne adına, nasıl kızacaksınız?
‘Güncelleme’ meselesinden tutun da o söylemin ardından gelenekçiliğin safları sıklaştırıp Kur’ana bakmadan savunup sarıldıkları uydurmalara, üretimlere sahip çıkmalarına kadar; bekaya göçmüş bir devletlunun ‘şu kadar ahkam ayetini çıkaralım’ herzesinden modernistlerimizin (oryantalist etki altında) değişkenleri sabitleri de içine alacak kadar genişletmelerine (hadlerden, akaidine, ahlakına kadar!) değin;
Kur’an anlaşılmaz diyenlerden sadece biz ve belirli (ruhban) kişiler anlar ifadelerine kadar; yine onca ayet ortada iken (haram ama yasal formunda) yokmuşçasına, onlarla hükmedil(e)memesinden, ‘Kur’anı kabirlerde okuyunuz!’ hükmüne kadar;
‘Bakara makara’ diyenlerinden Kur’anı yüzeysel ve yüzünden teberrüken okumayı yeterli görüp bunu salık verenlere kadar bir sürü aykırılık ve aşırılık Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda ‘içten’ ve ‘müslümanım’ diyenlerce, üstelik üst perdeden ve sıklıkla, öteden beri dillendirilmekte değil midir?! Şimdi kalkıp elin Fransızına ne adına, nasıl kızacaksınız?! Tamam, kızın da, önceliğiniz sonralığınız, adaletiniz, hakkaniyetiniz olsun! Bari bu hassas konuda doğru ölçüp biçin!