01-03-2012 07:50

Eli kanlı Beşşar Esed`in tecrit kampları

Türkiye`den giden gazetecilerin devlet görevlileri eşliğinde gezdirildiği Şam, adeta askerlerin kuşatması altında. Şam`a yakın ilçelerden Duma`da çatışmaların izleri göze çarpıyor. Cep telefonu ve internet kullanımının yasak olduğu Duma`da, Suriyeliler sorulardan `hayır` diyerek kaçıyor.

Eli kanlı Beşşar Esed`in tecrit kampları

Her gün onlarca muhalifin öldürüldüğü Suriye'de Beşar Esad rejiminin uyguladığı sıkıyönetim, en az çatışmaların yaşandığı başkent Şam'da bile kendini gösteriyor. Kısa bir süre önce muhaliflerin kanla bastırıldığı Şam adeta askerlerin kuşatması altında. Türk gazetecilerin devlet görevlileri eşliğinde gezdirildiği, Şam'ın kenar ilçeleri Duma ve Haras'ta sansürlü bir gözlem bile, rejimin kalbine yaklaşan özgürlük isyanını bastırmak için mahallelerin tecrit kampına dönüştürüldüğünü ortaya koyuyor.

SIKIYÖNETİM MANZARALARI

İlçelere askerler tarafından oluşturulan kontrol noktalarından girilebiliyor. Vatandaşların araçları durdurulup tek tek aranıyor. Askerler ellerindeki listelere göre kimlik kontrolleri yayıp, araçların girişine izin veriyor. İlçelerde cep telefonu ve internetin yasaklanması dikkat çekiyor. Muhafazakar, dindar insanların yaşadığı Duma'da belediye ve adliye binasının yanı sıra polis merkezinde çatışmaların izlerini görmek mümkün. Belediye binasının önünde kurulan karargah ise ilçede uygulanan sıkıyönetimin simgesi olmuş. İlçe meydanına geldikten 5 dakika sonra 'tehlikeli olabilir' gerekçesiyle etrafımızı saran sivil ve asker kıyafetli görevliler bizi bölgeden uzaklaştırdı.

GÖSTERMELİK MUHALİF BARINAĞI

Duma meydanında çatışma izlerini inceletmeyen devlet görevlilerinin Türk gazetecileri götürdüğü ikinci nokta kendi ifadeleriyle 'teröristlerin' ele geçirilen yeraltı barınağı oldu. Şufoniye mahallesinde bir atölyenin içinde yerdeki gizli bir kapağın açılmasıyla inilen bodrum katta ele geçirilen ve silah ve mühimmatı gösterdiler. Çevreyi inceleyip Suriyelilerle konuşmaya çalışırken peşimizden gelen askerlerin engeline takıldı. Yakınlardaki bir dükkana girip, Türkiye'den geldiğimi söyledim. Geleneksel kahveleri mırra ikram ettiler. Geceleri olayların yaşandığını, silah sesi duyduklarını ancak gündüz olay olmadığını söylediler. Çok geçmeden peşimdeki askerler yine müdahale etti.

HIZLI VE DİK YÜRÜYEN İNSANLAR

Şam merkezinde duvarlara yazılan 'Allah-Suriye-Beşşar' şeklindeki sloganlar burada yerini muhalifler tarafından yazıldığı ve üzeri boyayla kapatılmış özgürlük sloganlarına bırakıyor. Çoğu Sünni 110 bin nüfusa sahip ilçenin gündüz manzarası, sokaklarında az kişinin olduğu, insanların sağına soluna bakmadan dik ve hızlı şekilde yürüdüğü, sokak başlarının askerler tarafından tutulduğu bir tecrit kampını andırıyor. Harasta ise Şam merkezine sadece 7 km uzaklıkta. Duma'ya göre daha küçük bir yerleşim yeri.

AĞIZLARINI BIÇAK AÇMIYOR

Burada da belediye ve diğer birkaç binada muhaliflerle askerlerin çatışma izleri hemen göze çarpıyor. Gazetecilere eşlik eden görevlilerin ilk gösterdiği yer muhaliflerin saldırısıyla enkaza dönmüş bir anıt oldu. Anıtın çevresindeki apartmanların duvarlarında kurşun izleri yaşanan çatışmanın yoğunluğunu gösteriyor. Askerler yüksek bir binanın karargah haline getirdiği terastan bölgeyi 24 saat gözetim altında tutuyor. Konuşmak istediğimiz Suriyelilerin ağzını bıçak açmıyor. Sorduğumuz her soruya sadece 'hayır' karşılığını verdiler. Türk gazetecilerin, her gün onlarca kişinin öldüğü Humus, Hama, Dara, İdlib ve Şam'ın kenar semtlerinden Zabadan'a gitme isteği ise reddedildi. 

(Hikmet Gök / Yeni Şafak)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !